Popüler olmak için oyunculuk yapmıyorum
Gürkan Uygun haftanın filmi 'Tamam Mıyız?’la beyazperdede
Uygun oyunculuk adına bereketli bir dönemde, bu yıl üçüncü rol aldığı film. Aynı zamanda da adrenalini yüksek Kaçak dizinde izliyoruz... Uygun ile bir araya geldik, son dönemdeki yükselişini konuştuk.
Kaçak dizisi sizi oyunculuk adına farklı bir yere mi taşıdı?
Dikkat edeceğiniz birkaç unsur ekleniyor, bir önce ki rolüme göre. Kurtlar Vadisi’nde sokakta yetişen bir adamdım ve ona göre davranış biçimlerim vardı. Bu biraz daha üstünde bir karakter. Akademisyen anlayışla polislik yapıyor. Devlet adına çalışıyor. Dövüş biliyor.
Diziden ayrılır ayrılmaz mesleki anlamda da bir bereket yaşadınız...
Bunlar oyunculuk serüveni içinde olacak olan durumlardı. Çalışma programından kaynaklanan nedenlerden dolayı vaktim olmuyordu. Saç bile uzatamıyordum. Biraz da beklemiş oldu insanlar. Diziden çıkınca da bolluk oldu.
Şaşırdınız mı?
Bekliyordum. Teklifler de vardı, ama değerlendiremiyordum yoğunluktan. Dolayısıyla 8-10 rolün içinde kendimi buldum. 10 yıldır üst düzey bir şekilde piyasadaydım. Piyasada olup başka işlerde oynayamamak oyuncuyu rahatsız ediyor.
İnsanları ağlatacak bir film yaptık
Tamam Mıyız?’da nasıl bir adamsınız?
Elleri, ayakları olmayan bir çocuğun babası. Filmde kötü olarak görebileceğiniz bir karakter. Ama ben onu kötü olarak algılamak istemedim. Cahil olarak düşündüm. Çağan Irmak’ta benim fikrime katıldı. Adamın yaptığı kötülükler cehaletten kaynaklı.
Filmden ağlayarak mı çıkacağız?
Biraz öyle bir durumu var. Çağan seviyor insanları damardan vurmayı.
Sizden hâlâ korkuyorlar mı?
Ufak tefekte olsa çekinen insanlar var. İlk zamanlardaki kadar değil. Çok tanınmıyor ve bilinmiyorsunuz. Oynadığınız karakter sert bir adam. Dolayısıyla insanlar sizi de öyle sanıyor.
Kişilik olarak bir rahatlama oldu mu?
Normalde çok gergin ve sert bir adam değilimdir. Esnek ve toleranslı bir insanımdır. Aile babası olmak beraberinde korkular da getiriyor. Eskiden olmayan korkulara sahip oldum.
Yalılarda yaşayan birini oynamak istiyorum
Sizi şehirli bir adam rolünde ne zaman izleyeceğiz?
Ben de bekliyorum! Oldukça yoğun çalışıyoruz sette ve çatışma sahneleri çok fazla. Sabahın 05’i elimde kuru sıkı bir silah ve bir sürü adamın peşindeyim. Yeter artık, ne zaman bir yalıda oturup gemilerin geçişini izleyeceğim. Kısmetse Kaçak’ı bitirdikten sonra. Dizi iki sezon daha devam eder. Sanıyorum sonrasında ben de köşeme çekilip yalılardan kontrol edeceğim bütün gidişatı. (gülüyor)
Sizi ne ağlatır?
Acı ve hüzün. Türkü çok severim. O da... Öğrencilik zamanımda türküye çok sardım. Taşradan gelmiştim. İzmit büyük şehirdir ama benim dönemimde daha yeni gelişiyordu. Oradan İstanbul’a geliyorsun ve büyük şehrin şatlarına kendini uydurmaya çalışıyorsun. Küçük şehre göre çok fazla yalan var. Kendinizi mutlu hissettirecek bir arkadaş ortamı yaratıyorsunuz. Orada da sarıldığınız en sağlam şey türkü oluyor. Daha sonra da başka bir heves haline geldi.
Heykel yapmak beni çok rahatlatıyor
En büyük lüksünüz nedir?
Köyüme gidip, hiçbir şey yapmadan birkaç gün yatmak. Bahçe ile uğraşmak... Sakarya’da toprakla olan ilişkimi değerlendiriyorum. Arada fırsat bulunca yurt dışına çıkıyoruz.
Siz senaryo yazar mısınız?
Hiç öyle bir yeteneğim yok. Daha çok oynayabiliyorum. Çalışsam bile becerebileceğimi düşünmüyorum. Başka yeteneklerim var ona kanalize oluyorum. Heykel yapıyorum.
Mesela Anish Kapoor sergisini gördünüz mü?
Hayır. En son Picasso ve Dali’ye gidebilmiştim. Küçük, küçük heykeller yapmayı seviyorum. Çamur çok güzel bir materyel. İnsanın tüm elektriğini alıyor. Doğal bir de... Çok homojen bir yapıya sahip olduğu için istediğiniz kıvrımı ve motifi verebiliyorsunuz.
İleride heykellerinizle bir sergi açarsınız artık...
Zamanla ve yaptığınız işi bilmekle alakalı bir şey. Ben çok bilmiyorum ne yaptığımı. Konsept belirleyemiyorum. İki aylık bir heykel kursuna gittim, bir takım temel bilgiler aldım sadece. Uzun bir çalışma gerektiriyor eser yaratmak. 20 gününüzü bulur ufak bir şeyi var etmek.
Kendi başıma yapabileceğim bir şey değil.
Kurtlar Vadisi’yle kırgınlığım yok
Kurtlar Vadisi ekibiyle arada kırgınlık olduğu söyleniyor...
Hayır, öyle bir şey olmadı. İşin artık benim için yeterli olduğunu ve başka roller denemek istediğimi söyledim.
Çok ünlüyüm gibi bir rehavete kapılmadınız mı?
Einstein’ın, “Bilgi arttıkça ego azalır, bilgi azaldıkça ego artar” diye bir sözünü okudum geçen gün. Belki egoya sahip olduğum zamanlardan kalma, beni soğuk bir adam olarak görmüş olabilirler. Ama çok yaşamadım açıkçası bana röportaj gelmiyor, beni öne çıkarmıyorlar gibi hissiyatları. Ben sadece iş yapmak istiyorum. O rol ile tanınmak ve tekrar popüler olmak güzel olsa gerek. Ama çok da aradığım bir şey değil ya da onun için yaşamıyorum. Kaptırmadım kendimi. Çok lüks yaşayım, insanlar bana ‘bey’ desin gibi bir duygum da olmadı.