Söz dizisi nasıl bir heyecan oluyor sizin için?
Her türlü heyecanı barındırdığım bir iş oluyor. Bir işe başlarken illa ki bir heyecan oluyor ama bunda hem iki sezon başarılı olan bir işe sonradan dahil olmanın verdiği bir heyecan, hem de çok güçlü bir karakteri oynamanın heyecanı var. Her bölümde farklı bir aksiyon alıyorum ve bu hoşuma gidiyor ve heyecanımı hep taze tutuyor.
Bu dizi hangi yönünüzü tatmin etmenizi sağladı?
Aksiyon tarafımı, güçlü bir karakteri oynamanın hazzını yaşatıp, vatanseverlik duygusunun tatminini yaşatıyor. Dizide bir savcıyı oynuyorum ama genelde de aksiyon ve gerilim türündeki yapımları, kitapları çok sevdiğim için yabancılık çekmediğim bir iş oldu. Zaten izlediğim ve okuduğum şeylerle bu role hazırlanmışım ama yönetmenimizin yönlendirmesiyle ve oyuncu arkadaşlarımın desteğiyle daha farklı şeyler yapacağımı düşünüyorum.
Tutmuş bir dizide özgüven ve rahatlık veriyor mu?
Tabii ki sağlıyor. Keşke günümüzde her iş tutsa ama maalesef çok iddialı olsanız bile bir şekilde dizinin tutmadığı çok oluyor, hayal kırıklığı yaşayıp, hatayı kendinizde arıyorsunuz. Ama burada tabii daha rahatım.
Canlandırdığınız rol gibi güçlü, istikrarlı ve kararlı mısınız?
Önceden böyle değildim. Her şeye daha korkarak ve ürkek yaklaşırdım. Çok fazla kendime güvenim yoktu ki o güvensizlikle bile İstanbul’a tek başıma gelip setin içine daldım. Her yeni işte kendime bir şeyler kattım ve güvenimi kazandım. Şu an kendime güveniyorum ve savcı Derya gibi ayaklarım üzerinde kararlı bir şekilde durabildiğimi hissediyorum.
Yavaş ilerlesem de hiç keşkem olmadı
7 yıllık kariyerinizde sizce her şey hızlı mı oldu, yavaş mı?
Bence yavaş oldu. Ama hiç şikayetçi değilim. Eğer her şey bir anda olsaydı ki şansıma genelde hep başrolden ilerledi kariyerim, belki bir anda parlayıp, bir anda düşüş yaşayacaktım. Kendime bir şeyler katamadan ortaya çıkmış olacaktım ve insanlar bana inanmayacaktı. Ama bu sürecin 7 yıl sürmesi benim için çok güzel bir olgunlaşma oldu. Bu süreçte hiç keşkelerim olmadı. İyi ki her şey bu akışında gitmiş.
Başrolle başladınız, başrolle devam ederim diye bir kriteriniz var mı?
Türkiye’de hikayeler hep başrole yazıldığı için tercihim tabii ki başrol olması. Ama eğer Hollywood’da yer alsaydım, konuk oyuncu da olurdum. Çünkü konuk bile olsan sana hikaye yazılıyor. Burada 160 dakika içinde sadece başrole hikaye yazma sistemimiz var. Yan rolün olduğu hikayeler çok az olduğu için tercihim başroller.
İşler beklediğiniz gibi gitmezse B planınız var mı?
B planı oluşturmak istemiyorum çünkü böyle bir plan oluşturursam sanki o plana mecbur kalırmışım gibi bir his var içimde. Her şeyin yolunda gideceğine ve asla bozulmayacağına inanmak istiyorum. Yaşım ilerleyecek yeni insanlar gelecek yerimize ama ben her yaş skalamda aynen devam etme niyetindeyim. B planı olarak da tiyatro yapmak çok istiyorum ama diziyle aynı anda olması çok zor. Belki bir devrim olur ve dizi süreleri düşer de tiyatro ve dizi eş zamanlı yapma fırsatım olur.
Gizemli olmayı seviyorum
Doğru anlaşıldığınızı düşünüyor musunuz?
Oyuncuların doğru anlaşıldığını düşünmüyorum. Çünkü insanlar sizi canlandırdığınız karakterler gibi sanıyor. Ama ben böyle bilinmesini tercih ederim. Çünkü çok bilinmek, tanınmak istemem. Gizemli olmayı severim.
İçinizden nasıl bir kadın çıkmaz?
Benden kavgacı bir kadın çıkmaz diyemem. Çünkü eğer hakkım yeniyorsa, başkasının hakkının yendiğini görüyorsam çok net kavga ederim. Ama mesela benden paragöz bir kadın çıkmaz. Hiçbir şeyi para için yapmam. Zaten oyunculuk da bence para için yapılamaz. Para için oyunculuk yapıyorsanız bir gün mutlaka tükenirsiniz.
Barış sayesinde daha güçlü oldum
Yapmak istediğiniz neler kaldı?
Gurur duyabileceğim ister gişe, ister sanat olsun güzel bir film çekmek istiyorum. 150 dakika boyunca birini güldürmek ve sürekli seviyeyi yüksekte tutmak çok zor bir şey bu yüzden dizide tercih etmem ama filmde romantik komedi yapmak isterim. Bundan sonrası için de sadece güçlü kadınları oynamak istiyorum.
Çok güzel giden bir ilişkiniz var. İlişkinize dair aldığınız yeni kararlar var mı?
İki senedir ciddi bir ilişkimiz var. Birbirimizi güçlendirdiğimizi ve beslediğimizi düşünüyorum. Aslında Barış (Yurtçu) sayesinde daha güçlü ve özgüvenli olduğuma inanıyorum. Çünkü beni hep yüreklendiriyor. Aldığımız net bir karar yok ama ilişkimiz aynı ciddiyetinde devam ediyor.
Hayatımızı hiç ünlü değilmişiz gibi yaşıyoruz
Barış’tan sonra aşkın tanımı değişti mi sizde?
Aşk denince içinde kavganın da, tutkunun da, sadakat ve bağlılığın da olduğu ve bir ilişkinin böyle yürüdüğünü, ayakta kaldığını gördüm. Her şeyin üstesinden gelmenizi sağlayan bir duygu aşk.
İki ünlü olan kişinin ilişkisi nasıl oluyor?
Barış’ı her sahnede izlediğimde o kadar gururlanıyorum ki yeniden aşık oluyorum. Ama aramızda sen şarkıcısın, ben oyuncuyum diye egolar yok. Hiç ünlü değilmiş gibi hissediyoruz rahatça her istediğimizi yapıyoruz...