Gazete Vatan Logo

Osmanlı’da Kuran’dan fal bakma da vardı

Sultanların fal kitabı Falnameler Amerika’da görücüye çıktı

Geçtiğimiz günlerde Washington’daki Smithsonian Arthur Sackler Galerisi’nde açılan “Falname: Kehanetler Kitabı” adlı sergi büyük ilgi çekti. Yüzyıllardan bu yana insanların geleceğe dair meraklarını giderdiği fal inancının, resimler ve onlara ilişkin metinlerle ifade edildiği ve birbirinden değerli 3 falname kitabının gizemli dünyasının aralandığı sergiyi gezenler, büyük şaşkınlık da yaşadı. Zira pek çok kişi, Osmanlı’da hem sarayın, hem halkın, bir işe karar vermeden önce “Falname”ye başvurduğunu bilmiyordu. Birçok kişi de Falnamelerde yer alan resimler arasında İslamiyet öncesi peygamberlerin de yer almasına hayret etti. İlk kez gerçekleştirilen bu sergi fikrini ortaya atan ve hayata geçiren iki isimden birisi olan Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Serpil Bağcı ile Falnameleri konuştuk.

* Falname nedir?

Falname, fal kitabı demek. Bir sayfada imgeler, diğer sayfada o imgeleri yorumlayan, yani aslında falın size ne dediğini anlatan metinlerin yer aldığı kitaplar. Osmanlı ve Safeviler’de büyük boyutlu kitaplar yoktur. Falnameler ise çok büyük ölçektedir.

* Bu kitaplardan nasıl fal bakılıyor?

Bir niyet tutuluyor, yani bir sorunuz olacak fala başvurmak için. Abdest alınıp, bazı dualar okunuyor. Ardından kitaptan tesadüfi bir sayfa açılıyor. Arap alfabesine uygun yazıldığı için sağ sayfadan başlayarak fal okunuyor. Bir resim görüyorsunuz. O imge, sizin için o falın uğurlu ya da uğursuz olduğunu söylüyor. Örneğin eğer cehennemse falınızda çıkan resim, kesinlikle uğursuz, ama Hz. Ali’nin eliyse uğurlu bir fal. Resmin karşı sayfasında bir metin var. Her bir metin ve resim böyle bir tür bütünlük oluşturuyor. Mesela falında Hz. Ali’nin eli çıkmışsa, karşısındaki metinde diyor ki, “Sen bu fala evlenmek için başvurduysan evlen. Hayatın çok güzel olacak.”

Uğurlu fal: Süleyman Peygamber ve Balkıs imgesi “uğurlu bir fal.”



En çok evleneyim mi, arsa alayım mı gibi sorular var

* Falnameye başvuranların ne tip soruları olmuş?

Şu anda bizler bir falcıya gittiğimizde aklımızda olan sorulara benzer şeyler; seyahate çıkayım mı, evleneyim mi, çocuğumu okula göndereyim mi, şuradan şuraya taşınayım mı, ticaretle ilgileneyim mi, arsa alayım mı gibi... Bugünkü kahve falı gibi, çok benzer kaygılarla fallara bakıldığını ve benzer yanıtlar alındığını anlıyoruz.

* Falnameler sadece sultanların, saray halkının başvurduğu kitaplar mı?

Resimli el yazması kitapların genellikle yönetici sınıf, padişahlar, saraylılar gibi yönetim gücünü elinde tutanlar ile askeri, bürokratik elitler arasında dolaştığını biliyoruz. Ya da zengin tüccarlar arasında. Çünkü çok pahalı kitaplar. Ama fal metinlerinden anladığımız, Falnamelerin hem Sultan’a, hem sokaktaki adama seslenmesi.

4 büyük Falname var, ikisi padişahlar için yazılmış

* Bu Falnameler birileri için mi hazırlanmış?

Günümüze ulaşan 4 büyük Falname var. Bunlardan 2’sinin padişahlar için yazıldığını biliyoruz. Birisi, 1614’te vezir olan Kalender Paşa tarafından, I. Ahmed’e verilmiş. Diğeri Şah İsmail’in oğlu Şah Tahmasb için hazırlanmış. Bu Falnamelerin ilk örneği. Diğerleri daha sonra hazırlanmış. Diğer 2’sinin sahiplerini ise bilemiyoruz.

* Falnamelerde yer alan metinler standart metinler mi?

Hayır. Diğer resimli el yazmalarından farklı olarak Falname metinlerinde bir standart yok. Çünkü esas olarak bunlar sözlü geleneğin devamı. Nasıl bir rüyayı yorumluyorsanız, Falname’deki resme de bakıp yorumluyorsunuz. Ama çoğu metnin sonunda “İyi bir insan, iyi bir Müslüman olun, ibadetlerinizi, vazifelerinizi yerine getirin” ile “Allah bilir” ifadeleri yer alıyor.

Resimler yorumlayana bağlı olarak değişiyor

* Bir resim kimileri tarafından uğurlu, kimi tarafından uğursuz olarak nitelendirilemez mi?

Tabii ki. Aynı resme bakıp olumlu veya olumsuz şeyler söyleyebilirsiniz. Mesela İbrahim’in ateşe atılması. Ateş, tanrı tarafından gül bahçesine dönüştürülüyor ve İbrahim kurtuluyor. Bu resme baktığınızda, İbrahim Peygamber’in tanrı tarafından ateşten kurtarılmasını da görebilirsiniz, onu ateşe atan Nemrut’u da görebilirsiniz. Eğer Nemrut’u görüyorsanız, o zaman “uğursuz” bir fal olur. Ama eğer İbrahim Peygamber’in ateşten kurtulmasını görüyorsanız, “çok uğurlu” bir fal olur. Yorumlayana bağlı yani. Onun için de metinler standart değil, hep değişiyor. Falnamelerin özgün bir tarafı da, normalde resimli kitaplarda esas olan metindir, resim ona eşlik eder, onu açıklar, onu görselleştirir. Falnamede ise imge, resim önce gelir. Onu açıklayan bir metin olur.

* Falnamelerdeki resimlerle metinler nasıl yan yana getiriliyor?

Bu hikâyeler sözlü olarak, yazılı olarak zaten halkın ortak hafızasında var. İmgeler de öyle... Mesela peygamber hikâyeleri, tarih, din kitaplarında, peygamber kıssalarında yer alıyor. Resimler de öyle. Yani sadece falnamelerde bulunan resimler değil.



HZ. ALİ’NİN ELİ UĞURLU, LEYLA VE KÖPEK MECNUN UĞURSUZ FAL

1- Hz. Ali’nin eli: Hz. Ali’nin Hayber Kalesi’ni tutan eli uğurlu fal olarak yorumlanıyor. 2- Leyla ve kapısındaki köpek Mecnun: Cennete benzer bir bahçeyi dünyada yapmak isteyen kişi, cehennem zebanisi tarafından engelleniyor. Uğursuz fal. 3- Adem ile Havva: Adem ile Havva’nın cennetten kovulması ne iyi, ne kötü bir fal. “Dileğin, niyetin başta kötü olacak, ama iyi neticelenecek.”

Metinler iyi insan olmayı öneren cümlelerle bitiyor

* Aslında Müslümanlıkta fal çok makbul bir şey değil değil mi?

Daha doğrusu ortada bir şey. Fal ile ilgili endişeler ve “Fala bakılmayacak” diye birtakım hadisler var. 16’ncı yüzyılda bir şeyhülislam var, Ebusuud Efendi, o dönem İstanbul’un müftüsü. Ona “Fal bakmak mübah mıdır?” diye soruyorlar. Yanıtı şöyle: “Fal, sizi iyi bir iş yapmaktan engelliyorsa, makbul değildir. Ama sizi iyi biçimde davranmaya motive ediyorsa, o zaman makbuldür.”

* Kitaptan fal, sadece Falnamelerle mi oluyor?

Hayır. Mesela Mevlana’nın Mesnevisi’nden bile niyet tutulup, bakılıyor. Ama hepsinin öncesinde Kuran’dan fal bakma var.

* Bu nasıl oluyor?

Farklı yöntemleri var. Belli dualar ettikten sonra aklınızdaki soruyla açıyorsunuz. Diyelim ki 3’üncü satırın, 3’üncü harfine bakmanız gerekiyor. Veya açtığınızda çıkan surenin, ilk gözünüze çarpan bir satırın ilk harfine bakıyorsunuz.

Falnameleri bizden önce Amerikalılar gördü


* ABD’de açılan sergi fikri nasıl ortaya çıktı?

Amerika’da yaşayan İranlı bir meslektaşımla uzun yıllardır bu konuyu görüşüyorduk. Falnameler zor bir konu. Diğer taraftan da çok sergilenesi objeler. “Biz bunları çalışsak” dedik. Safevi ve Osmanlı Falnamelerini inceledik.

* Falnamelerin 2’si Topkapı Sarayı’nda. Buna rağmen sergiyi ABD’de açtınız, neden?

Çok pahalı bir sergi. Objelerin taşınmaları, sigortaları v.s. Türkiye’de çok yere başvurduk ama tek bir kuruş bile alamadık. Amerika’da ise arkadaşım iki büyük bağışçı buldu.

* ABD’deki sergiye götürülen 2 Falname, Topkapı Sarayı’nda sergileniyor mu?

Depoda duruyorlar. Biri el yazması, cildi bozulmadığı için tek sayfasını açabildik. Diğerinin ise cildi dağınıktı, yaprak yaprak sergiledik.

* İlk kez mi böyle bir sergi oldu?

Topkapı Sarayı’ndaki Falnamelerden birinin bazı yaprakları Paris’te bir sergiye götürülmüştü. Ama ilk kez 3 Falname bir sergide yer aldı.

Falnamelerdeki imgeler

Falnamelerde yer alan imgeler gruplanabiliyor. Bunlardan en yaygınları astroloji imgeleri. İkinci en önemli grup, peygamberler. Eski ahid ve Müslüman peygamberler. Ayrıca 12 imam imgeleri de var. Bir diğer grup, kıyamet imgeleri. Fal bakmakla kıyamet beklentisinin örtüştüğü pek çok nokta var. Bir diğer grup, ölümden sonraki hayatla ilgili; cennet, cehennem, mahşer gibi. En temel imgeler bunlar. Ama bunların dışında mesela yerleşik masallardan alınmış, edebiyat temaları var; Leyla ile Mecnun gibi.

En kötü fal: Dabbetü’l Arz

Falname’de karşınıza çıkabilecek en kötü fal, Dabbetü’l-Arz. Yani kıyamet alameti. Bunun metninde diyor ki; “Bil ve kork ki, Dabbetü’l- Arz sana fal olarak çıkmıştır. Bu fal üzgünlük, endişe, acı, getirir. Niyetinde ısrarcı olma. Senin için uygun olan sabırlı olmaktır. Ve günahların için tövbe etmendir. İbadetini sakın ihmal etme, hayırlarını yap ki, üzerindeki uğursuzluk gitsin.” Bu en kötü faldır.

Haberin Devamı