'Oscar'ı dünyanın yoksul halkları adına alacağım'
EYLEM KAFTAN / eylemkaftan@gmail.com
Bazı oyuncular vardır, yerleri sizin için ayrıdır, çünkü onlarla büyümüşsünüzdür. İlyas Salman da o oyunculardan biri. O on yaşından beri hep bu toplumun itilmiş, kakılmışlarını oynadı. Tam ‘İlyas Salman artık bitti’ dediğimiz anda, Oscar yarışının yabancı film adayları arasına giren Mısır Adası filmindeki Gürcü çiftçi rolü ile muhteşem bir geri dönüş yaptı...
Fotoğraflar: Barış ACARLI
Smokin: Levon Kordonciyan
Nasılsınız diye sorulduğunda 'Türkiye gibiyim' deme adetiniz var. Türkiye gibi misiniz yine?
Türkiye gibiyim derim çünkü ben hiç tek başına değilim. Ülkemin çocuğuyum. Ama bugünlerde Türkiye gibi değilim çünkü evime gittiğim zaman eşime en azından 'bugün yine iş bulamadım' demiyorum. 'Bu ay çocuklarıma et yediremedim demiyorum ama bu ülkede bu sancıyı yaşayan milyonlarca insan var. 15 milyon gizli işsiz var.
Film Oscar adayı oldu. Rol size nasıl geldi?
Reis Çelik'in 'Lal Gece' filminde oynamıştım. 10'un üzerinde uluslararası ödül aldı. George Ovashvili anlaşamadığımız yönler olmasına rağmen iyi bir yönetmen. 2-3 yıldır bu hikaye için oyuncu arıyormuş. Lal Gece'yi izleyince 'buldum' demiş.
Gürcistan'da oyuncu yok muymuş ki Türkiye'de aramış?
Bütün filmlerde arıyormuş bu ihtiyar adamı. Lal Gece'de hapishaneden çıkmış bir adamı oynuyordum, görünce 'bu adam oynuyor ama kendini aktör gibi görmüyor' demiş. Sahne arkasını da seyretmiş. Sonra ben bu adamı nasıl bulurum, demiş. Reis Çelik'i aramış. Gürcistan'dan geldi. Tünele yakın oturduk, ben senaryoyu bir göreyim dedim. Okudum, gerçekten beğendim.
Gürcü çiftçiyi oynamak nasıl bir histi?
Daha önce Sarı Mercedes'te oynadığım İnce Bayram da uluslararası bir karakterdi. Yarı Alman, yarı İsveç, yarı Türktü. Hepimiz aslında 'haymatlos' (vatansız) olduk. Dünyada sınırlar kalmadı artık.
Siz aslen Malatyalısınız ve daha çok Doğulu karakterleri canlandırdınız...
Çoğu beni Kürt zanneder ama ben Kürt değilim. Alevi kökenli Türkmen'im ama benim için hiç önemli değil bu. Önce insanım, sonra aktörüm, gerisi laf-ü güzaf.
Mısır Adası bir çiftçinin mücadelesini belgeselci titizliğiyle anlatıyor...
Mısır koçanlarını orakla budarken savaşa karşı çıkıyor ama bunu insanlar anlamadı. Niye savaşıyoruz? Derler ki altın çok kıymetlidir çünkü az bulunur. Hayır ondan değil, çok emek harcandığı için. Bir insanın değerine bakarken dünya için ne kadar emek harcamış, ona bakın. İnsan yaşamı senelerle değil 'sineyle' ölçülür.
TÜRKİYE'Yİ NURİ BİLGE CEYLAN TEMSİL ETMELİYDİ
Oscar adayı olduğunuzu öğrendiğinde ne hissettiniz?
Çok mutlu oldum. Yalnız şunu geçirdim içimden, onurum adına yemin ediyorum ki bir Türk filminde oynasaydım da onunla temsil etseydim ülkemizi keşke dedim. Ben ırkçı falan değilim ama Anadolu insanıyım. Anadolu insanının çektiği acıyla Oscar'a aday olmak isterdim. Onunla aday gösterilmek bana bin kat daha gurur verirdi.
Kış Uykusu Oscar yarışına kabul edilmezken, sizin kabul edilmeniz nasıl hissettirdi?
Kış Uykusu'nu izledim. Nuri Bilge Ceylan benim gözümde dünyanın en onurlu yönetmenlerinden. Hayatımda hiç bir yere torpille gelmedim. Ama ne yalan söyleyeyim Türkiye'yi temsil eden bir yönetmen ve Anadolu topraklarında yetişmiş bir çocuk olarak keşke Türkiye sinemasını Oscar'da o temsil etseydi.
Buruk bir sevinç oldu yani sizin için?
Evet buruk bir sevinç oldu. Çünkü tüm filmlerini severek izledim Nuri Bilge'nin.
HAYATIMDA YOKSULLUK EDEBİYATI YAPMADIM
Geriye baktığınızda neyi farklı yapardınız?
Hiç keşkem yok hayatta. İstediğim gibi yaşadım.
Yeşilçam karşılığını bulamadı ama. Bugün çoğu sanatçı zor durumda.
Hayatımda yoksulluk edebiyatı yapmadım çünkü iki çocuğumu da okuttum, en iyi okullarda burslu olarak hem de. Çocuklarımın eğitimine kazandığım her şeyi verdim. İkisi de ekmeklerini kazanıyor. Evleri var, benim de var, daha ne olsun?
BEN KENDİ KENDİMİ YOKEDEMEM
Biz sizi unutmadık ama epey kaydoldunuz. 'Tamam bitti artık' dediniz mi?
Hiç bir kitle ya da kütle, hiç kimse gerçek değeri yok edemez. Ben bile kendimi yokedemem. Sokağa çıkalım hala İlyas Salman insanların yüzünde bir gülümseme yaratır. İnsan ortadan gitmez. Ben giderim, adım kalır, dostlar beni hatırlasın.
BEŞ BİN DOLAR ALDI KALÇA KEMİĞİ ÇATLADI
Sette başınıza neler geldi?
Filmi küçük bir adada çekiyoruz. Kıyıya çıkıyor bizim adam. Bir gün sandala atlaması gerekiyor ama sandal iki metre uzaklıkta. Yönetmen dedi ki 'Bay İlyas, 150 metre uzaktan çekiceğiz, dublör kullanalım, dedi. Tilkiye sormuşlar, ensen niye kalın, o da demiş ki, kendi işimi kendim yaparım, ondan demiş. Atladım suya. Kalça kemiğimi kırdım. Acı giderek artıyor. Tiflis'te emar çektiler. Hiç bir şey yok dediler. Türkiye'ye geldim kalça ortasından çatlamış, dediler. On gün dinlendim, sonra tekrar başladım.
Neler zorladı sizi sette?
Çok pahalı bir prodüksiyon değildi. Bizi önce bir otele yerleştirdiler. Sonra çekim yerine yakın bir yere yerleştirdiler. Her yerde fare vardı. Ben de fareden nefret ediyorum. Dört ay kişnişli yemek yemek zorunda kaldım. Kişniş de hiç sevmiyorum. Ne kadar para aldın dersiniz? Beş bin dolar aldım. Film bitti, ödüller aldı, Oscar adayı oldu. İki kişilik film, oturun siz karar verin.
ANADOLU İNSANINI OYNUYORUM
Bu kadar az konuşulan filmde oynamak zorladı mı?
Hiç zorlamadı. İnsan gözüyle değil beyniyle bakar hayata. Ben beynimle bakmaya çalıştım.
Film doğanın yıkıcılığını da anlatıyor...
Orayı yıkan nedir? Gürcü-Abaza savaşıdır. Mecazi bakmak lazım.
Hep görünmeyen kahramanları oynadınız, şimdi de Gürcü çiftçi..
Bizim ülkemizde değil tüm dünyada kaderi hiç 'yokmuş' gibi görünmeyen insanlar çizerler. Ben Anadolu insanını oynuyorum. Anadolu insanı Arizona'da da var, Meksika'da da. Kars'ta bir kedi öldüğü zaman İstanbul'da yas tutmayan insan bu ülkenin insanı değildir.
OSCAR ALIRSAM HAYATIMDA HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEZ
Oynadığınız o karakterlerle içiçe misiniz?
Adam gibi yaşamaya çalışıyorum. Benim için aktör, faktör, fabrikatör farketmiyor. Asansöre binmem, merdivenle çıkarım. Omzum komşunun omzuna değsin isterim.
Oscar alırsanız hayatınızda ne değişecek?
Hiç bir şey!
Bu yıl bir de Erden Kıral'ın 'Gece' filminde bir pavyoncuyu oynadınız.
Ben kötü adamların kötü göründüklerine inanmam. Erden abiyle konuştuk. Kötü adamı illa kötü bakan, klişe şekilde yapmayalım dedim. Babam çok güzel adamdı ama eve gelince anamı döverdi, dedim.