'Orantısız meme kullanımı'

Televizyonunuzda ya da YouTube’da bir müzik videosuna denk geldiğinizde soyunan, kalçasını sallayan, göğüslerinden aşağı şampanya döken kaç erkek müzisyen gördünüz? Hafızanızı tarayınca erkeğin cinselliğini öne çıkartan kaç müzik videosu hatırlıyorsunuz? Muhtemelen kendinizi zorlasanız bile aklınıza pek bir şey gelmez. Aynı şeyi kadınlar için düşünürseniz sayısız örnek birer birer gözünüzün önüne düşer. Güzel bacaklar, sıkı kalçalar, derin dekolteler...

Pop müzik dünyası baştan aşağı bunlarla doludur. Tesadüf mü? Hayır. Endüstrinin kadın müzisyenlere dayattığı cinsiyetçi role o kadar alıştık ki her gün karşımıza çıkan bu tip videoları pek de garipsemiyoruz. Garipsememiz gerektiğini ima etmiyorum. Muhtelif bakanlarımız gibi dekolte derinliğine karşı özel bir hassasiyetim yok. Herkes istediği şeyi giyebilir. Ama günümüz müzik endüstrisinin kadınlar açısından başarı formülünde güzel ses kadar güzel bedenin de önemi olduğu aşikâr. Hatta bedenin güzelliği çoğu zaman sesin, şarkının güzelliğinin de önüne geçiyor. Radyonun kitle iletişim aracı olarak TV’nin çok daha önünde olduğu yıllarda iş elbette böyle değildi. Kimse bir kadın müzisyeni önce tipine, sonra sesine göre değerlendirmezdi. Geriye dönüp baktığınızda 30 yıl önceye oranla etraftaki ‘tombul’ müzisyen sayısının çok daha az olduğunu fark edersiniz. Plak, yapımcı şirketlerindeki yöneticiler arasında erkeklerin egemenliği baskındır. Türkiye’de de, dünyanın dört bir yanında da müzik endüstrisinde kadın yönetici yok denecek kadar azdır. Yönetmeyi bilen bu erkeklerimizse bir kadının göze de en az kulağa olduğu kadar hitap etmesini bekliyor. “Ortalama bir şarkınız ve fazla kilonuz mu var? Kusura bakmayın. Pop dünyasında şansınız maalesef çok düşük. Ortalama bir şarkınız ve güzel göğüsleriniz mi var? Sanırım sizinle şansımızı deneyebiliriz.” Üstelik son derece göreceli olan güzellik kavramı da müzik endüstrisinde belirli standartlara sahip.