Gazete Vatan Logo

Müzikle gelen terapi

Belki de ninniyle başlayan müzik sevgisi çocuğunuzun içindeki dahiyi keşfetmesine yardımcı olur. Onu müziksiz bırakmayın, zekasını artırın!

Erken yaşlarda verilen müzik eğitimi, bebeğinizin gelişimine katkı sağlar. Özellikle hareket becerilerinde etkili olan müzik, miniklerin matematik zekalarına da olumlu bir şekilde yansır. Çalgı eğitimi çocuklarınızın beyin yapısını geliştirir. Hızlı ritimler ve majör makamlar beynin sol ön bölgesinde uyarılma yapar. Mutluluk duygusunda artış sağlar. Bu etkiler depresyonun düzelmesine bile katı sağlar.

İlk aylar çok önemli
Çocuğunuz doğduğu zaman birçok uyaranla karşılaşır. Bunlar onun hayatının sonuna kadar kullanacağı beyin sinapslarını (sinir hücrelerinin birleştiği yer). belirleyen uyaranlar. Bir çocuk doğduğunda görsel, kişisel veya dokunsal olarak etkin uyaranlarla karşılaşırsa o sinapsları harekete geçirebilmek mümkün. Ama genelde çocuklar doğduğu zaman o ilk aylarda beyindeki sinapsların % 50’si aktif hale gelir. Geri kalanı da pasif şekilde kalır, ama kaybolmaz.
Anne-baba olarak çocuğunuz dünyaya geldikten sonraki o ilk gelişim aşamalarında çok dikkat edin. Çünkü bu ilk zamanlarda öğrenme algıları çok açık olur. Çocuk büyüdükçe beyni birtakım gelişmeler gösterir. Her gelişmede hayatı boyunca kullanacağı konuşma, yürüme gibi becerileri elde eder. Yaşı daha da büyüdükçe mantıklı düşünme gibi becerileri de edinir.

7 yaş öncesi eğitim
Belli bir süre sonra çocuğunuzun beyninde artık bir ‘format’ oluşur. Bu format dahilinde hayatını idame ettirir. Erişkin çağdan sonra da sağlıklı olan herkes yaşamını artık belli bir düzene oturtmuş olur. Ama özellikle çocukluk döneminde yavrularımıza ne kadar kaliteli uyaranlar verirsek gelişimlerine o kadar katkı sağlamış oluruz. Böylece ortalama bir insanın gelişimine oranla bebeğinizin beyin gelişimi daha sağlıklı, hızlı ve iyi olur.
Yapılan bir araştırmada, 7 yaşından önce ve sonra piyano eğitimi alan çocuklar karşılaştırılmış. Önce eğitim alan çocukların beyin kök uçları arasındaki köprülerin, almayanlara göre daha uzun ve gelişmiş olduğu gözlenmiş. Bu köprüler, sol ve sağ beyin yarım kürelerin birleşmesini ve birlikte çalışmasını sağlar. Bu beyin köprüleri olmadığı zaman beynin iki bölümü de birbirinden ayrı çalışır. Araştırma sonucunda beyin köprüsünün 7 yaş öncesi eğitim alan çocuklarda daha geniş olduğu tespit edilmiş. Bu da şu anlama gelir; Boğaz Köprüsü’nün daha uzun olduğunu düşünün, trafik akışı daha kolay ve hızlı olur. Erken müzik eğitimine başlayan çocukların beyinleri de daha seri çalışır denilebilir.

Sosyal ve duygusal etkisi
İnsan beyninde beyincik dediğimiz, hareket ve denge koordinasyonunu sağlayan bir bölge var. Yapılan araştırmalar bu bölgenin sadece harket ve denge için değil aynı zamanda duygu, düşünce ve davranışların dengelenmesinde de etkili. Erken yaşlarda müzik eğitimi alanlarda bu beyincik bölgesinin müzik eğitimi almayanlara oranla daha gelişmiş olduğu gözlenir. Böylece bu, çocuklara düşünsel ve duygusal gelişimleri açısından daha dengeli olma şansı da tanır.
Enstrüman eğitimi alan çocukların hareket yeteneklerinin yanında aritmetik yetenekleri de gelişir. Araştırmalar da zaten bunu ortaya koymuş durumda.
Müzik çocuklarda sadece sosyal ve duygusal becerileri artırmaz. Erken verilen aktif müzik eğitimi çocuğun beyin yapısının gelişimine de katkı sağlar.

Müzik dinlemek ciddi bir iştir!
Araştırmalarda enstrüman çalma sırasında ya da yapılan dans sırasında beynin sol ön bölgesinin daha fazla çalıştığı saptanmış. Beynin ön bölgesi de tam deyimiyle insanı insan yapan bölge! İnsandan başka hiçbir canlıda bu kadar gelişmiş durumda değil.
Problem çözme, muhakeme, karar verme, konsantrasyon, kavrama, motivasyon, hayattan zevk alma, mutlu olma, inisiyatif alma, yönetme gibi bütün aktiviteler beynin ön bölgesi sayesinden yapılır.
Sonuçta biz çocuklarımızı uzun bir eğitim programına tutarsak, sürekli beyinlerinin ön bölgesini çalıştırmış olacağımız için oranın aktivasyonu da artırmış oluruz. Buna da bir örnek vermek gerekirse şöyle, spor yapan bir çocukla yapmayan çocuğun arasında çok fark olur. Spor yapan çocuk nasıl daha dinç, aktif, sosyal, mutlu, hayata bağlı ve sağlıklıysa yapmayan çocuk da bir o kadar güçsüz, mutsuz, asosyal ve içine kapanık olur. Aynı şey aktif müzik eğitimi alan ve almayan çocuğun beyin gelişimi ve duygusal hayatı için de geçerli.

Anne karnında başlıyor
Artık anne karnındaki çocukların da müzikten etkilendiğini hepimiz biliyoruz. Özellikle Mozart’ın bestelerinin bol inişli çıkışlı olması anne karnındaki bebeğin beyin gelişimine katkı sağladığı yadsınamaz. Çocuklara 4-5 yaşlarından itibaren her türlü müzikal eğitim verilmeye başlanabilir. Tabii herkes enstrüman çalacak diye bir şey yok. Bu çocuğun becerisine göre değişir.
Kimi çocuk dansa yatkın olur kimisinin sesi güzeldir. Şimdi çocuğum bale ve piyano eğitimi almalı gibi bir strese de girilmesin. Çocuklar ille de baleye gidecek, piyano çalacak diye bir şey yok. Çocuğunuzun ne tür bir müzik eğitimine yeteneği varsa onu uygulamanızda fayda var.

Otistik ve hiperaktif çocuklara…
Otistik çocuklar enteresan bir şekilde müziğe diğer çocuklardan daha fazla ilgi duyar. Otistik çocuklarda bu ilginin doğuştan gelen bir şey olduğunu düşünüyoruz. Onlar da şarkı söyleyebilir, enstrüman çalabilir, beste bile yapabilir. Müziğe yatkın oldukları için de müzikterapi yöntemiyle dil ve hareket becerileri geliştirilebilir. Nefesli enstrümanlar aracılığıyla dil kabiliyetleri geliştirilir. Kol ve bacak gelişimini hızlandırmak için dans çalışmaları yaptırılır. Sosyal yönlerini geliştirmek için de grup çalışmalarına katılmaları sağlanır.
Hiperaktif çocuklar üzerinde de bir çalışma yapılmış. Hiperaktif çocuklar ders çalışırken arka fonda müzik verilmiş. Müzikle ders çalışan hiperaktif çocukların derslerinde daha başarılı olduğu gözlenmiş. Ayrıca aritmetik performanslarının da artmış olduğu görülmüş.

Haberin Devamı