Mutlu evliliğin sırrı: Boşanmış olmak
İlk evliliklerinde mutlu olamayıp boşanmak zorunda kalan erkek ve kadınlar, ikinci kez evlilik fikrinden uzak durmayı seçiyor. Ancak araştırmalar gösteriyor ki, ilk deneyimlerindeki hatalarını kabul edenler ikinci denemelerinde hatta, aynı kişiyle tekrar evlenseler bile mutlu olabiliyor.
Telegraph’da yayınlanan bir makale, boşananlara umut vaat ediyor. Dünyanın en uzun süren ilişkileri konusundaki çalışmanın sahibi Prof. George Vaillant, ikinci evliliklerde çiftlerin birbirine daha bağlı olduğuna dikkat çekti. Ona göre; orta ya da ileri yaşlardaki boşanmalar uzun vadede daha mutlu bir yaşam sağlıyor. Çalışma 240 adet 70 yaş üzeri erkek üzerinde gerçekleştirildi. Çalışmaya göre ileri yaşlarda, özellikle 70’ten sonra da, süren evlilikler ilişkiyi geliştirse de, mutsuz evliliklerini orta yaşlarda sonlandıranlar daha mutlu bir yaşam sürebiliyor. Çalışmaya katılanların çoğu yeni evliliklerinde daha mutlular ve yeni evlilikleri daha uzun sürüyor. Prof George Vaillant 45 yıllık bir çalışma doğrultusunda durağan, tekdüze bir yaşam sürmenin insan doğasına uygun olmadığı gerçeği ile boşanmış olmak arasında bir ilişki olduğu üzerinde duruyor.
İlişkisi iyi olan erkek iyi eş oluyor
Bir ilişki kurumu olan OnePlusOne boşananların ne kadarının daha uzun süreli bir aşk bulduğu üzerine bir araştırma yapmış. Bu çalışmadaki kişilerden bir erkek, 3 evlilikten sonra 4’üncü eşini 45 yaşında bulduğunu ve 42 yıldır evli olduklarını belirtiyor.
“Office for National statistics”in yaptığı çalışmaya göre de 60 yaş üzerinde evlenenlerin yüzde 25’i daha önce boşanmış, yani bir evlilik yapmış kişiler. Bu çalışma ayrıca şunu gösteriyor: babaları ile sıcak, iyi ilişkisi olan erkekler iyi koca oluyor.
Ayrılmış çiftlerin çocukları ya da sorunlu çocukluk geçirenler ise daha tutarlı, düzgün çocukluk geçirenler kadar mutlu ve başarılı evlilikler yapabiliyor. Yani mutsuz çocukluk geçirenler daha başarılı evlilik yapar diye bir şey yok.
En uzun soluklu çalışma
Harvard Tıp Okulu tarafından ‘Yetişkinlerin Gelişmesi Çalışması’ adıyla yapılan araştırma en uzun süreli yapılan çalışmalardan biri. Çalışma 1938 yılında 268 tane 19 yaşında Harvard öğrencisi üzerinde başlatılıyor. İlişkileri ve aile yaşamları hakkında düzenli olarak anket yapılıyor. Deneklerin bir kısmı ikinci dünya savaşında ölüyor. Araştırmacılar bu katılımcıların 242’si üzerinde çalışmalarını sürdürebiliyor. Son güncelleme 2011 yılında yapıldığında 92 katılımcı kalmış ve bu süreç içinde sadece 7 kişi hiç evlenmemiş. 173 kişi en az 1 kere evlenmiş. Kalan 51 katılımcı son 50 yıllarını mutlu olarak değerlendirirken, 73 tanesi mutsuz ya da “idare eder” şeklinde değerlendiriyor ve bu 73 kişi ilk evlilikleri süren kişiler. 62 erkek boşanmış, bunların 39’u bir daha evlenmemiş ya da mutsuz ikinci evlilikler yapmışlar. 23 kişi ise yeni başarılı evlilik yapmış ve bu evlilikleri ortalama 33 yıl sürmüş. Sadece 1 kişi orta yaşında bir evlilik yapmış, 85 yaşında hala evliliği sürüyor ve mutlu. Çalışmayı yapan Prof Vaillant 1977’de boşanmayı gelecek yaşamdaki istikrarsızlığın bir göstergesi olarak görürken fikrini 30 yıl sonra değiştirmek zorunda kalıyor çünkü görüyor ki, boşananların evliliği olanlardan daha mutlu.
İlk evlilikteki yanlışlarla yüzleşin
ThirdAge.com’da yayınlanan bir makalede ise ikinci evliliğii yürütebilmek için gerekenler şöyle özetleniyor: Evlilik gurusu Stephanie Coontz “ilk evliliğin boşanmayla sonuçlanması sadece ilk eşinizin hatası olamaz. Bu konuda üzerinize düşen sorunlu yanlarınızla yüzleşin ve itiraf edin” diyor. DrScott.com’un kurucusu ve editörü Dr.Scott “ikinci defacılar aslında iyi bir evlilik için gereken becerileri geliştirmedikleri bir zamanda, yanlış insanla evlendiklerini sanırlar” diyor. Tavsiyesi ise ilginç görünüyor: “O, hayatınızın geri kalan kısmını birlikte geçireceğiniz insandır dolayısıyla yürümesi için mutlaka bir yol bulmalısınız.” Psikiyatrist Dr. Alper Hasanoğlu, Vatan Gazetesi’nde yazdığı yazıda birinci evliliklerin deneme, ikinci evliliklerin ise doğru olduğunu söylüyor. İşte o yazı: “İstatistikler ikinci kez “evet” diyenlerin çok daha kolay boşandıklarını da gösteriyor. Daha önceki ilişkide yaşanan sorunlar üzerine düşünülmemişse, aynı davranış ve düşünce kalıpları ikinci evlilikte de tekrarlanıyorsa ve ikinci eşten beklentiler artıyorsa tekrar boşanma riski daha da yükseliyor. Çiftlerin ömür boyu birlikte olmak için attıkları imza artık bir anlam ifade etmiyor. Çünkü eşleri birbirlerinden ayıran ölüm değil, orta yaş krizinden çıkmayı kolaylaştıran genç sevgili oluyor çoğunlukla.
Beklenti azalıp dikkat artıyor
İkinci kez denediğimizde artık hayatımızın başka bir evresinde bulunmaktayız. İkinci kez yaşanan mutlaka daha önce yaşanan illüzyonun tekrarı olmak zorunda değil. Beklentilerimizi azaltmış, daha dikkatli davranmaya başlamış olabiliriz.
Aynı kadınla yapıldığında ikinci evlilik birinciden kesinlikle daha iyidir
Psikanalizin kurucusu Freud, ikinci evliliklerle ilgili olarak şu tespiti yapar: “Aynı kadınla yapıldığı takdirde, ikinci evlilik birinciden kesinlikle daha iyidir.” Yani, birinci evlilikte idealize ettiğimiz evlilik ve evlendiğimiz kişiyle, evlilik kurumunun gerçekliği birbirleriyle büyük bir çelişki içindedir ve bu çelişki sonrasında yaşanan zorunlu bir hayal kırıklığıdır. İlk olarak ikinci denememizde bu ideal resimden vazgeçip gerçeği olduğu gibi kabul edebiliyoruz sanki.
Orta yaş krizinden nasıl çıkılır?
Artık orta yaşa gelmiş eşleri birbirlerinden ayıran ölüm değil, orta yaş krizinden çıkmayı kolaylaştıran genç sevgili oluyor çoğunlukla.