Modern sanatın dünyadaki evi MoMA’nın doğuşu
Daha sonraları dünyada ‘Üç cesaretli kadın’ diye tanınacak Abby Aldrich Rockefeller, Lillie P. Bliss ve Marc Quinn Sullivan dev bir işe imza atmak üzere 1929 yılında bir araya geldi. Bugün dünyadaki en etkili müzenin yaratıcıları olarak bilinen ve tüm dünyaya örnek güçlü kadınlar o gün Amerika’da ilk kez sadece Modern Sanat için bir müze kurmakta kararlıydılar.
Bu müze ilk kez Avrupa’nın da Modern Sanat’ına ev sahipliği yapacaktı. Bu işin fikir babası Abby Aldrich Rockefeller, ‘Hazineden sorumlu veznedar’ olma görevini üstlendi.
Abby bu işi profesyonel yürütmekte kararlıydı ve işin öneminin farkındaydı. Öncü olabilmenin keyfine varmıştı ve işi sonuna kadar yürütecekti. Abby ilk iş olarak Allbright Art Gallery yönetim kurulu başkanı A.Conger Goodyear’ın kapısını çaldı ve onu müzenin başı yapmak istediğini anlattı.
Goodyear elbette arkadaşı Abby’nin bu teklifini kabul etti ve çok kısa bir zaman içinde kendisine güvendiği bir takım oluşturdu. Müze, Wall Street’in çökmesinden sadece
9 gün sonra Manhattan’da ‘Heckscher Building’de halka kapılarını açtı. Elbette bu etkileyici bir gövde gösterisiydi.
Bu harika üç kadın yaptıkları işe olan inançları büyüktü. Heckscher Building’in 12’nci katında konumlanan ve 6 odadan oluşan bu mini müze ilk başarılı sergisini Avrupa’dan ödünç alarak getirdikleri bugün hepimizin alışık olduğu terim ‘loan exhibition’ ile gerçekleştirdi.
Müze gün geçtikçe büyüdü
Abby’nin kocası John D. Rockefeller ise müze fikrinin karşısındaydı. Daha önemlisi müzenin var oluş sebebi modern sanata ilgi duymuyor ve karısını desteklemiyordu. Abby’nin yapmak istediği girişimler için kapital vermekten çekiniyordu. Durum böyle olunca var olmakta kararlı olan ‘üç cesaretli kadın’ başlarının çarelerine baktılar. Göz bebekleri olan ve büyütmekte kararlı oldukları müzelerinin lokasyonlarını birkaç kere değiştirerek yollarına devam ettiler. Taa ki....
Abby kocasını ikna etti veya John D. Rockefeller kendi kararı ile müzenin bugün dahil konumlandığı arsayı bağışlamaya karar verdi. Bu değişimle beraber çıkacakları yolda Abby ve John D. Rockefeller sanat dünyasına isimleri kazıyacaklardı... 1939-40 tarihlerinde Art Institute of Chicago ile birlikte bir Picasso Retrospektifi yaparak enternasyonel bir platformda kendilerinden bahsettirmeyi başarmışlardı.
Bir sonraki girişimci jenerasyon Nelson&David Rockefeller
Nelson Rockefeller işlerin başına geçtiği sırada sadece 30 yaşındaydı. Müzenin anlamını kavramıştı, onun kuvvetine kuvvet katacağının farkındaydı. Kardeşi David Rockefeller da müzenin giderek gelişmekte olan yönetim kuruluna üyeydi. David 1948’de işleri Nelson’dan devraldı ve sadece 10 sene sonra 1958’de New York valisi seçildi. David müzeyi geliştirmekte annesi kadar kararlı ve iştahlıydı. Lider olma arzusu ve yeteneği muhtemelen genetikti. Patron olur olmaz yaptığı belki de ilk iş müzesi ile ilgilenmekti. Zamanın önemli mimarı Philip Jhonson’a müzenin bahçesini tekrar design etmesini istedi. Annesinin onuruna Abby Aldrich Rockefeller Sculpture Garden diye adlandırdı. Rockefeller ailesi müzenin her zaman en büyük destekçileri oldular.