Minikler okul yolunda
Minikler önlerinde onları bekleyen uzun okul hayatlarına ilk adımlarını atarken onları ve siz anne-babaları neler bekliyor biliyor musunuz?
İlköğretime hazır olmanın şartlarından biri, çocuğun kendi yaşına uygun zihinsel gelişim düzeyine erişmesi. Buna paralel olarak ilköğretime başlayacak her çocuğun anaokullarıyla sosyalleşmeye ve eğitime hazırlanmış olması gerekiyor. İşte bu yüzden okul öncesi eğitim, bu becerilerin kazanılmasında önemli rol oynuyor.
Sosyal açıdan
Çocuklar oyuncakları paylaşmanın yanında yetişkinin ilgisini, yiyecekleri paylaşmayı ve karşılıklı konuşmayı öğrenir. Ayrıca yaşıtlarıyla çatışmaları ve ilişkilerde ortaya çıkan sorunları çözümlemeyi ve kendini nasıl ve ne zaman koruyacağını ve diğer çocukların hakkına saygı göstermeyi de öğrenirler. Bütün bunlar çocuğun ileriki yaşamında ortaya çıkan tüm sorunları çözmesine yardımcı olur ve problem çözme becerilerinin artmasını sağlar.
Duygusal açıdan
Kendi işlerini kendisi yapması, sorunları kendisinin halletmesi ve bazı kararları kendisinin vermesi sayesinde çocuğun kendine güveni artar.
Anne-babadan ayrı kalabileceğini ve onların bulunmadığı zamanlarda da kendisine bakabileceğini görmek, çocuğun özgüven ve bağımsızlık duygularını artırdığı gibi, kendi kendini avutma ve oyalama becerilerinin gelişmesine de yardımcı olur.
Ayrıca toplu yaşamanın gerektirdiği sınırlara ve kurallara uymayı da anaokulunda öğrenirler.
Fiziksel açıdan
Kesme, yapıştırma, boyama, kalem kullanma gibi faaliyetlerin düzenli olarak yapılması sonucu çocukların ince motor becerileri gelişir.
Ayrıca koşma, zıplama, fırlatma, tırmanma gibi kaba motor fonksiyonlarını da kullanıp geliştirirler.
Zihinsel açıdan
Çocuklar okulda nesneleri eşleştirme, sınıflandırma, ölçme, gözlem yapma ve fikirler üretme gibi matematik ve bilim becerilerini kazanır.
Canlandırma, taklit ve hayali oyunlar sayesinde hayal gücü gelişir. Arkadaşları ve öğretmenleriyle konuşmak dil becerilerini geliştirir.
Kitapları incelemek, boyama ve çizimler yapmak, arkadaşlarına mektup yazmak gibi faaliyetler de erken okuma ve yazma yetilerinin gelişmesine yardımcı olur.
Ayrıca anaokulundaki faaliyetlerin dikkat ve konsantrasyon gerektirmesi çocuğun beyninin bu fonksiyonlarının gelişimine katkıda bulunur.
Dikkat eksikliği sorunu ve öğrenme güçlüğü olan çocukların erken fark edilmesini ve okula başlamadan gerekli önlemlerin alınmasını sağlar.
Tüm bunlar çocuğunuzun okula hazır olması ve okul başarısı açısından önem taşır.
Okul seçerken…
Okulun temiz ve hijyenik olması önemli. Sınıfların büyüklüğü ve kaç kişilik olduğunu mutlaka öğrenin. Okulda çocuk için yapılan etkinliklerin bulunup bulunmadığı da araştırın. Rehberlik hizmetleri, kullanım açısından yeterli eğitici materyal bulunması ve okul bahçesinin oyuna elverişli olması da önemli. Okul seçiminde diğer önemli bir nokta çocuklarda spor, müzik, resim, aritmetik ve mantıksal düşünme gibi yeteneklerin geliştirilmesine yardımcı özelliklerin olup olmadığı. Çocuklarda özel yetenekler çoğu zaman çok geç fark edilir. Okul bu yeteneklerin ortaya çıkarılması ve geliştirilmesinde önemli rol oynar. Özel yetenekler, genellikle genetik kaynaklı olur. Belki de sizinki bir sanatçı olabilir…
Neye göre bir karar verebilirsiniz?
Çocuğunuzun üstüne titizleniyorsunuz, hele konu okul seçimi olunca… Çok haklısınız, çünkü anaokulu eğitimi çocuğun öğrenmesi, sosyal ve duygusal yönlerinin gelişmesi için temellerin atıldığı önemli bir dönem. Bu dönemde çocuğun gideceği okulun seçilmesi sırasında verdiğiniz kararlar çok önemli. Okul seçiminde okulun özelliklerinin, çocuğun ve ailenin beklentilerine ve özelliklerine uygunluğu dikkat edilmesi gereken diğer noktalar. Her aile doğal olarak, çocuğunun en nitelikli ve en ideal okul imkanlarından yararlanmasını ister. Ancak her aile için en ideal kavramıyla algılanan özellikler farklılık gösterir. Ailelerin beklentileri, anne babanın eğitimi, kişilik yapısı, gelir durumu, yetiştirildiği ve içinde yaşadığı sosyokültürel ortam ve sosyo-ekonomik koşullara göre değişkenlik gösterir. Örneğin bazı aileler için okulda alacağı notlar ve sınavlardaki başarı en önemli konuyken bazı aileler de sosyal, dil ve spor alanlarında çocuğun desteklenmesine daha çok önem verebilir. Siz kendi aile yapınıza en uygun olan okulu tercih edin.
Çocuğun seçimi
Okulu siz seçeceksiniz evet ama çocuğunuzun seçimi de önemli. Okul seçiminde çocuklar böyle önemli bir kararı alabilecek sosyal ve zihinsel olgunlukta olmadığı için kararı ailenin vermesi gerekir. Ancak seçtiğiniz okul kararına çocuğun da özendirilerek katılımı sağlamaya çalışabilirsiniz.
Okul seçimi için yapılacak ön inceleme gezisinin çocuk olmadan gerçekleştirilmesi önemli. Çocuğun okulla ilgili kararı vermesinde küçük ilginç bir oyuncak etkili olabilir. Ama olumsuz karar vermesinde okulda "o gün" ve " an" için yaşanan olumsuz bir olay da çocuğun fikrini değiştirebilir. Veya orada gördüğü demir kapı, tuvaletlerin yapısı gibi basit şeyler çocuğun ürkmesine yol açabilir. Okul kararı çocuğa bırakılamayacak kadar önemli! Anne-babanın da bu sorumluluğu kendilerinin üstlenmesi gerekir.
Öğretmeniyle uyumu önemli
Çocuğun okula uyumu ve kişilik özelliklerinin gelişmesi açısından en önemli husus, öğretmenin özellikleri. Dikkati dağınık, sınırlar ve kurallar konusunda sorun yaşayan bir çocuk için sınırları ve kuralları iyi belirleyen ancak örseleyici olmayan bir öğretmen çok yararlı olabilir.
Okulla görüşme
Ana sınıfına başlayan çocuklardan neler beklediklerini öğrenin. Sınıf düzeninin nasıl olduğunu sorun. Çok olgun olmayan çocuklar için "öğrenme köşeleri" etrafına yerleştirilmiş serbest ortamlar, sıraların arka arkaya dizildiği bir sınıf düzenine kıyasla daha uygun olur, bunu da konuşun. Ayrıca sınıfta kaç kişi olacağını mutlaka sorun. Çünkü utangaç çocuklar yirmi beş öğrenciden daha kalabalık sınıflarda zorluklar yaşayabilir. Çocuğunuzun kreş öğretmeni ya da bakıcısı ile konuşmayı da unutmayın! Bu, çocuğunuzun hazır olup olmadığı konusunda size daha objektif bir fikir verir. Çocuğunuz kreşte sorun yaşıyor mu? Sınıf arkadaşları ile arkadaşlık kuruyor mu? Komutları izliyor mu? Bu ve benzeri soruların cevaplarını öğretmen veya bakıcısı ile konuşun!
Öğretmen-öğrenci ilişkisi
Her öğrenci-öğretmen ilişkisi özel ve tek. Bir ilişki bir başkası için örnek olmayabilir. Yanılgılar ya da olumsuzluklar karşısında da ilişkiyi başka biri ile değiştirmek her zaman kolay olmayabilir. Bu durumda da değişen öğretmen-öğrenci ilişkisi çocuk psikolojisi için olumsuz olur!
Evle okul arasında
Özellikle metropol kentlerde çocuk için en önemli yaşam alanları olan ev ve okul arasındaki uzaklık, okul seçiminde rol oynamalı. Uzun süren ulaşım, okulu sevimsiz kılabilir. Ama “En iyi okul eve en yakın olandır” sözüne uyarak da kötü bir okul seçimi yapılmaması gerekir.
Kendi başına da güçlü…
Çocuğun okul bahçesinde annesinin elini bıraktığı an çok önemli. Anne-babanın kendi ayrılık anıları, korkuları, çocuk için endişeleri bu sürecin bilinçaltı zorlukları olabilir. Ama ne olursa olsun okul bahçesindeki o ayrılık anı uzatılmamalı! Okulun şekli, öğretmen ve çalışanlarının tutumu, servis arabasındaki değişiklikler, öğretmenin hastalanması, annesini görememe gibi durumlar çocuğu etkileyebilir. Bazen de çocuğun çok korunaklı büyütülmesi sorun olur. Tüm işlerin anne-baba yardımıyla yapılması çocuğun okulda kendini yalnız ve sudan çıkmış bir balık gibi hissetmesini sağlar. Annenin türlü türlü tembihlerde bulunması, tekrar tekrar sarılıp durduk yerde “korkma ben yanındayım” demesi, teneffüslerde hemen çocuğun yanına gidip ağzına yemek tıkaması, terini silmesi, yazılarını kontrol etmesi çocuk-öğretmen ilişkisinin gelişimini de geciktirir.
Her çocuk farklı, unutmayın
Mükemmeliyetçi ve çok başarılı çocuklar öğretmenin ilgisini yeterli bulmayıp ciddi hayal kırıklığı yaşarlar. Bunda sıradan oldukları duygusu veya kendisinden daha becerikli çocukların varlığı etkili olabilir. El becerisi gelişmemiş, kendini ifade edemeyen çocuklar ise arkadaşları ve öğretmenleri tarafından alay edilip dışlanmaktan korkar. Evinde istediği saatte televizyon seyredip, elektronik oyunlar oynayan, rahat oturup kalkmaya alışmış aşırı ehlikeyif çocuklar ise okulu sıkıcı ve zorlayıcı bulurlar. Ya da kural ve ortamın çok daha çocuksu olduğu yuvaya alışan çocuk okulu soğuk ve ürkütücü bulabilir. Minderlerde rahat oyun oynama beklentisi içine girebilir.
Yine çocuğun ruhsal yapısı: endişeli, utangaç mizaçlı olması, aşırı anne bağımlılığının çözülememesi, ev içinde anne- baba arası sorunların olması, yeni kardeş doğumu, taşınmalar, sevilen birinin ölmesi, yakın zamanda yaşanmış kaza, hırsızlık, hastalık gibi korkutucu yaşantıların olması okula alışma dönemini olumsuz etkileyebilir.