Meclisteki erkek siyasetçilere Jeanne d’Arc gibi kadın lazım
“Hararetli” harem tartışmalarına sahne olan TBMM’nin Anavatan milletvekili Reyhan Balandı, meclisteki erkek egemenliğinden şikayetçi
“Hararetli” harem tartışmalarına sahne olan TBMM’nin Anavatan milletvekili Reyhan Balandı, meclisteki erkek egemenliğinden şikayetçi. “Kadın milletvekilleri erkek vekillerden psikolojik şiddet görüyor. Sorunlar sırça köşklerde oturalarak çözülemez. Kalıcı çözüm için diyalog gerek” diyor.
Anavatan Afyon Milletvekili Reyhan Balandı, parlamentonun genç milletvekillerinden biri. Lise sonda Hukuk Fakültesi’ni kazanmış. Ancak ağabeyi de aynı yıl üniversite sınavını kazanınca aile ekonomik nedenlerden dolayı tercih yapmak zorunda kalmış. Ağabeyi üniversiteye gitmiş, o da 19 yaşında evlenip, eşiyle birlikte ticarete atılmış. İlerleyen yıllarda Afyon’da iki yerel gazete kurmuş. 32 yaşında TBMM’ye vekil olarak seçilmiş. Ve zorunlu olarak ertelediği bir başka hayalini gerçekleştirme kararı almış: Üniversite okumak!.. Halen Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi... TBMM’de kadına yönelik şiddet ve kadın hakları için çalışmalar yürütüyor. Kendisi de psikolojik şiddete maruz kaldı. Sahte kimlik kullandığı ortaya çıkan eski danışmanı Ali Yücel Akarcalı, Balandı’nın deniz kenarında çekilmiş mayolu fotoğraflarını basına dağıttı. Daha sonra da alacaklı olduğunu söyleyip, Balandı ile ilişki yaşadığını iddia etti.
Siz Anavatan milletvekilisiniz. Ancak partinizin karar mekanizmalarındaki kadın oranı düşük. Bu konuda ne düşünüyorsunuz ?
Erkan Mumcu kadını önemseyen bir görüş açısına sahip. Örgütlerimizde de, genel merkezimizde de kadın üyemiz çok fazla. Bütün siyasi partilerdeki yönetimde kadın oranının yüzde 6 olduğu gözönünde bulundurulursa, 20 kişilik gruba sahip Anavatan’ta 2 kadın milletvekili var. Partimizin kadın kotası da yüzde 33. Tabii parlamentoya üçte bir oranında kadın sokabilmemiz için bu 33 kadın kotasını uygulanabilir hale getirmek şart. Bizim en büyük sıkıntımız uygulamada.
Bu yıllardır söyleniyor da somut olarak neler yapmak gerekiyor?
Afyon’da seçilmiş ilk kadın vekilim. Bu işe “sırça köşkler”den değil , kadının Anadolu’da yaşadığı sıkıntıları adım adım yaşayarak geldim. Sorunların çözümü için diyalog gerek. Mahallelerde, evlerde kadına şiddet ve aile planlamasıyla ilgili toplantılar düzenliyoruz. Kadınları siyasetin içine çekmeye çalışıyoruz. Erkan Bey, bir konuşmasında “Cumhurbaşkanı keşke bir kadın olsa” dedi. Bu bence çok önemli bir açıklamaydı.
Tayyip Erdoğan’ın Nimet Çubukçu’yu cumhurbaşkanlığına hazırladığı yönünde dedikodular var...
Harem tartışmasında, haremi savunan, kadın kotasına karşı olan bir bakan cumhurbaşkanı olamaz.
Bir de kulislerde sizin için “Jeanne d’Arc” benzetmesi yapılıyormuş...
Düşünün ki, bir kadın, ulusu örgütleyip, savaşıyor ve kahraman ilan ediliyor. Beni çok etkilemiştir. Gerçek demokrasi mücadelesinde, erkek egemen yapıya, karşı duruşun çok ama çok önemli olduğuna inanıyorum. Kadınlar mitolojiden bu yana, ne kadar güçlü olduklarını ortaya koymuşlardır. Ben de diğer kadın milletvekili arkadaşlarımla, Meclis’in erkek egemen yapısında kadın hakları için çabalıyorum. Siyasette dişimle ve tırnağımla varoldum. Bu yüzden olabilir Jeanne d’Arc yakıştırması... Siyasetin Jeanne d’Arc’ı olabilecek, erkek egemen yapıya karşı çıkacak kadınlar lazım.
Zor günler geçirdiniz. Cinsel ve psikolojik şiddete maruz kaldığınızı düşünüyor musunuz?
”Kalmadım“ diyen yalan söylüyordur. En azından psikolojik şiddete maruz kaldıklarını düşünüyorum.
Meclis Genel Kurulu’ndaki konuşmanızda, kadının, erkek egemen yapıdaki konumuna yönelik ”zirkon taşı“ benzetmesi yaptınız.
Zirkon taşı, pırlanta yerine kullanılır. Erkekler, bizim için, ”başımızın tacı“ derler ya... Aslında bizi pırlanta gibi de görmüyorlar. ”Taç“ diyorlar ama zirkon taşından yapılan bir taç bu. Pırlantanın değeri çok yüksektir, ama zirkon taşının değildir.
http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/milletvekillerimiz_sd.bilgi?p_donem 22&p_sicil=6003
Türkiye, kadın siyasetçi sayısında dünya 165’incisi
Türkiye, kadına seçme-seçilme hakkını dünyada ilk veren ülkelerden. Kadının işgücüne katılma oranı da yüzde 28’leri buluyor. Ancak Meclis’teki kadın oranı sadece yüzde 4.4.
Siyasal yaşama ilk adımı atan ise kadın Nezihe Muhittin. Cumhuriyet’le birlikte 1923’te ’Kadınlar Halk Fırkası’nı kurdu ancak o dönem ”seçme ve seçilme“ hakkı bulunmadığı için parti kapatıldı.
Türkiye 1933’te ilk kadın muhtar (Aydın Karpuzlu muhtarı Gül Esin); 1950’de ilk kadın belediye başkanı (Mersin Belediye Başkanı Müfide İlhan), 1971 yılında da Türkan Akyol ile de ilk kadın bakanla tanıştı. 1935’ten bu yana üç-beş tane de olsa kadın milletvekili Meclis’e girmeyi başardı. 1980’li yıllardan sonra bu adeta resmi bir politika haline geldi.
Meclisinin yüzde 50’si kadınlardan oluşan Ruanda, kadın temsili açısından dünyada birinci sırayı alıyor. Ardından İspanya geliyor. Türkiye ise 187 ülke arasında 165’inci sırada. Geçmeyi başarabildiğimiz ülkeler ise İran (4.1), Haiti (3.6), Tonga (3.4), Komor Adaları (3.0) Papua Yeni Gine (0.9)...