Gazete Vatan Logo

Mankenliğe 14’ünde başlanır ama ben de kız babası olduğum için 17’sinde başlatıyorum

26 yıldır yaptığı defile ve güzellik yarışmaları koreografileriyle moda dünyasının duayenleri arasında yer alan Uğurkan Erez, geçen sene sessiz sedasız yendiği akciğer kanserinin ardından dinlenmeye çekildiği İzmir’den döndü.

Uğurkan Erez, bundan böyle model ve cast ajansının idaresinde 8 yaşındayken ayrıldığı kızı Billur Erez’le birlikte çalışacak. İşlerine kızıyla birlikte sıfırdan başlayan Erez “Mankenliği başlama yaşı aslında 14 olmalı. Ama ben Türkiye standartlarına göre erken buluyorum. Kızım olduğu için bana öyle geliyor. Kızım olmasaydı ‘14’te başlayacaksınız’ derdim ama mankenlere bakış açımı bir kızımın olması etkiledi” diyor.


-Kanseri yendiniz... Neler yaşadınız?

Akciğer kanseriydim, geçen sene Kurban Bayramı’nda büyük bir tesadüf sonucu öğrendim. Belirtisi yoktu, erken öğrendiğim için kurtuldum.

- Nasıl öğrendiniz?

İki sen önce sigarayı bırakmıştım ve kilo aldım. En son gittiğim diyetisyen kan tahlillerini tekrar istedi. Tahlillerdeki anormallikleri araştırırken ortaya çıktı. Akciğerimim sağ alt lobumundan parça alındı ve iyileştim ama bunu öğrendiğimle ameliyat arasındaki zamanı Allah’la bana sorun. Ameliyattan sonra da ikinci hayatım dedim.

- Projeleriniz neler?

Cemil İpekçi defilesinin ardından Fashion Weeks başlıyor. Talk şov düşünüyorum, Ayşe Erbulak ve Özge Ulusoy’la birlikte... Dans yarışmaları için tekrar teklifler geliyor, televizyonla ilgili projelerim var.

- İşlerinize artık kızınız Billur Erez’le devam edeceksiniz, nasıl bir araya geldiniz?

Ben aslında Billur’u hiç bu piyasaya sokmadım. Halkla ilişkiler okudu, yurt dışına gitti, geldi, iki sene moda eğitimi aldı. Tekstil firmalarında çalıştı, evlendi. Şimdi de “Gelir misin? Şirkete bir cast departmanı kurduk hem mankenler hem oyuncular için” dedim “Tamam baba” dedi.

Çok manken ağlattım, ben de ağladım

-Baba kız nasıl bir ilişkiniz var?

Kızımın gelişme devrelerinde yanında olamadım. Boşandığımda Billur 8 yaşındaydı. İktisatçıydım ve firmalarda muhasebecilik, satın alma müdürlüğü yaparak hayatımı kazanmaya çalışıyordum. Sonra bu sektöre geçtim, sıfırdım, tırnaklarımla kazıdım... Mücadele içinde kızıma sevgimi çok fazla veremediğimi düşünüyorum. O bunu çok kabul etmiyor ama...

- Bir koleksiyon yapacak mı kızınız?

Şu anda değil. Ama Billur’da bir gün bir şey patlatacak. Ben de onun defilesinin koreografisini yaparsam çok güzel olur, o da jübilem olur zaten.

- Bırakmayı düşündünüz mü?

Denedim ama olmadı. Hastalıktan sonra yavaş yavaş geri çekileyim dedim ama çekilemedim. Çünkü bu moda dünyasını çok seviyorum, onlar benim ailem.

- Podyumda çok sert misinizdir?

İşimde hata affetmem, laubaliliği affetmem, iş zamanı disiplinli olmak zorundalar, geç gelmeyecekler.

-Korkarlar mı sizden?

Çok... Şimdi biraz azaldı ama çok korkarlar. Korkmalarını istemiyorum.

- Ağlattınız mı hiç?

Çok çok... Sonra ben de içeri gidip ağlarım, onlar görmesin diye... Hakaret etmem, şahsiyetiyle oynamam. Ama bağırırım.



Sokakta bir sürü güzel genç kız, yakışıklı

delikanlı var ama keşfetmeye çekiniyorum



-Podyumu, defileyi güzel gösteren en önemli şey nedir?

Mankendir tabii ki... “Manken askıdır” derler; kabul etmiyorum. Manken o kıyafete ruhunu kişiliğini katan bir sanatçıdır. Hele ki koreografik defilelerde... Sonra da podyum, ses ve ışık defileyi gösteren şeylerdir.

- Yeni nesil mankenlerden kimleri beğeniyorsunuz?

“En iyi” diye isim veremem ama mesela Özge Ulusoy yeni nesilde en iyilerden bir tanesi. Nur Gümüşdoğrayan, Merve Büyüksaraç, Alona Kıral, Bilge Kara, Irmak Altuk, Merve Karan çalışmaktan hoşlandığım mankenler, çok medyatik değiller ama her defilenin olmazsa olmazları. Hâlâ bir Çağla Şıkel’le çalışmaktan çok mutlu oluyorum. Güzel, yeni pırıl pırıl kızlarımız geliyor ama 80 milyonluk ülkeye göre çok az...

- Bizde neden manken yetişmiyor?

Eskiden ailelerin ön yargılarındandı ama artık mankenlik benimsendi. Şimdi biraz medeni cesaretimiz olmadığı için bu piyasaya girmek istemiyoruz. Halbuki fiziğin varsa, disiplinliysen, zekan, karizman da varsa “hoş geldin” diyorum. Ve ben sokakta yürürken böyle birçok güzel, genç kız ve yakışıklı delikanlı görüyorum. Onlar neredeler, ne yapıyorlar bilmiyorum?

- Sokaktan birini keşfettiniz mi hiç?

Çok çekingenim; çok düşündüm ama gidip söyleyememişimdir, belki yanlış anlaşılırım diye. Ama keşfetmek deyince Çağla Şıkel var. Balerin olduğu için Mister Turkey dansçıları arasındaydı... Bir gördüm “Bu kim yahu! Nedir bu ya böyle” dedim “Çağla” dediler. “Sen Türkiye güzellik yarışmasına girmelisin” dedim, “Uğurkan Bey ben nasıl yaparım” dedi; işte bugün Çağla Şıkel. 100 senede bir gelmez Çağla Şıkel gibisi. Çok disiplinli, prova 09.00’daysa, Çağla 08.30’da oradadır. Yeni kızlar 09.10’da geliyor. Mankenlikte disiplin çok önemli...



40 yaşındaki Merve İldeniz podyumda hâlâ “vaoov” dedirtiyor

- Mankenliğe başlama yaşı ne olmalı?

Normalde 14 olmalı. Ama ben Türkiye standartlarına göre erken buluyorum. Benim de kızım olduğu için bana öyle geliyor. Kızım olmasaydı “14’te başlayacaksınız” derdim ama mankenlere bakış açımı bir kızımın olması etkiledi. Onlara kızıma ne yapmam gerekiyorsa ve ne yaptırmam gerekiyorsa o şekilde bakmaya çalıştım. 14 çok erken ama 17 ailesinin velayetiyle benim için daha müsait.

- Mankenliği bırakma yaşı ne peki?

Bugün 35 yaşındaki bir mankenle çalışmaktan zevk alıyorum. Yeri doldurulamayacak 35 yaşında mankenler var. Hâlâ Merve İldeniz’le çalışırım... 40’a geldi hâlâ “vaoov” dedirtiyor podyumda.

- Türkiye’deki erkek mankenler nasıl?

Çok iyi mankenler var ama defile yok. Çok daha disiplinli ve çalışkan oluyorlar. Şu an çoğu oyunculuğa dönüyor. Mesela oyunculuk yapan Tolgahan Sayışman, Burak Özçivit, Bülent Çetinaslan, Gökhan Keser benim mankenlerim.

- Zayıflığın sınırı nedir? İdeal ölçüler nedir?

Döneme ve kıyafete göre değişir. Haute Couture’da ve dekolteli kıyafetlerde 36-38 arası beden çok daha güzel oluyor. Ama pret a porter deluxe’lerde 36 ve altı beden olmalı. Öyle manken Türkiye’de çok bulamıyoruz. Mankenlikte fizik, karizma, disiplin, bir de koreografik bir defileyse zeki olması gerekir. Çok güzel olması gerekmiyor.

Haberin Devamı