Kurtuluşu Atatürk’te arıyorlar çünkü Türkler komutanlarını severler
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, ilk kez biyografi kitabı yazdı; üstelik tarihin en çok tartışılan isimlerinden Atatürk üzerine. Atatürk’ü yazmanın kendisi için bir vazife olduğunu söyleyen tarihçi, “Çözülmeyen sorunları olan toplumlar, daima birini tartışır” diyor.
Atatürk hemen her dönemde çok tartışıldı. Onun hakkında yazanlar da öyle. Siz Atatürk’ü yazmaya nasıl karar verdiniz?
Sürekli Atatürk’le ilgili notlar tutuyordum. Makalelerim de vardı. Bu makaleler bilindiği gibi alışılmış tetkikler değildi. Biliyorsunuz ben bir mülkiyeliyim. Birincisi Atatürk’ü yazmayı bir vazife olarak gördüm. İkincisi bu konuda artık iyi bir bilgi birikimine ulaştığımı düşünüyorum.
Peki yazarken gelebilecek olan eleştirileri de göz önünde bulundurdunuz mu?
Her kesimden eleştirinin geleceğini biliyordum, geliyor da. Mesela bir arkadaşım “Amma da alafranga bir Atatürk yazmışsın” dedi, “Bunun nesi alafranga” diye yanıt verdim ve şunu anlattım: Ahmet Taner Kışlalı’nın zamanında, 1970’li yıllar yani Kremlin’in Genel Müdürü ve seksiyon şefi gelmişti.
Ben onlara mihmandarlık yapmış, Göreme’yi gezdirmiştim. O bölgenin önemli bir ismi, “Düğünümüz var, gelin” dedi. Anadolu tipi bir düğüne gittik. Ancak baktık ki bu modern bir düğün, kızlar ve erkekler bir dans şovu sunuyorlar. Kremlin’in Genel Müdürü “Sizde her düğün böyle mi olur?” diye sordu şaşırarak, “Hayır sadece burada böyle. Zaten buraya Küçük Moskova diyorlarmış” dedim. Böyle yapıldı da Ürgüp Ürgüp’lülüğünden bir şey mi kaybetmiş oldu?
Bir başka arkadaşım da “Türk dilinin 10 bin yıllık mazisi var” dedi. Ona da “Benim aklım ermiyor” diyerek karşılık verdim. Eleştiriler hep gelir yeni.
Atatürk cumhuriyetçidir
Siz nasıl bir Atatürk portresi çıkardınız ortaya?
Benim ele aldığım Atatürk, akıllı ve bilgili bir kurmay subay. Dünyaya dönük ve intibakı yüksek.
Atatürk cumhuriyetçidir, saltanatçı olanlar da vardı. Onun gibiler dünyanın her yerine intibak ederler, dans eder, yeme içmeyi bilir, her şeye uyum sağlayabilirler. Mesela bazılarının gerici dediği Kazım Karabekir Paşa, Batı müziğini iyi bilenlerdendir. Atatürk de her şeyi gidip üç-beş yılda öğrenmedi. Temeli vardı.
Bunda Balkan kökenli olmasının payı vardır elbette.
Pek tabii var. Selanik, Osmanlı İmparatorluğu’nun da en batılısıdır. Dolayısıyla Balkanlı olanlar pek çok dile, çevreye aşinaydır. Her şeyi kabullenen değillerdir. Çok çatışmacılardır. Atatürk de böyle bir coğrafyada yetişmişti.
Kitapta “Ümitlerin yok olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu zamanlarda Türklerin tutunduğu şeylerin başında Atatürk geliyor” diyorsunuz. Neden kurtuluşu Atatürk’te arıyoruz?
Arıyoruz çünkü daha somut şeyler sunuyor. Yaptığı işler ortada, en önemlisi de onu seviyorlar. Türkler böyledir, komutanlarını severler.
Zaten kitapta da “Türkler monarşist değildir, kaldı ki bugün monarşist partimiz de yoktur. Ama Türkler monarklarını severler diyorsunuz…
Monarklarımızı severiz çünkü onlar komutandırlar.
Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk dokuz padişahına baktığınızda kendi zamanlarında büyük mareşaller olduklarını görürsünüz. Bu dokuz padişaha 17’nci yüzyılda IV. Murad’ı dâhil edebiliriz. IV. Murad 28 yıllık hayatına büyük işler sığdırmış, iki kere de Bağdat’i fethetmiş bir padişahtır, o yüzden önemlidir.
Paraya değil kafaya önem veren bir eğitim sistemi kurulmalı