Konutta durum tespiti nasıl yapılır?
Konut alacakları yakından ilgilendiren prosedür nasıl işliyor?
19.03.2015 - 14:20 |
Yurtiçinde ve yurtdışında insanların konut satın alıp daha sonra mülkiyet konusunda bir sorun olduğunu öğrendiği hikâyeler duymuşsunuzdur; kimi zaman müteahhitin inşa izni bile yoktur ve konutun yıkılması gerekmektedir, bu da alıcının on binlerce lira kaybetmesine neden olur!
Ya da en az bunun kadar kötü; verdiğiniz depozitoyu kendine yeni ve lüks marka bir araba, BMW ya da Mercedes almak için kullanan bir müteahhitten, pahalı bir bölgede yeni bir ev satın alır ve yurtdışına tatile çıkarsanız ve aniden ortak arsa sahipleri inşaat faaliyetini durdurur, müşterek iş ortaklığı sözleşmesini bozar ve siz kesinlikle hiçbir sonuç elde etmeden yıllarca sürecek karmaşık dava süreciyle baş başa kalırsınız!
Konut Alımı – Öncelikle yatırımın sizin beklentilerinize uygun olması ve sizin gerçekçi bir şekilde önerilen yatırımı karşılayıp karşılayamayacağınız elzemdir. Çoğu kurnaz yatırımcı, düşük giriş fiyatlandırma seviyelerindeki gelişmekte olan pazarlardan satın alımlar yaparak yatırımlarından mümkün olan en yüksek getiriyi elde etmeye çalışır. Bu onların en düşük fiyatlarla satın almalarına ve yatırımlarından en yüksek getiriyi elde etmelerine olanak sağlar; ancak bu genellikle en yüksek düzeyde risk almak anlamına da gelmektedir.
Türkiye'de ve yurtdışında konut pazarlama sektörünün öncüsü İngiliz – Türk ortaklı uluslararası konut pazarlama şirketi Universal21 Yönetici Ortağı Philip Skorochod konutta durum tespitinin önemi şu şekilde anlatıyor. “Universal21, öncelikli olarak bir yatırım aracı olarak konutları kullanmaya odaklandığı için, yatırımcılara büyük getiriler getirmeyi vaat eden fırsatları dikkatli bir şekilde tespit eder. Çok sayıda Türk vatandaşı, konutların bizim için iyi standartta inşa edilip tamamlanacağı bilgisinden emin olarak, kendi kişisel kullanımı ya da yatırım için Universal21’den konut satın alır. Şirket olarak indirimli fiyatlardaki neredeyse tamamlanmış konutları, genellikle tapu senedinin ilk aşaması (kat irtifakı) mevcut olduğunda, satın almayı tercih etmekteyiz. Bu, tüm evrakların belediye planlarına uygun olduğunun ve orijinal tapu senedinin (genellikle arazi parseli) bireylere ayrıldığının ve ayrı mimari planlarda tarif edilen her bir konut için ayrı bir tapu seni olduğunun teyididir. Normal olarak konutların %75’inden fazlası tamamlanmış durumdadır. Bu aşamada bile tapu senedi müşterimizin adına devredilene kadar her bir depozito ödemesi ya da banka çeki için bir teminat senedi aracılığıyla müteahhit garantisine gerek duymaktayız. Universal21, sorunlarla dolu bir prosedür olduğu ve kötü niyetli müteahhitlerin aynı birimi birden fazla kişiye satabildiği için notere onaylatılan sözleşmelerle yetinmemektedir. Bir teminat senedi müşterilerimizin parasını korumanın en iyi yöntemi olarak görünmektedir.
Türkiye'de ve yurtdışında konut pazarlama sektörünün öncüsü Türk - İngiliz ortaklı uluslararası konut pazarlama şirketi Universal21’in Yönetici Ortağı Philip Skorochod sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Konutun tamamlanması üzerine ve belediyenin iş bitirme belgesini vermesinin ardından, son aşama iskanın (Kat Mülkiyeti) alınmasıdır. Bu aşama, binanın tamamlanmasının ardından 90-180 gün kadar sürebilir ve çok sayıda belge gerektirir. Bu belgelerden biri de imar yönetim planıdır (site yönetimi). Türklerin çoğu, tapu senedinin devri ya da diğer her şey için bir avukat kullanmaz, maalesef ki kendilerini çok az koruyan sisteme güvenirler. Hiç bitmeyecek binaların tapusuna sahip müşterilerin olduğu çok sayıda proje mevcuttur.
Hiçbir satış şartı ve koşulu olmadığı için sadece TAPU SENEDİ SATIN ALMA prosedürü güvenli değildir, biz şirket olarak şiddetle, gerekli ekler ve satış fiyatının % 50’sine kadar iyi niyet ödemesiyle birlikte bir sözleşme akdedilmesini tavsiye ediyoruz.
Böyle bir sözleşme, bir satış sözleşmesini ve daha da önemlisi müteahhite yönelik şart ve koşulları dayatmaktadır. Teknik şartnameleri planlar, teslim tarihleri, cezalar, engellemeler, ortak tesisler ve benzeri konular söz konusu sözleşmede açıkça tanımlanmalıdır.” Dedi.
Haberin Devamı