Kızım olsa Türkiye´de manken yapmazdım!
´İstanbul Moda Haftası her yıl daha da kötüleşiyor´
İstanbul Moda Haftası’nda en dikkat çeken mankenlerden birisi de Alona Kral’dı. Alona şahane bir vücuda sahip olmakla beraber beni şaşırtıcak kadar eğitimli, bilgili ve şeker bir kız. İnsan onunla konuştukça “Vay be böyle kızlar da varmış” hissine sahip oluyor. Alona, bir Türkle evli ve üç buçuk yaşında bir erkek çocuğu annesi. Boğaziçi Üniversitesi’nde ekonomi üzerine master yaptıktan sonra mankenliğe başladı. Alona Kral ile Rusya’dan gelişini ve Türkiye’de manken olmanın zorluklarını konuştum...
* Alona nerelisin?
Rusum, Sibirya’dan geliyorum...
* Ne zamandır Türkiye’desin?
Yaklaşık 10 senedir Türkiye’deyim.
* Geldiğinden beri mankenlik mi yapıyorsun?
Hayır. Aslında Türkiye’ye okumaya geldim. Rusya’da ekonomi eğitimi aldım. İstanbul’a master yapmaya geldim. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü kazandım. Okula giderken herkes “Vücudun çok güzel, niye mankenlik yapmıyorsun?” diye ısrar etti. Sonra da teklif aldım ve Neşe Erberk ajansta çalışmaya başladım. Şimdi de Uğurkan Erez’le çalışıyorum.
* Sonra Türkiye’de kaldın...
Aslında evlendiğim için Türkiye’de kaldım, yoksa gidiyordum. Tipik Türk-Rus aşkı bizimkisi galiba...
* Neden öyle dedin?
Çünkü yazın Antalya’da tanıştık sonra aşık olduk, evlendik. Tipik işte.
Yıllardır her Rus’un Nataşa olmadığını anlatmaya çalışıyorum
* Türkiye’de genel bir Rus kızı imajı var. Bu seni rahatsız ediyor mu?
Tabii ki ediyor. Sürekli insanlara “Her Rus Nataşa değildir” diye izah etmek zorunda kalıyorum. Evet, Ruslardan da telekızlar var ama her milletten yok mu? Türk telekız hiç mi yok!
* Peki sana öyle yaklaşanlar oldu mu?
Oldu tabii ki... Bunun için ciddi bir mücadele verdim. Bazen üzerimde bakışlar hissediyordum. O zamanlar sarışındım. Hem Rus hem sarışın olunca işiniz biraz zor oluyor. Baktım ki kendimi yiyorum, bakışımı değiştirdim. Rahatsız olmamaya, Türkiye’deki bu düşüncenin korkunç bir klişe olduğuna karar verdim. Önce kendimi rahatlattım. Benim tavrımdan, kendimden emin halimden insanlar etkilenmiş olacaklar ki o bakışlar ve tekliflerle karşılaşmadım.
* Kocanın ailesiyle ilişkilerin nasıl, onlar sana yabancı gelin muamelesi yaptı mı?
Hayır, katiyen yapmadılar. Onlar için çocuklarının mutlu olması gelinlerinin, Türk mü yabancı mı olmasından daha önemli. Bana hep iyi yaklaştılar.
İstanbul Moda Haftası’na önemli tasarımcılar katılmıyor
* Türkiye’de mankenlik yapmak zor mu?
Evet, çok zor. Kızım olsaydı kesinlikle Türkiye’de manken olmasını istemezdim. Çünkü burada birçok insan bu işi profesyonel yapmıyor. Bu yüzden de profesyonel yapanlar, yapmayanlarla hep karıştırılıyor. Toplumun mankenlere karşı bir önyargısı var.
* Bunu önlemek için ne yapmalı?
Bir kere her şeyden önce bir ajansla çalışmalısınız. Çok disiplinli olmalısınız ve işinize ciddiyetle yaklaşmalısınız.
* İstanbul Moda Haftası’nı nasıl buldun?
Maalesef kötüleşiyor. Her geçen sene gerek katılan tasarımcılar, gerekse firmalar azalıyor. Önemli tasarımcılar katılmamaya başladı.
* En çok hangi tasarımcıyı beğendin?
Aslında her defilenin ayrı ayrı özellikleri vardı. Mesela bazısında saç makyaj, bazısında müzik, bazısındaysa koleksiyon iyiydi.
* Türkiye’deki defilelerle yurt dışında olanlar arasında ne fark var?
Manken iyi bir askıdır. Mankenin tarzı, ifadesi olmamalı. Siz hangi tasarımcının defilesine katılıyorsanız, onun tarzına bürünmelisiniz. Sizin şahsi tarzınızın, duruşunuzun defilede hiçbir önemi olmamalı. Türkiye’de maalesef bu iş böyle yapılmıyor. Mankenler ne kadar kırıtıyorsa, ne kadar etrafa gülücükler saçıyorsa o kadar kıymetli oluyor. Halbuki yurt dışında sade ve düzseniz o kadar iyi mankensiniz.
* İyi manken olabilmek için neler yapmalı ve sen bunları yapıyor musun?
İyi manken olmak için her şeyden önce iyi bir vücuda sahip olmalı. Bunu koruyabilmek için iyi spor ve beslenme yapılmalı. Disiplinli ve çalışkan olmalı. Şahsi kapris ve egolarınız işinizin önüne geçmemeli. Ben her gün yüzüyorum, haftada üç gün fitnes yapıyorum, beslenmeme dikkat ediyorum. Mesela karbonhidratla proteini bir arada yemiyorum. Sebze ağırlıklı beslenip çok su içiyorum.
Doğumdan sonra düzenli spor ile 18 kilo verdim
* Üç buçuk yaşında bir oğlun var. Doğumdan sonra vücudun bozulmadı mı?
Hamilelik sırasında 18 kilo aldım. 13 ay boyunca çocuğumu emzirdiğim halde sporla beraber iyi bir beslenme disiplini çok çabuk eski formuma sahip olmamı sağladı.
* Oyunculuk da yapmayı düşünüyor musun?
Evet, Ayla Algan’dan ders alıyorum. Yabancı bir kadını canlandırmam daha doğru. Ama bunun için saç rengimi değiştirip, o yabancı imajına bürünmem gerekiyor. Buna da pek sıcak bakmam. Ancak düzgün bir teklif gelirse düşünürüm.
* Fotoğraf çekimleri sırasında hiç kapris yapmadın. Sence Türk kızları niye daha kaprisli?
Galiba bunun yetiştirmeyle alakası var. Nasılsak öyle olmalıyız. Ayaklarımızın üzerinde durmamız gerektiği öğretildi. Yurt dışında büyüyünce ilk öğretilen şey güçlü olman gerektiği... Çünkü hayatın ana prensibinin yalnızlık olduğu öğretiliyor. Dolayısıyla pek şımarma lüksün olmuyor.
* Mankenliğe daha ne kadar devam etmeyi düşünüyorsun?
İşimi çok seviyorum ve devam edebileceğim yere kadar gideceğim.
* Türkiye’de en beğendiğin mankenler kim?
Didem Soydan ve Merve Büyüksaraç’ı çok beğeniyorum... Sema Şimşek zaten hocam. Bence o Türkiye’de bir ekol.