“Kıyafetlerimi şehirlere ithaf ediyorum”
- Tuvana Büyükçınar ve kocası Selim Demir’i neredeyse çocukluklarından beri tanıyorum. Tuvana’yla İstanbul Moda Haftası öncesi iş hakkında bolca sohbet ettik. Gerçekten hiperaktif neşeli, fıkır fıkır bir kız. Bir de Demir ailesine yeni eklenen Aslan’ı da anlattı. Buyrun farklı bir Tuvana Büyükçınar...
A46 kaç yıldır moda dünyası içinde?
1996 yılında kuruldu. Apartman dairesindeydik, Mimar Sinan Üniversitesi’nde okuyordum ve işe okul çıkışından gelirdim. 4 kişiydik şimdi ise
59 kişilik bir personel var.
Yavaş yavaş büyümeye başladık. 2005 yalında profesyonel bir boyuta geçtik.
A46 şimdi ne yapıyor?
İş, kollara ayrılıyor. Biri A46 organizasyon, bu bölümün yapmadığı iş yok. Çocuk doğum günleri, doğum odası süslemesinden kurumsal bir projeye kadar. Yurt dışına açılıyor yakında. Ortadoğu’da saray düğünleri ve sokak süslemeleri yapacak. Burada Nişantaşı’nın sokaklarını A46 süslüyor. Umutlar büyük ama büyük emek gerekiyor arkasında. Tuanam var. Sadece Türkiye’ye bağlı değiliz. Yurt dışında markalaşma ve yurt dışına açılma yolculuğumuz var. İhracat yapıyoruz ve koleksiyonu satıyoruz. Beyrut’da ortaklı bir mağazamız var. Satışlarımız iyi gidiyor ama şanssız bir bölge. Gündemden çok etkileniyor. Orada tasarıma da dikkat
ediliyor. Ortadoğu benim için doğru bir yer.
Çok başarılısın ama bunun dışında moda tutkunları seni sevdi mi?
Hayatı çok fazla sorgulamıyorum. Sadece sevilmediğimi ya da anlaşılmadığımı hissedince çok üzülüyorum. Mesela Moda Tasarımcıları Derneği’nin bir üyesi olmak beni çok mutlu etti ve çok kamçıladı. Türk kadını ile iyi anlaştığımı görüyorum. Sevmeyen insanların ön yargı ile yaklaştığını düşünüyorum. Ama eleştirilere çok açığım. Aslalarım yok ve keşfe devam ediyorum. Moda tasarımı eğitimi almadım. Endüstri ürünleri tasarımı okudum. Bu bir vizyondu. Bu konuda ailemin katkısını çok gördüm. Benim kendi başıma uçmama izin verdiler. Ve gençlere büyük katkım oldu. Oyuncaklı tasarımlar ortaya çıktı. Bunlar pahalı ürünlere ulaşamayan gençler içindi. Tuvanam sadece bundan ibaret değildi. Özel dikim gibi çok ayrı bir dünyam var keşfedilmemiş.
‘Markamın yaşayabilmesi için ticari işler de yapıyorum’
Kadınlar gece sokağa çıkarken abartıyı seviyor. Sen tasarımlarında kendi zevkini mi ön plana çıkarıyorsun yoksa insanlara mı?
İkisi de var bende. Ama bana gelip Valentino’nun tasarımının fotoğrafı ile gelip onu yapmamı isterlerse, asla gerçekleştirmem. Bunu yapan çok var ve kendini tasarımcı olarak görüyor. Şaşalı ve abartılı tasarımlar yaptığımı biliyorum. Bundan 7 yıl önce Petek Dinçöz geldiği zaman onun tarzına uygun elbiseler tasarladım. Ama yine de kendimi iyi ifade ettim. Bir yerden sonra kişi seni doyuramayınca ayrılıyorsun. Kapıma gelen kimseyi kovamam. Ama o saygı duyup bana yaklaşmayı çalışıyorsa elimden gelen servisi veririm. Sonuçta benim bir işletmem var ve ticari işlerim de oluyor. İki şekilde bakıyorum tasarım duruşuma... Biri gerçekten ben, diğeri daha ticari olduğum bir noktada. Bunu yapmak bir tasarımcının yaşaması için yapılan şeyler. Var olmak için belli bir şeyleri de kazanmak zorundasınız. Bu yanlış bulunuyordu ama sonrasında taş kullanan tasarımcılara rastlıyorum.
Yeni yerler açan birçok isim titrine moda tasarımcısı yazıyor. Artık terzi demek ayıp bir şey mi?
Dünyaya baktığın zaman bu insanların gördüğü saygı, katıldığı davetler yüksek noktada olduğu için dikimle uğraşan kişiler kendilerini moda tasarımcısı olarak görmeye başlıyor. En büyük problem burada. Bazı müşteriler fotoğraflar ile geldiği zaman, “Mağazamda bu hizmeti veren bir terzim var, Tuvana Büyükçınar tasarımı alamazsınız” diyorum. Yıldırım Mayruk’a saygım sonsuz. Gençlik hemen bu unvanı almak istiyor. Ben sadece tasarımcı kısmını kullanıyorum.
Metal ve ipek en fazla kullandığım malzemeler oldu
stanbul Moda Haftası’nda yer alıyorsun...
12 Ekim’de defilem. Antrepo’da saat 18.30’da olacak ve 35 defile var. Bu bir rekor. Bu olu∫umdan ötürü Paris’teki Modem kitabında yer aldık. 35 defile çok ama Paris’te 135 defile oluyor. Bir sürü insan geliyor ve onları görme şansınız var. Seçici kuruldan duyduğumuz üzere inanılmaz güzel tasarımlar varmış gençlerde. Rekabetçi bir
platform oldu.
2013 yazı için nasıl bir koleksiyon hazırlandı?
Artdeco çizgiler göreceksiniz. Karaköy’de tarihi ve kült duran yapıların içi modern çizgiler içinde. Koleksiyonumda oraya benziyor. Klişeleşmiş bir toplumun içinde yaşıyoruz. Nişantaşı’ndaki arka sokaklar depresif. Var ile yoku aynı anda yaşıyoruz bu şehirde. Metal çok fazla var koleksiyonda. New York ile yola çıktım öncelikle. Şehir teması işlemeyi çok seviyorum. Giyinilebilir ve zevk aldığım bir koleksiyon tasarlamak amacım. Kumaşlarda ipek krep, güderi, taşlanmış ipek var. Deri ve güderinin altın çağı bu yıl. Çok istemesem de kürkte var. Krem, siyah, safran sarısı, orman yeşili, birazcık nar çiçeği ve kırmızı arası bir ton, kobalt mavi tonları bulunuyor.
Kendin beğendin mi çıkan koleksiyonu?
Aylarca duran son dakika çalışanlardanım. Yıprandığım bir heyecan ile çıkarttığım koleksiyonu daha çok seviyorum. Arabesk bir yanım var. Ekibimin başarısı bir bakıma. Eskiden ben değen bir kızdım, artık biz demeyi öğrendim. Galiba büyüdüm ve annem oldum. Anne olunca korktum ve modayı bırakacağımı sandım. Ama sonrasında her şey yolunu buldu. Öncelikle kendimi tatmin ettiğim bir koleksiyon. Baktığınız zaman Karaköy’ü hissedeceksiniz. Net bir kadın var. Formları çok seven bir kızım. Artık kişilerden çıktım mekanlar giydiriyorum. Bu anlamda bir bakış açısı ile koleksiyon hazırlıyorum.
‘İleride bebek kıyafeti mağazası açmak istiyorum’
Bebek mağazası açmak var sırada. Türkiye’de tasarım anlamında çocuk mağazası yok. Türünün tek örneği yurt dışından gelen mağazalar var. Bizlerin yarattığı yerler yok. Çocuğumun odasını yaparken her şeyini kendim yaptım. Oyuncaklarını bile kendim diktim.
İstanbul Moda Haftası’nda neler var?
Mekan 3 No’lu Antrepo İstanbul Modern yanı, Karaköy
10 Ekim
Nihan Peker, Songül Cabacı,
Ayhan Yetgin, Tween,
Şafak Tokur,
Günseli Türkay, Çiğdem Akın,
Triko Mısırlı by La Hong Nhut,
Dilek Hanif, Atıl Kutoğlu
11 Ekim
Niyazi Erdoğan, Deniz Kaprol
Nihan Buruk, Erol Albayrak
Simay Bülbül, Özlem Kaya
Mehtap Elaidi, Stüdyo Kaprol
12 Ekim
İpek Tohumcu, Aslı Güler
Selim Baklacı, Nil Kandemir
Selma State, Hatice Gökçe
Nejla Güvenç, Soul by Özgür Masur, Tuvana Büyükçınar
adL+Cengiz Abazoğlu, Zeynep Tosun
13 Ekim
Emre Erdemoğlu, Tuba Benian
Ayşe Deniz Yeğin, Jale Hürdoğan
Hakan Akkaya, Gamze Saraçoğlu
Elif Cığızoğlu