Kırılan kalpler bana ilham veriyor
Orta Doğu, Balkan ve İspanyol müziğini usta sesiyle harmanlayan Yasmin Levy, 23 Aralık’ta İstanbul’da olacak.
Yasmin Levy, Latin ve Sefarad müziğinden İspanyol flamenkosuna, Arjantin tangosundan Portekiz fadosuna kadar dünyanın farklı coğrafyalarından müzikleri harmanlıyor. Öbür yandan Türkiye’ye derinden bağlı. Ataları Osmanlı’nın kapılarını açmasıyla topraklarımıza sığınmış, babası Manisa’da doğmuş. Çocukluğu Zeki Müren şarkılarını dinleyerek geçmiş. Kendisini Türk gibi hissettiğini söyleyen Levy, doğum günü tarihi olan 23 Aralık’ta Zorlu PSM’de sahne alacak.
Her defasında Türkiye’yle aranızda özel bir bağ olduğunu ifade ediyorsunuz...
Türkiye’yi çok seviyorum. Ne zaman kendimi kötü hissetsem eşime “Türkiye’ye gitmeliyiz” diyorum. Babamı 1 yaşımda kaybettim. Bana doğduğumdan, ölümüne kadar sürede çok fazla Türkçe şarkı dinletmiş. O yaşta, tipimi ve karakterimi Türklere benzettiği için “Bu kız, Türk” dermiş. Benim adımın Yasmin olması bile size ne kadar yakın olduğumu gösteriyor. Kendimi Türk gibi hissediyorum.
İbrahim Tatlıses ile düetiniz çok konuşulmuştu. Çalışmak istediğiniz isimler var mı?
Türk müziğini çok seviyorum. Güçlü seslerden hoşlanıyorum, dolayısıyla Sezen Aksu, Halil Sezai, Orhan Gencebay, Bülent Ersoy, Funda Arar gibi isimleri çok beğeniyorum.
Özellikle Anadolu coğrafyasının size katkıları neler oldu?
İlk sefardik albümümde Türk sazlarını kullandım. Düzenlemeler de Türk usulüydü. Herkes “Bu kız ne yapıyor?” demişti. Beni “Oryantal, Arap ve Türk müziği yapıyor” diye eleştirdiler, kendileri müziklerini gitarla yaptıkları için. Anlamadığım o ki, Türk sazları olmaksızın bu müziği nasıl yapabilirsiniz?
Mutluysam müzik yapamam