Kimseye güvenmemeyi oyunculukla öğrendim!
Korku-komedi türündeki Gulyabani Ekim ayında vizyon bulacak. Çekimleri devam eden filmin başrol oyuncularından Ceyda Ateş ile bir araya geldik. Genç oyuncunun bilinmeyenlerini konuştuk.
Gulyabani filmi izleyiciyi
korkutacak mı?
Bu benim ikinci sinema filmim. Bu yıl iki filmim de vizyona girecek. Rüya Gibi Geçti filmi Aralık, Gulyabani ise Ekim ayında. İnsanlar korku filmi sanıyorlar ama hem gerilim hem de komedi. Anlayacağınız gerilirken gülecekler. Burada Duygu karakterini canlandırıyorum. Dört kadın, erkek arkadaşları ile bir av evine geliyor ve başından acayip olaylar geçiyor. Diğer kadınlara göre daha güçlü ve güzelliğini kullanan biri.
Size senaryo kabul ettirmek zor mudur?
Çocukluğumdan beri bu işi yapıyorum ve artık seçici olmayı öğrendim. Senaryo beni doyuruyor, tatmin ediyorsa ve okurken kendimi o rolün içinde hayal edebiliyorsam tamamdır.
Yan rolleri kabul etmem gibi kıstaslarınız var mı?
Hiçbir yapımda başrol yoktur, herkes başroldür. Başrolü yaratmak yan karakterler ile oluyor. Hiçbir zaman rol ayırt etmedim. Önemli olan oyunun beni tatmin etmesi.
‘Güzelseniz ve çekiciyseniz işiniz zor’
Bu meslegin size kattığı avantaj ve dezavantaj nedir?
Çok küçük yaşta olgunlaşmamı sağladı. Hayatı çabuk öğrendim ve insanları daha kolay tanıyabiliyorum. Kimseye güvenmemeyi de öğretti. Ama en önemlisi kendi ayakları üstünde durabilen, kimseye boyun eğmeyen, güçlü ve başarılı bir kadın oldum. Dezavantajı ise insanların beni yanlış tanımasını sağladı. Bu işin eğitimini aldım ve bununla anılmak isterim. Çok başarılı işlerde yer aldım ama bu sektörde güzelseniz ve dikkat çekiyorsanız daha farklı göstermek istiyorlar.
‘İş disiplini benim için çok önemlidir’
Yapımcıların size güvenmesini sağlayan etken nedir?
Birçok yapımcı ile çalıştım bugüne kadar. İş disiplini benim için çok önemli. Asla tolerans göstermem. En yakın arkadaşım ile karşılıklı rolüm varsa, o benim için oyuncu partnerimdir artık. Yanlış bir şey yapıyorsa tepkimi hemen gösteririm. Setten yarım saat önce orada olurum. Bekletme gibi bir hakkım olmadığına inanırım. Her şeyim ile tamımdır.
Küçüklüğünüzden beri bu piyasadasınız. Peki sizi tüketmeyen nedir?
İşe olan aşk. 5 yaşında çocuk güzeli seçildikten sonra ilk dizimi
6 yaşındayken çevirdim. Aklınıza gelecek birçok usta oyuncu ile çalıştım. Dokuz yaşındayken okulun yanında yabancı dil ve tiyatro okuluna gidiyordum. Babam 9 yaşındayken “Okulunu etkiliyor bu durum ve bırak bu işi” dedi. Ben ise “Bu işe aşık oldum ve ileride bunu yapacağım” dedim. Hep oyunculuğa dair eğitim aldım. Tabii ki yorgun olduğumuz zamanlar oluyor. Ama bende iki saatlik bir süreçtir. Her sene yoğun tempoda çalıştım. Enerjimin tükenmemesi de budur.
İşiniz yayından kalkınca ne hissediyorsunuz?
Her işte olduğu gibi burada da risk almak gerekiyor. Çok güzel bir projeyken kaldırılıyor ekrandan. Ben üzülüyorum böyle zamanlarda, ama bunda da bir hayır vardır. Bazen bazı diziler olmuyor.
‘Aynaya bakmayı severim’
Kendinizi izlerken nasıl bir kadın görüyorsunuz?
Her seferinde farklı bir kadın. Kendimi olabildiğince televizyonda izlemeye çalışıyorum. Sette o kadar yoğunuz ki gözümden bir şey kaçabiliyor. Eksiklerimi görebilmek için izlemem lazım. Bazen de beğeniyorum kendimi.
Bir megalomanlık var herhalde...
Aynalara devamlı bakarım. Yemeği aynaya bakarak yerdim. Ama herkesin kendine has bir güzelliği de vardır. Güzellik gelip geçici, önemli olan kalbin güzelliği.
Evinizde kaç ayna var?
Oldukça çok. Kıyafet dolaplarımın üstü tamamen ayna. Hatta her yer aynaydı diyebilirim. Şu sıralar biraz azalttım.
‘Düzenli olarak pilates yapıp at biniyorum’
Çantanızda ne olmazsa kendinizi eksik hissedersiniz?
Kitap ve parfüm olmalı.
Bu set bitince yazın ne yapacaksınız?
Bu set bitince bir aylık bir tatilim var. Hem yurt dışı hem yurt içinde bir yerlere gitmeyi düşünüyorum.
Nasıl fit kalıyorsunuz?
Yürüyorum, yüzüyorum, pilates yapıp, at biniyorum ve sağlıklı besleniyorum. Bir kadın için vücudunun fit olması çok önemli.
‘Hak edene her şekilde sevgimi gösteririm’
Yeni bir ilişkiye de başladınız. Peki, aşkı nasıl yaşarsınız?
Artık özel hayatımı daha geride yaşamaya çalışıyorum. Şu an yeni bir ilişkim var, güzel de bir ilişki yaşıyoruz. Yaşanması gerektiği gibi en önemlisi birbirimize olan saygımızı koruyoruz. Konuşarak birçok şeyi çözebiliyoruz. Kafa yapılarımız çok uyuyor. Bu da ilişkiyi daha çok güçlendiriyor. Mutluyuz, aşkı içimden geldiği gibi kimseyi umursamadan, insanların dediklerini dinlemeyip, dolu dolu yaşarım. Sevgimi her şekilde gösteririm. Tabii hak ettiği sürece.
En çok neden korkarsınız?
Yalnız kalmaktan ve kapalı aynı zamanda karanlık bir yerde olmaktan korkarım. O an paniklerim hemen. Onun dışında hayatta hiçbir şeyden korkmam. Cesur bir kızımdır. Çocukluğumdan beri kız değil de genelde hep erkek arkadaşlarım oldu. En son ise karavandayız Gulyabani’nin kostümleri hazırlanırken dolaba da onun ayağını koymuşlar. Dolabı açtım ve gördüm. Çığlık atmıştım.