Kendimizi aşık olmaya programlıyoruz
Darısı Başımıza dizisinin iki başrolü Elif Doğan ve Ozan Dolunay ilk başrollerini oynamanın heyecanını yaşıyor. İkili aşk için şöyle diyor; “Kendimizi bir şekilde aşık olmaya programlıyoruz. Fakat aşk öyle kolay bulunmuyor. İnsanlar aşık olduğunu sanıp bir masalda yaşadıklarına kendini ikna ediyor.”
Darısı Başımıza dizisizi nasıl bir deneyim ve heyecan oluyor?
Ozan Dolunay: Senaryosunu okuduğumda içime sinen ve içinde olmaktan da mutlu olacağım bir iş olduğunu düşündüğüm için kabul etmiştim ve yanılmadım da. İlk günden beri keyifle çalışan ve güzel bir sinerji yakalamış ekibin içerisindeyim.
Elif Doğan: Benim için müthiş heyecanlı ve bir o kadar da eğlenceli bir süreç. Hem ilk başrolüm olması hem de çalıştığım isimler açısından iyi ki bu kadar şanslı olmuşum dedirtiyor.
Sizin için nasıl bir ayrıcalığı olan bir dizi ve rol?
Ozan: Oynayacağınız karaktere ve senaryoya ikna olmak, karakterin bir derdi olması ve oynarken zevk alacak olmam benim için önemli. Ben bu senaryoda ve yaratılan karakterde bu yakınlığı hissettim. Fakat herkesin hayatında kırılma anları vardır; Ozan’da bu kırılmayı yaşayacak ve değişecek. Bazı hikayeler anlatıldığında sadece filmlerde olurmuş gibi gelir ama gerçekten yaşadığınızda sizi şaşırtır ve değiştir.
Elif: Sürprizlere çok inanan biri değilim; Öykü gibi. Her şeyin bir zamanının olduğuna ve bizde yarattığı etkisine hizmet ettiğine inanırım. Darısı Başımıza’ da bana çok ani ve sürprizli bir şekilde gelen bir iş oldu. Bana iyi geleceğini hissettim senaryoyu okuyunca. Tamamen içgüdüsel olarak bir anda işin içinde buldum kendimi. O yüzden de ardında sakladığı o etkiyi bekliyorum.
Başrol oynamak üzerinizde bir baskı yaratıyor mu?
Ozan: Herhangi bir baskı yaratmıyor. Rolumun rütbesi çok önemli değil, yaratılan hikayeye inanıp; o senaryonun içine dahil olup karakterime en iyi şekilde can vermeye, işimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.
Elif: Bir işte üstlendiğiniz sorumluluk sizin algınızla alakalıdır. Başrol veya yan rol gibi bir ayrıma inanmıyorum. Her karakter başka bir renk. Benim açımdan cevaplayacak olursam daha önce de elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordum, yine elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Sorumluluk olarak aldığım kısım her zaman baki.
Kurallar kısıtlar
Ozan: Hayatımda mesleğimde değişmez kurallarım, tabularım yok. Her zaman için tabuların ve değişmez kuralların insanı kısıtladığını düşünüyorum. Böyle düşünmeye de her zaman devam edeceğim.
Tabular için çok erken
Elif: Kurallara ve tabulara sıkışıp kalmak için erken. Henüz 24 yaşındayım ve kendimle ilgili daha keşfedeceğim çok şey var. Zamanla neler benim kırmızı çizgilerim öğrenmiş olurum ama şu an çok erken.
BULDUĞUM GERÇEK AŞKSA BIRAKMAM
Sizce her şey aşk için midir?
Ozan: Aşk en kuvvetli duygularımızdan biri. Her şey aşk için olmasa da, her şeyin içinde biraz aşk olmalı.
Elif: “Aşk için her şey”i şimdilik sadece dizide söylemeyi tercih ettiğimi söyleyebilirim.
Dizideki gibi bir durumla karşı karşıya kalsanız sizin tepkiniz ne olurdu? Başkasından hoşlandığınız anda devam eden ilişkinizi bitirir miydiniz yoksa hata sayıp devam mı ederdiniz?
Ozan: Bunu hiç düşünmedim ki herhangi bir konuda bir durumu yaşamadan sadece varsayımlara dayanarak öyle bir olay olunca ne hissedeceğimi bilemeden yorum yapmam zor.
Elif: Gerçekten aşık olmakla, aşık olduğunu sanmak arasındaki fark cidden üzücü bir durum. Bazen çevremde olup bitenleri gözlemlediğimde kendimizi bir şekilde aşık olmaya programladığımızı düşünüyorum. “Bak oluyorum. Aaaa oldum” şeklinde ilerleyen bir algı var. Fakat aşk bence öyle o kadar kolay bulunabilen bir şey değil. Yani hoşlanabilirsiniz, çok etkilenebilirsiniz, hatta sevebilirsiniz ama aşk daha büyük bir kelime. Çoğu zaman insanlar aşık olduğunu sanıp ilişkilerini ciddi boyutlara taşıyarak kendilerini bir masal yaşadıklarına ikna ediyorlar ama sonrası hep alışkanlık, hep hüsran ki bir yerde de patlıyor bu durum. Çünkü bir gün gerçek aşkı bulma ihtimalleri hala baki. Kendimi çok kestiremiyorum ama sanırım sonradan bulduğumun gerçek aşk olduğuna emin olursam peşini bırakmam.
SÜRPRİZLERE AÇIĞIZ
Dizide sürprizli bir aşk hikayesi var siz sürprizlere ne kadar açıksınız?
Elif: Bir Başak kadını olarak sürpriz beklentisi içinde olan biri değilimdir. Fakat sürprizlere karşı çok katı da değilim. Çünkü gerçekten “Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir” durumunu çokça tecrübe ettim. Tabii her zaman da temkinliyimdir.
Ozan: Evet bazı durumlarda kontrollü yaşamayı seviyorum, beni güvende hissettiriyor fakat hayatıma giren en güzel şeyler hep en kontrolsuz, en spontane olduğum zamanlarda karşıma çıktılar. Dolayısıyla plan yapan fakat bu konuda esnek olan biriyim, hayatın karşıma süprizlerle gelmesine izin veriyorum.
TATLI VE İYİ BİR ÇİFT OLDUK
Elif Doğan ve Ozan Dolunay nasıl bir ikili oldu sizce? Yeni bir fenomen çift doğacak sanırım heyecanlı mısınız?
Ozan: Gelen tepkiler gerçeken çok güzel. Heyecanlıyız, güzel bir sinerji yakaladık ve bu da sahnelerimize, birbirimize verdiğimiz oyuna dolayısı ile ekrana, seyirciye yansıyor. Bu meslekte birbirini anlayabilmek ve destek olmak çok önemli, bu konuda çok iyi olduğumuzu düşünüyorum.
Elif: Biz keyifle çalışıyoruz. İlk set gününden beri enerjimiz de tuttu, çok iyi anlaşıyoruz. Sanırım o da seyirciye geçiyor. Onlar da sevdiler. Tüm bu sözler klişe gibi geliyor belki ama gerçekten öyle. Güzel tepkileri görmek her işte olduğu gibi bizi de mutlu edip besliyor. Tabii Öykü ve Ozan’ın katkısını da unutmamak lazım. Onlar çok tatlı bir çift olduğu için bizim de işimiz kolaylaşıyor ve izleyenler beğeniyor.