Karaoğlan pul üstünde, Son Osmanlı beyaz perdede
"Karaoğlan"ın yaratıcısı Suat Yalaz'ın çizgi romanından beyaz perdeye aktarılacak iddialı yapım "Son Osmanlı"nın çekimlerine ağustos ayından başlanıyor. Yalaz!ın en bilinen kahramanı Karaoğlan ise çoktan pulların üzerindeki yerini aldı
Suat Yalaz günün gençliğinin ismini ezbere bildiği çizerlerden olmayabilir. Ama bir, hatta birkaç kuşak için çok şeyler ifade eder onun ismi. Karaoğlan gibi bir çizgi roman kahramanı yaratmış olması bile yeterlidir bunun için aslında... Ve Yalaz'ın eserlerini şimdi yeni nesil de tanımaya başlayacak. Geçtiğimiz günlerde üzerinde Karaoğlan portrelerinin olduğu pullar çıktı piyasaya. Sonra da bir başka çizgi romanı "Son Osmanlı" dan uyarlanan sinema filminin çalışmaları başladı...
Karaoğlan'ın pul yapılması fikri nereden çıktı?
Beni bir gün posta müdürlüğünden aradılar ve "Karaoğlan'ın pulunu yapmak istiyoruz" dediler. Eski ya da yeni 10 tane Karaoğlan portresi istediklerini söylediler, ben de verdim. Aralarından dört tanesini seçmişler ve özel seriye koymuşlar. Bu beni çok duygulandırdı. Ama gelin görün ki bana da sadece dört tane pul verdiler. Gidip her seferinde satın alıyorum.
Bir başka ünlü çizgi romanınız "Son Osmanlı" da sinema filmi oluyor...
Evet, "Son Osmanlı -Yandım Ali" adıyla... Özen Film'le çalışıyorum. Onlar hikayeden çok umutlu. Her gün senaryo çalışıyoruz, bir yandan cast çalışmaları yapılıyor. Şu an sadece Ali'yi kimin oynayacağı belli. Kenan İmirzalıoğlu'nun bu konuda çok başarılı olacağını düşünüyoruz ekipçe. Diğer konular hâlâ belirsizliğini koruyor. Bir dönem filmi olacağı için karakterleri çok iyi belirlememiz gerekiyor. Bu filmde özellikle Atatürk'ü kimin oynayacağı çok önemli. Karaoğlan çekilirken bir kampanya başlatmış ve Kartal Tibet'i bulmuştum. Şimdi de tıpkı öyle bir kampanya başlatıp Atatürk'ü oynayacak bir oyuncu bulmak istiyorum.
Karaoğlan için de böyle bir sinema projesi söz konusu mu?
Kudret Sabancı bana böyle bir teklifle geldi. Onu da beyazperdede tekrar görmeyi çok istiyorum. Fakat daha önce çekilen TV dizisindeki gibi benim karakterime uygun olmayan, aykırı, "olağanüstü" eklemeler yapılmasını istemediğimi özellikle belirttim.
At çizmeye ayaklarından başlayan adam
1954'te dönemin önemli gazetesi Vatan'ın genç çizerler için buluşma noktası olan odasının kapısında genç bir delikanlı belirir. Odada Bedri Koraman, Altan Erbulak, Çetin Özkırım gibi usta çizerler oturmaktadır. Delikanlının elinde "İkizler Çiftliği" adını verdiği bir çizgi roman çalışması vardır. Çizimlere bakarlar. Kareler kopyaya benzemektedir. Çünkü çok net çizgiler, bembeyaz kağıdın üzerinde durmaktadır. "Güzel ama nereden kopya ettin" diye sorarlar. Genç kendinden emin "Kopya değil, ben çizdim" der. "İyi ama kurşun kalem izi bile yok" der Erbulak. Yanıtı, ustaları şaşkınlığa düşürür: "Ne kurşun kalemi, doğrudan çiniyle çizdim." Oysa en usta çizerler bile çizimlerini önce kara kalemle yapıp üzerinden çiniyle geçerler. O delikanlı Suat Yalaz'dır. Erbulak, yıllar sonra arkadaş toplantılarında, o gün denemek için bir at çizmesini istediklerini, Yalaz'ın atı çizmeye kafasından değil de ön ayağından başladığını sık sık anlatmıştır.