Karanlıkta uyanmak ya da uyan(a)mamak işte bütün mesele bu
Yaz saati-kış saati uygulamasının kalkması bütün dengemizi bozdu.Refah seviyemiz benzesin diye özeniyorduk ama yanlış anlaşıldı. Resmen 'havamız' İskandinav ülkelerine döndü.
Bu aralar kime dokunsanız bin dertli. Öğlene kadar herkes zombi gibi dolaşıyor etrafta. Sürekli "Hasta mısın" sorularına maruz kalıyoruz. Hâlbuki yanıt basit: “Sadece uykumuz var.” Alt tarafı bir saat geri almak değilmiş meğer... Bu yaz saati-kış saati uygulamasının kalkması dengemizi bozdu.
Öğrenciler ilk dersleri karanlıkta yapıyor
Zifiri karanlıkta uyanıyor, alacakaranlıkta ofise ulaşabilmek için yola koyuluyoruz. Ama işe giden kesim olarak yine nispeten şanslıyız. Birçok okulda ilk 2-3 ders yapılırken bile hava daha aydınlanmamış oluyor. Refah seviyemiz benzesin diye özeniyorduk ama yanlış anlaşıldı. Resmen 'havamız' İskandinav ülkelerine döndü. Hal böyle olunca da bir depresyondur, yorgunluktur gidiyor. Sosyal medya kampanyalarla dolu... Saatlerin tekrar bir saat geri alınması isteniyor.
Gün ışığının faydaları
Peki, bir saatlik değişim bizi neden bu denli etkiledi? Cevabı aslında çok net: “Çünkü doğamıza aykırı.” Uyumamızı sağlayan hormonun adı melatonin. Bu hormon havanın kararmasıyla birlikte salgılanmaya başlıyor. Güneş doğduğu zaman ışık melatonin hormonunu baskılıyor. O anlarda bir yandan da uyanmamızı sağlayan ‘kortizol’un seviyesi yükseliyor. Sağlıklı bir şekilde uyanmak işte bu ikisinin dengesine bağlı. İkisinden birinde eksiklik olduğunda yataktan çıkmak için kendimizi sürüklerken büyük acı çekiyoruz. İşte şu an yaşadığımız tam da bu. Güneşin doğması birçok ilde saat 08:00'i buluyor. Ancak bu saatte birçoğumuz kalkmış hatta yola bile çıkmış oluyoruz.
Türkiye’de güneşin doğması birçok ilde saat 08:00'i buluyor
Mutlu hissetmek de ışığa bağlı
Gün ışığının harekete geçirdiği bir hormon daha var. O da “seratonin.” Yani kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan mutluluk hormonu. Karanlıkta uyanmak bunu da olumsuz etkiliyor. Aslında bizde herhangi bir problem yok, mutsuz uyanmamız gayet normal. Böyle uyanınca, gün de ‘mutsuz’ geçiyor haliyle. Seratonin olmayınca enerjisiz, kafamız karışık ve uykulu oluyoruz. Bu şekilde yola çıkıyor ve tehlikeli bir şekilde araba kullanıyoruz.
Aydınlıkta uyanmak en sağlıklısı
Peki, en azından sağlığımızın daha az etkilenmesi için neler yapabiliriz? Öncelikle dikkat etmemiz gereken konu ışık meselesi. Aydınlıkta uyanmamız gerekiyor bu çok net. Bu nedenle de gerekirse yapay ışık bulmamız lazım. Bunun için seralarda bitkiler için kullanılan güneş ışığı lambaları bir çözüm olabilir. Tam spektrumlu floresan lambalar da tavsiye ediliyor. En basiti bu lambaları zaman ayarlı bir prizle kullanmak…
Kahveyi ne zaman içelim?
Uyanmak için amiyane tabirle resmen 'abandığımız' kahveyle ilgili de bilinmesi gerekenler var. Kahvenin bizi uyandırabilmesi için vücudumuza kafeini en doğru zamanda vermemiz lazımmış. Araştırmalara göre sabah saat 06:00 ve 10:00 arası kahve içmek için en 'kötü' zaman. Nedeni uyanmamızı sağlayan hormon kortizol… O sabah saatlerinde zaten yüksek. Onu yok sayıp kahve içmek aslında vücudumuza zarar veriyor. BKahve içilecek zaman dilimleri ise kortizol seviyesinin doğal olarak düştüğü; 10:00-12:00 ve 14:00-17:00 saatleri arası.