Kale gibi sağlam köpek gibi sadık
Dünyanın en sevilen arabalarından olan Volkswagen nam-ı diğer Vosvos’umuza atlayıp, 19 Mayıs kutlamalarına katıldık ve Ankara Volkswagen Fun Club üyeleriyle coşkulu bir kutlama yaşadık...
Caddeden, sokaktan geçtiğinde herkesin başını çevirip baktığı, çocuklarda gülümsemeye neden olan Volkswagen, nam-ı diğer; “Vosvos”, “vos”, “tosba”, “tosbağa”, “kamplumbağa”, kullanıcıları için tam bir tutkudur. Türkiye’nin birçok ilinde Vosvos dernekleri, kulüpleri bulunuyor ve dernekler 19 Mayıs, 23 Nisan, 29 Ekim, 30 Ağustos gibi ulusal bayramları hiç atlamadan konvoylar halinde kutluyor. Otistik Çocuklar Günü, Gaziler Günü, Yaşlılar Günü gibi morale ihtiyacı olan vatandaşlar da hiçbir zaman unutulmuyor.
1938 yılında Hitler’in tasarımını yaptığı ve bir efsaneye göre motoru için mühendislerine verdiği “Bana soğuk havada donmayan bir araba yapın” talimatıyla başlayan vosvos hikayesi, bugün dünyanın en sevilen araçlarının doğmasına yol açtı. Savaş için yapılan vosvoslar, bugün barışın simgesi.
Ankara Volkswagen Fun Club da onlarca vosvos derneğinden biri. Her kullanıcı için “ailenin bir parçası” olan tüm Vosvosların bir adı var... Ankara’daki 19 Mayıs kutlamaları için biz de Vosvosumuza, nam-ı diğer “Balkız”ımıza binerek Atatürk Kültür Merkezi’ndeki kutlamaya dahil olduk ve Fun Club üyeleri ile konuştuk...
‘Sesini çok seviyorum’
Altın rengindeki vosvosları ile etkinliğe gelen Süleyman, Filiz ve Işık Güraksın ailesi 1987 yılından bu yana vosvos kullanıyor. Süleyman Güraksın, “Bu bir çocukluk hobisi. Çocukken hayalimdi, şimdi benim çocuklarımın hayali. Kaplumbağaya benziyor olması çok hoşuma gidiyor. Kulüp ile birlikte katıldığımız etkinlikler bizim için çok önemli. Yolda bir yerde durduğunuzda gelip fotoğraf çektiriyorlar. Herkes selam veriyor. ‘Yolda kalır’ algısı doğru değil” diyor. Filiz Güraksın da arabayı kullanamasa da “Hastasıyım... Çok keyif alıyorum. Sesi beni çok etkiliyor, çok seviyorum. Kilometrelerce öteden bu sesi tanıyoruz. Bu benim için bir tutku” diye anlatıyor.
‘Ailemden fazla fotoğrafı var’
1983 doğumlu olan ve kendisinden 10 yaş büyük bir araba kullanan Kıvanç Kayra “Kan çekiyor” diyor. Üç yıl öncesine kadar Subaru marka araba kullanan Kayra, “Subaru’dan sonra büyük bir keyif. O arabayı bıraktık. Eğlence, dostluk, kardeşlik, aile bağı hepsi kulüpte var. Vosvosun bir ruhu var. Bir şey itiraf edeyim, benden ve ailemden fazla fotoğrafı bulunuyor. Vosvosun amblemi dikkat çekicidir. Bir kalenin üzerine çıkmış köpek ve aşağıda su. Bunun anlamı Kale gibi sağlam, köpek gibi sadık, su gibi akıcıdır...” sözleriyle vosvosunu anlatıyor.
‘Gitmiyorsa sahibindendir’
Vosvosun ruhu olduğunu vurgulayan Kayra, şunları anlattı: “Vosvos gitmiyorsa sahibindendir derler. Ben de çok yolda kaldım ama vosvosa bağlamamak lazım. Ankara’da tanımadığım çekici firması kalmadı. Sanayiden çıkamaz hale geldim. Aramızda bir iletişimsizlik var. Ustalarla rakı balık sofrasına oturmaya başladık. Kamp arkadaşı olduk. Kaportacı usta, ailemden gibi. Arada bir mangala gidiyoruz, halı saha maçı yapıyoruz. Bu araba şımarık çocuk gibi, ne görürse istiyor... Dünya para harcadım...”
‘Herkesi gülümsetiyor’
Kamplumbağa kullanıcılarının “Vosvos Profesörü” dediği Nurullah Atalay, bir vosvosu baştan aşağı söküp toplayabilecek kadar bu işin uzmanı. Atalay, vosvosuyla olan hikayesini şöyle anlatıyor: “Vosvos kullanmanın gerekçesi yok, büyüsü var. Ben öylesine, bineyim diye aldım 10 yıl oldu. Reno arabam vardı onu sattım sadece ucuz bir arabaya bineyim diye düşündüm, alış o alış. Eve gidene kadar büyülendim. Geçmişe götürüyor beni, 60’lara gidiyorum. Sürmesi çok keyifli. Araba olarak görmüyorum o bir canlı, ruhu var. Biçiminde bile hiçbir arabada olmayan hatlara sahip. Sokakta, özellikleri çocukları, herkesi gülümsetiyor.”
‘Hanım beni atar o asla atmaz’
Kaporta ustası ve 38 yıldır vosvos kullanan Natık Çevik ise, “Vosvos ilk göz ağrım eşim de ondan sonra... İkisini de ölünce bırakacağım. 38 senedir Vosvos kullanıyorum. Yaşam şeklimi değiştiriyor, kendimi genç hissediyorum, hanım beni atar ama o hiç atmaz beni” diyor.
‘Parası olan değil hastası olan biner’
Elektrikçi Kemal Aktaş, 2009 yılından bu yana vosvos kullanıyor. “Parası olan değil, hastası olan buna biner” diyor. Aktaş, “İlk arabam vosvos oldu ve son arabam olacak. Çocukluk hevesim. Şekli hoş, dikkat çekiyor. Her şeyden önce barışın simgelerinden. Barışı ifade ediyor. Bu bile geçerli neden. Vosvosa da parası olanlar değil hastası olanlar biner” sözleri ile vosvosa olan sevgisini anlatıyor.
‘Kimsenin yapamadığı bir sivil toplum hareketi olduk’
Ankara VW Fun Club’ın Başkanı, tiyatro sanatçısı ve şair Olgun Şensoy ise şunları söylüyor:
“Çocukluk aşkımdır vosvos. Rahmetli ağabeyimin sinemasında izlemiştim ‘Aşk Böceği Hörbi’ filmini ve çok etkilenmiştim. Hemen büyümek istedim, bir vosum olmalıydı. Taa o günlerde kararımı vermiştim. 89 yılında Ankara’ya geldiğimde tiyatrodan kazandığım ilk parayla aldım vosvosumu, daha ehliyetim bile yoktu. O günden bu güne hiç başka bir arabam olmadı. Nerede bir etkinlik varsa orada buldum kendimi, Çanakkale’den Ordu’ya, İstanbul’dan Dalyan’a, Eskişehir’den Sinop’a, Düzce’ye keyifle gezdik. Gün oldu okul boyadık, gün oldu yaşlılarımızla, yetiştirme yurdundaki çocuklarımızla el ele verdik. Gün oldu ‘sanata evet’ derken, ‘savaşa hayır’ demek için sokakları rengarenk voslarımızla boydan boya arşınladık. Gün oldu, kendini bilmezler tarafından ölüme terk edilen caretta carettaların iyileştirildikten sonra denize salınışına şahitlik etmek için taa Dalyana gittik. Hep insandan yana olduk, güzel olanı alkışladık, yanlışın karşısında durduk, kırmadan dökmeden. Bu süreçte voslarımız bize destek verdi. 1945’lerin savaş arabaları, bugün bütün dünyada barışa hizmet ediyor. Onun içindir ki, nükleer santrallere karşı duruyor. Cumhuriyetimizi her sene kutluyorlar. Dayanışmayla ayakta kalıyoruz, aidatsız, parasız. Kimsenin yapamadığı bir sivil toplum hareketi oluverdik.”