Kafamı boşaltmak için mal gibi televizyona bakarım
Fotoğraf: ELİF MANDAN
İlker Ayrık... Nereye baksanız o var; Ben Bilmem Eşim Bilir yarışması, Seksenler dizisi... Şimdi de Yapışık Kardeşler filminde oynadı. Oynamakla kalmadı bir de yönetti. Kardeşini ise Hakan Bulut canlandırıyor. İkili 10 yıllık arkadaş. Film beğenilirse hikayesi hazır; ikinci hemen çekilecek.
Filmin cast seçimini nasıl yaptınız; Halil Sezai, Ivana Sert gibi çok enteresan isimler var...
İlker Ayrık: Öncelikle birlikte yaşamaktan ve gülmekten keyif duyduğum insanlarla bu filmi çekmek istedim. Yapışık Kardeş Halim için hayatta en çok güldüğüm adamlardan Hakan’ı aradım. Vahşi cazibe rolü için de “kim olabilir” dediğimizde kafamızda “Ivana Sert “diye ampül yandı. Halil de zaten olağanüstü bir komedi oyuncusudur aslında. “Gel şu imama can ver” dedik. Çünkü hem ezan okunacak, hem oyunculuk gerektiriyor. Filmimizin castı Barcelona gibi; rüya takım... 15 yıldır oyunculuk yapıyorum. Tiyatro, sinema ve dizilerde biriktirdiğim abilerim, ablalarım ve kardeşlerim gelip oynadı; hiç kimseyle filmde tanışmadım.
Teklife “evet” demeniz ne kadar sürdü?
Hakan Bulut: Üç saniye (Gülüyor)... Benim filmimde oynamak ister misin dediği anda “evet” dedim; rolü bile bilmeden. Ne de olsa biz İlker’le Seksenler dizisinde tanışmadık; 10 yıllık bir arkadaşlığımız var.
İlker A.: Bizim kendi aramızda “sahne hayvanı” dediğimiz bir şey vardır. Hakan buna uyuyor; ne versen oynar.
Siz geçen ay da Çakallarla Dans filmiyle yine beyaz perdedeydiniz... Bir yandan da Ben Bilmem Eşim Bilir, Seksenler dizisi derken bu yıl sizin yılınız diyebilir miyiz?
İlker A.: 2014 senesi verimli oldu (Gülüyor)...
Nasıl tanımlıyorsunuz filminizi?
İlker A.: Ağır komik...
Yönetmenlik yapmayı 1-2 yıl sonra düşünüyordum
Gişe rekoru kıracak mı filminiz; ne kadar iddialısınız?
İlker A.: Hiç bir sinemacı rekor kırmak için film yapmaz. Rekor kırmak istesem 100 metre koşardım. Sadece filmin komik olduğu konusunda çok iddialıyım. Komedi çok ciddi bir iştir. Biz çok ciddi bir iş yaptık ve çok komik bir film yaptık.
Sizi ilk defa yönetmen koltuğunda görüyoruz. Neden bu filmi yönettiniz?
İlker A.: Zaten istiyordum ama daha sonrası için düşünüyordum. Ancak senaryoyu önüme koyduklarında ağzımın suyu aktı ve “hadi çekelim” dedim. Aslında 1-2 sene sonra film çekmekti planım ama senaryo iştahımı kabarttı.
Yönetmenlik sandığınızdan zor mu kolay mıydı? Başka film çekmek ister misiniz?
İlker A.: Tahmin ettiğim gibiydi. Bundan sonra tabii ki başka film de çekmek isterim. Önce bir görücüye çıkalım, Türk halkı beğensin, takdir etsin; gerisi kolay. Çünkü sinema yapmaya, yönetmenlik yapmaya devam etmek istiyorum.
Gerçek hayatta kardeşiniz var mı, anlaşır mısınız?
Hakan B: Bir kardeşim var. Yerine göre anlaşıyoruz diyebilirim. Ne olursa olsun canımdır, kanımdır.
Film bitince ne oldu; Hakan Bey’i özlediniz mi?
İlker A.: Bir süre görmek istemedik birbirimizi; ne özlemesi. Ağustos’ta çektik filmi. O sıcakta yapışık dolaştık düşünsene (Gülüyor)... Film bittikten bir hafta sonra Seksenler setindeydik.
Rolü kabul etmem üç saniye sürdü
Eşiniz kızmıyor mu bu kadar çok çalışmanıza?
İlker A.: Eşim yoğunluğumdan şikayet etmiyor. Problem de o. Şikayet etse bi tartışırsın ama o şikayet etmedikçe ben geriliyorum ve ona sorumluluğum konusunda daha çok köşeye sıkışıyorum. Kısmet olursa bu yaz uzun bir tatil yapmak istiyoruz; çünkü biz ailece bunu hak ettik.
Şahan Gökbakar, Cem Yılmaz ne zaman film yapsalar kendilerini tartışmaların ortasında buluyorlar. Siz ise bunun her zaman dışındasınız. Hatta fazla düzgün ve beyefendisiniz. Çok mu kontrollü yaşıyorsunuz?
İlker A.: Ben sadece işimi yapıyorum ve fazla kontrollü de yaşamıyorum. Herkes hata yapabilir. Bu kadar bilinirlik, bu yoğun tempo kolay şeyler değil. Bazen ailenizle çıkıp yarım saat kimseye selam vermeden yürümek istiyorsunuz. ama bunlar artık sizin elinizde değil. Bu bahsettiğiniz ofsayt durumlar, yapan kişilerin aslında en doğal hakkı. Ben de elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum. Zaten böyle bir ortamım yok. O kadar yoğun çalışıyorum ki; azıcık vaktim olsa eve gideceğim zaten.
Fırsat olduğunda kafanızı nasıl boşaltıyorsunuz?
İlker A.: Oğlumla vakit geçiriyorum. O uyuduğunda da mal gibi televizyona bakıyorum. İzliyorum ama anlamıyorum. Tamamen mala bağlıyorum yani.
Hakan B.: Play station oynuyorum.
Filmin devamı gişeye bağlı
- Filmin devamıyla ilgili hikayemiz var, hazır ama bakalım gişe ne olacak. Beğenilsin, takdir edilsin ki ikincisini çekelim.
- En yorulduğum film diyebilirim. Ama tatlı bir yorgunluk. Bir daha olsa Yapışık Beşizler çekeyim daha çok yorulayım.
- Komedi çekmek işe 1-0 önde başlamak demek. Herkes gülmeyi seviyor, istiyor.
- Alttan yapışık olduğumuz için ayrılmak için üstümüzü çıkarmamız gerekiyordu. Tüm set fotoğraflarına bakınız; atletleyiz.