İsveç, kazlarının Türkiye’ye gelmesini engelliyor
Av ve avcılık üzerine merak edilenler...
Avcılık ve Atıcılık Federasyonu Asbaşkanı Atilla İshak Tankut, uzun yıllar bankacılık ve kimya sektöründe yöneticilik yaptı. Şimdi ise, Yaban TV’deki programıyla av tutkunlarını bilgilendiriyor. Sarsılmaz Avlak’ın yöneticiliğini de yapan 67 yaşındaki Tankut, 18 yaşında ilk avcılık tezkeresini aldığı günden beri avlanıyor. Tankut, küçük sakarca kazının Türkiye’de vurulmasını önlemek için, İsveç Hükümeti’nin ve Almanya’nın ilginç bir yöntemle normalde Türkiye’ye göçen kuşun rotasını değiştirdiğini ve bu kazların artık Türkiye’ye hiç uğramadığını söylüyor.
Avla nasıl ilgilenmeye başladınız?
Benim ava ilgim çocukluktan başlıyor. Çocukken sapanla başladım bu işe... Büyük amcam Trabzon’un en meşhur avcılarından, “Kuşçu Mehmet”ti... Çocukluğumun bir kısmı Trabzon’da, bir kısmı ise Kozyatağı’nda şimdi Carrefour’un olduğu yerde geçti. O zamanlar orası bir “av cenneti”ydi. Ben de, bıldırcın vuranların peşine takılırdım. Yaşım ilerleyince, önce ağızdan dolma bir tüfek aldım. Sonra da, 9 numara tek kırma bir “28 Winchaster”la ava çıkmaya başladım.
İnsanlara avcılığı sevdirmek zor iş mi?
Çok zor değil açıkçası... Ancak, insanlara avcılığı doğru anlatmak lazım. Türkiye’de avcılığı sadece “öldürmek” diye düşünüyorlar. Halbuki, avcılık bilinçli yapılıyorsa, bir budama işlemedir.
Avcı sadece yaşlı erkek hayvanları vurur
“Budama” derken ne anlamalıyız?
Tabiattaki bir ağacı budadığınızda nasıl yeniden yeşerirse, avcılık da aynı etkiyi yapar. Hayvan nesli, eğer nesli tehlikede değilse üremeyi durduruyor. Eğer, tehlikede olduğunu hissederse üremeye başlıyor. Harpten sonra, bütün ülkelerde insan nüfusunda ani sıçramalar görülmüştür. Tabiat, dengesini böyle koruyor. Ayrıca avcı, sadece yaşlı erkek hayvanları vuruyor.
Avcı, karşısındaki hayvanın yaşlı olduğunu nasıl anlayabilir?
Uçan bir kuşun yaşlı mı, genç mi olduğunu anlayamazsınız. Ama bir bıldırcın veya üveyik uçmaya başlayınca yaşlı olduğunu belli eder. Büyük avlarda, daima yaşlı erkekler vurulur. Mesela, bir geyik, karaca ve domuz avında yaşlı erkek vurulur. Çünkü yaşlı erkekler haremlerine genç erkekleri sokmaz. Genç erkek, hareme giremediği için, yaşlı da bütün dişi potansiyeline yetemediği için üreme azalır. Eğer siz yaşlanmış erkeği vurarak hasat ederseniz, yerine genç bir erkek geçer ve o kendi haremini kurar. O gençleşme de, çiftleşmeyi ve popülasyonu arttırır.
Domuz avı enteresandır
İz sürmeli büyük avlarda neler yaşanıyor?
İz sürmeli avlar, domuzda ve büyük hayvanlarda geçerlidir. Domuz avı enteresandır. Bir bölgede domuz olduğunu tahmin ederseniz, 7-8 sürekçi bir taraftan köpeklerle girer. Köpekler, domuzun kokusunu alıp domuzu rahatsız eder ve kovalamaya başlar. Siz de onun gelebileceği istikametlere dizilirsiniz. Domuz kimin önünden geçerse, tüfeği o atar. 10-15 kişi ava çıkarsınız, bir kişi tüfek atar ve av biter. Bir tane domuz vurulur, bir daha da çıkmayabilir.
Domuz avı tehlikeli midir?
Tehlikelidir, çünkü domuzun alt dişleri bıçak gibi sivridir. Sizi veya köpeğinizi yaralayabilir. Yaralıyken domuz insana saldırır. Yaralı değilken ise kaçar. Ancak, büyük ve “azılı” tabir edilen 200-250 kiloluk erkek domuzlar, yaşlandıkları zaman durup dururken de insana saldırabilir.
Nerelerde domuz var?
Türkiye’nin her yerinde, İstanbul’daki ormanların hepsinde domuz var. Ömerli Ormanı’nda, Belgrad ormanlarında... Domuzla karşı karşıya kaldığınızda, elinizde silah yoksa kaçıp bir ağaca çıkacaksınız. Domuz öyle sopayla falan kovalanmaz, kim söylüyorsa, kafadan atıyor. Bu sene Av Komisyonu yanlış bir kararla Türkiye’de domuz sürek avını yasakladı. Diyorlar ki, “Domuz avı sırasında popülasyonu azalan diğer hayvanlar rahatsız oluyor”. Ama net yasaklanma sebebi hiç açıklanmadı. Yasak olduğundan domuzlarda artış var. Belki, yasak olmasaydı geçenlerde bir ailenin ölümüne neden olan kaza hiç yaşanmayacaktı. Belki de, daha önce vurulmuş olacaklardı.
Her tüfek kadının mücevheri gibidir
Atilla Tankut büyük av sevmediği için yivsiz tüfeklere meraklı olduğunu söylüyor: “Benim için her tüfek bir kadının mücevheri gibidir. Dünyanın meşhur ve en pahalı av tüfeği Purdey’dir. Fiyatı 200 bin Euro’yu bulur. Ayrıca, Galazan, Holland and Holland, Boss, Browni, İngiliz Churcill, Perlah gibi markalar var. Türkiye’de en çok Baretta’nın 8-10 milyarlık tüfekleri kullanılır. Bıldırcın ve çulluk avında, namlusu kısa, şokları açık bir tüfek kullanmanız lazım. Benim bir Churcill namlulu Springer’im var. Fiyatı 16-17 bin Euro.”
Tankut, avlarda teyp kullanımına da karşı çıkıyor: “Teyp, kaz, ördek ve bıldırcın gibi göçmen kuşlarda kullanılan bir yöntem. Teybi kurarsınız bıldırcın sesi öter. Bıldırcın da yukarıdan geçerken “Aşağı inmiş bizimkiler” der ve o sahaya iner. Ördek de, giden ördek sesi duyunca size doğru döner. Teyp kurmak avcılık literatüründe yasaktır, gayrı yasaldır.” Başkan ava çıkma saatleri ile ilgili olarak da şu bilgileri veriyor: “Gideceğiniz ava ve mevsime göre değişir. Bir bıldırcın avına, sabah çok erken gitmeniz lazım. Ama bir çulluk avında o kadar erken gitmenize gerek yok. Çulluk saat 10’dan önce gezinmeye başlamaz. Ördek avında ise erken göle gireceksiniz ki, sabahın ilk ışıkları ile ördeği yakalama şansınız olsun.”
Kazlara çip takıp uçakla yönlendiriyorlar
Azalan av hayvanları hangileri?
Çocukluğumdan beri tabiatta 2-3 kere gördüm sülünü... Şimdi bizim avlakta var. Geçen sene de 8 bin tanesi uçtu gitti. Keklik azaldı. Çil azalmıştı, Trakya’da neredeyse hiç kalmamıştı. Şimdi Doğu’da yine sayısı artmaya başladı. İsveç’te ve Almanya’da ilginç bir proje uygulamaya başladılar.
Nasıl bir proje bu?
Aldıkları önlemlerle İsveç’ten Türkiye’ye göçen Küçük Sakarca Kazı’nın gelmesini engelliyorlar. Amaçları bu kuşların Türkiye’de vurulmasını önlemek. Kuş cinsi hayvanlar, yumurtadan çıktıkları anda, karşılarında ilk gördüklerini “anne” zanneder. İsveç’te başka cins bir kaz var, sadece İsveç’le Hollanda arasında gidip geliyor. Onlar da, küçük sakarca kazının yumurtalarını bu kazın altına koyuyor. Böylece, kazın yavrusu çıktığı zaman, onu annesi zannediyor. Ve onunla birlikte Hollanda’ya gidip geri geliyor. İsveçliler, ayrıca bu hayvanlara “çip” takarak pırpır uçaklarla yönlendirme de yapıyor.
Türkiye’deki en iyi avlak hayvanı hangisi?
Türkiye’de büyük avda, yaban keçisi ön plana çıkıyor. Ancak, en kıymetlisi Anadolu koyunudur. Çünkü eti çok lezzetlidir. Ayrıca, geyik ve karaca da çok avlanır.
Karacayı sempatik bulduğum için vurmuyorum
“İyi avcı geyik vurmaz” şeklindeki kanı doğru mu?
Hayır, böyle bir kural yok. İyi avcı, usulüne göre avlanan avcıdır. Bazı avcılar, her hayvanı vurmaz. Mesela ben hiç karaca vurmadım. Arabada otururken bile çıkıp önüme geliyor. İstesem vururum. Ama hiç ona tüfek atmadım. Çünkü sempatik geliyor o hayvan. Ağaca tüfek atmakla, ona tüfek atmak arasında benim için bir fark yok. Büyük avı, av olarak görmem. Daha çok gezerek avlanır, kuşu da o yürüyüşün bir havucu olarak görürüm. O kuşu vurmak için yürürken bir anlamda spor yapıyorsunuz. Ama büyük avcıların da zevki başka. Onlar “trophy” peşinde... İyi avcı, hiçbir zaman yerdeki bir kuşa ateş etmez. Bir yuvayı bozmaz. Yumurta toplamaz, zamansız ve sezon dışı avlanmaya kalkana karşı olur. Yavru ve dişi ayırımı gözetir. Sülünün ancak erkeği vurulur. Bu da doğa korumanın birebir içinde...
Türkiye maalesef koruma konusunda sıfır!
“Büyük av” denilince, hangi hayvanlar anlaşılmalı?
Dağ keçisi, ayı, geyik, karaca, domuz, ayı gibi hayvanlar akla gelir.
Hangi hayvanların Türkiye’de avlanması yasak?
Kendimi bildim bileli, Türkiye’de sülün avı yasaktır. Zaman zaman da keçi avı yasaklanır. Eğer yasaklarla popülasyonda bir artış olsaydı, bugün Türkiye’nin bir karaca ve sülün cenneti olması lazımdı. Ama sülünü gören yok. Karaca da çok nadir. Köylü koruyor ama nesil gitgide bozuluyor. Türkiye maalesef koruma konusunda sıfır!
Neden?
Çünkü kontrol hiç yok. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Şadan Başkaya Hoca, “Türkiye’de keçi resmi olarak 100 tane vuruluyorsa, en az 1000 tane de kaçak vuruluyor” diyor. Türkiye, maalesef kaçak avcılığın önüne geçemiyor.
Ayı avı çok tehlikelidir
Ayı avının farkı ne?
Ayı avı, Türkiye’de şu anda yasak. Ayı bir zamanlar Armutlu-Yalova arasındaki dağlarda vardı. Şimdi sadece Bolu civarında var. Ayı avı, çok tehlikeli bir avdır. Domuz avı gibi de değildir. Öldüremezseniz, başınız gerçekten dertte demektir. Hiç tavsiye etmem. Ayının ilginç özelliği taş atmasıdır. Açıkçası, kendimi bildim bileli, ayı niçin vurulur anlamış değilim. Eti de yenmez zaten. Bir teki postu işe yarar.