İstanbul’a bayılıyorum ve her yıl geliyorum
Antonis Remos ile buluştuk. Yani Yunanistan’ın en ünlü ve en önemli sanatçısıyla... Yunan müziğini dünyaya dinletiyor. 24 Mart’ta, Bir Dilek Tut (Make A Wish) Derneği için İstanbul’da tek ve özel bir konser verecek. 15’inci yılını kutlayacak olan dernek; hastalıkları nedeniyle hayati tehlikesi olan çocukların dileklerini gerçekleştiriyor. Bu özel akşamı kaçırmayın...
Yakında bizim ülkemize geleceksin. Ülkemiz ve İstanbul’la aran nasıl?
İstanbul inanılmaz. Beni çok etkiliyor. Sizler her gün içinde yaşadığınız için bizim kadar anlayamazsınız. Ben her yıl geldiğim için görüyorum ne kadar değiştiğini, geliştiğini; tertemiz buluyorum. Büyük modern bir şehir; içinde hem modayı hem sanatı barındırıyor. Her zaman sevdiğim batının ve doğunun moziklerini gördüğümüz bir kent ve kozmopolit. İstanbul hakkında kiminle konuşursam konuşayım herkes çok sevdiğini söylüyor. Şehri olduğu kadar insanlarını da çok seviyorum. İstanbul’un güzelliğini sadece ben değil herkes konuşuyor. Beni mutlu eden ise her yıl eklenen pozitif gelişmeleri ve güzellikleri görmek.
Peki yemekleri nasıl buluyorsun?
Çok seviyorum. İlk defa 1998 yılında İstanbul’a bir konser izlemeye gelmiştim Açık Hava’da. O zamandan beri her yıl gelirim ve yemeklere de bayılırım. Restoranları, yemekleri hep şahane diye düşünüyorum.
Bir Dilek Tut Derneği (Make A Wish) Yunanistan’da bir çok dileği gerçekleştiriyor. Aynı şekilde Türkiye’de de hayati tehlike taşıyan hastalıklarla mücadele eden çocukların dileklerini yerine getiriyor. 24 Mart’ta İstanbul’da bir konser vereceksin ve tüm geliri derneğe bağışlanacak. Aynı zamanda derneğin Türkiye’deki 15’inci yılı için oldukça özel bir akşamda sahne alıyorsun. Neler söyleyeceksin bu özel geceyle ilgili?
Harika bir sahne olacak, her şeyden önce bunu söyleyebilirim. Ben 3 yıldır derneğin elçisiyim. Her zaman destek oluyorum ve yanlarındayım. Bir genç çocuk için ve bir de küçük bir çocuk için stüdyoda kayıt yapıp şarkılar söyledik. Onların hayalleriydi.
Bunları gerçekleştirmek ne büyük bir mutluluk. Güzel bir iş için biraraya gelmek gibisi de yok. Bir Dilek Tut Derneği bu çocukları mutlu etmek için bizlere aracı oluyor. Böyle güzel desteklerde bulunmak da beni nasıl mutlu ediyor anlatamam.
O zaman birlikteliği, desteği, gücü hissediyorsun. Bir Dilek Tut Derneği çok popüler, her ülkede olan ve her zaman varolan uluslararası ve insan odaklı bir dernek. Ben de tek bir konser vereceğim; bu dernek için özel bir konser. Eğer herkes bilet alıp konsere gelirse o zaman hep beraber büyük bir yardım hareketi yapmış oluruz. Çok güzel şarkılarımı hazırladım herkesi bekliyorum. 24 Mart’ta Swissotel İstanbul’da buluşacağız.
Baba olduktan sonra gerçek bir erkek olunuyor
Yeni baba oldun. Henüz 17 günlük bir bebeğin var. Çok tebrikler. Bebek hayatına girdikten sonra sende neler değişti?
Elbette ben de hissediyorum kendimdeki güzel heyecanı, değişiklikleri. Ayrıca insanlar da söylüyor. Daha enerjik ve daha mutluyum. Senin de 5 çocuğun var bilirsin. Çocuk her şeyi değiştiriyor. Acayip birşeymiş. Tam 44 yaşında baba oldum. Hazırmışım artık. Şöyle açıklayayım; insanların bazıları mutlu olmak için antidepresanlar alır ya, bu çocuk olayı en güzel antidepresan. Hem de kalbi ya da sağlığı da bozmuyor yani yan etkisi yok! Güzel bir bağımlılık; insanı mutlu eden, güvende hissettiren, sonsuza kadar süren... Bebeğim olduktan sonra etrafımdaki herşeyi daha çok seviyorum. Her şey bana çok güzel gözüküyor. Bence bir erkeğin baba olması çok önemli. Özellikle kırkından sonra. Çünkü büyümüş yetişmiş oluyorsun. Biz erkekler çok geç olgunlaşıyoruz aslında; baba olduktan sonra gerçekten büyüyoruz. Gerçek sorumluluk geliyor; en anlamlısından... Çok büyük ve kutsanmış bir şey. 40, 50, 60 kaç yaşında olursak olalım biz erkekler farketmez; hepimiz bir çocuk gibiyiz. Ne zaman ki çocuğun oldu; işte o zaman büyüyorsun. Bir erkek baba olduktan sonra gerçek bir erkek oluyor. Buna inanıyorum.
Yunanlılar ve Türkler aynıyız
Müziğe geri dönersek eğer, müzik kariyerinde seni etkileyen bir idolün var mı?
Benim müzik kariyerime etkide bulunan çok kişi var. Tüm Yunan toplumu ve sanatçıları, ayrıca Yunanistan dışındaki müzik insanları bana hep ilham kaynağı olmuştur. Yunan müziğiyle büyüdüm; Yallis Parias, Kazancakis gibi... Bu arada o kadar yakınız ki Türkiye ile dolayısıyla Türk sanatçılar ve Türk müziğini de çok yakın takip ettim.
Örneğin İbrahim Tatlises’in hem sesine hem de kariyerine çok saygı duyuyorum. Böyle bir ses böyle bir nefes olamaz. Türk müziği inanılmaz kalbime dokunuyor benim. Kanun ve keman olağanüstü. Gerçekten kalbimi yerinden çıkartabiliyor. Çok hassas ve romantik bir müziğiniz var.
Bir çok Türk dinleyici takipçin var. Onlar için de soruyorum, bu yaz neler yapacaksın?
Beni dinlemeleri, benim müziğimi, sesimi sevip hayranlık ve saygı duymaları benim için çok büyük gurur ve onur. Türk dinleyicisi eğlenmeyi de seviyor. Yazları Yunanistan adalarında özellikle Mikanos’ta sahneye çıkarken her zaman ön sıralarda Türkler oluyor ve o kadar eğlenip şarkılara eşlik ediyorlar ki ben de onların müzik sevgisine hayran oluyorum. En tatlı, en güzel eğlenen insanlar. Onlara şarkı söylemek harika. Herkese çok teşekkür ederim. Bizler aynı insanlarız. Hem Yunan hem Türk o kadar yakınız ki aynıyız ve aynı kandayız. Müzik hep birleştirir...
Nisan sonu turneye çıkıyorum; Almanya’dan başlayarak Balkan ülkelerini de dolaşacağım. Son durağım Yunanistan olacak. Mikanos da ise Nammos’da olacağım.
Kardia-moumin anisihis benim favori parçam. İnsanların uzaklarda arabada, bir şehirden diğerine giderken seni dinlemeleri ne hissettiriyor yoksa artık çok alışılagelmiş bir durum mu bu senin için?
Heyecanımı hiçbir zaman kaybetmedim. Evet tabii Yunanistan’da ya da başka bir ülkede Yunan vatandaşlarının şarkılarımı söylemesi, dinlemesi çok normal.
Ama tabii ki dilimizi bilmeyen ve başka ülkede yaşayan insanların günlük yaşamında müziğimin yer alması o kadar tarifsiz bir duygu ki ancak gönlümden koskocaman teşekkür edebilirim...
İstanbul’da görüşmek üzere!