İlk setimde ağladım ama yılmadım
31 Mart'ta vizyona girecek olan "Biz Size Döneriz"in başrol oyuncularından Tuğçe Kurşunoğlu, yaşadığı zorlukları anlatarak “İlk dizi setimde ağladım ama yılmadım" diyor
Yönetmenliğini Doğa Can Anafarta'nın üstlendiği, "Biz Size Döneriz"de üniversiteden yeni mezun olmuş gençlerin alışıldık trajedisi anlatılıyor; hayalleri ve ailelerinin beklentileri arasında bocalayan, kendine yol çizmek isteyen gençlerin hikayesi. Filmde "Nur" karakterini canlandıran Tuğçe Kurşunoğlu da o gençlerden biri. Leyla ile Mecnun, İşler Güçler ve Muhteşem Yüzyıl gibi dizilerin yanı sıra Düğün Dernek serisinde de yer alan
Kurşunoğlu'yla konuştuk...
18 yaşında Bursa'dan İstanbul'a geliyorsunuz, bir yandan modellik, oyunculuk... Nasıl kaldırdınız bu yoğunluğu?
İlk geldiğim dönem birçok defa kayboldum. Hatta Haydarpaşa'dan bir trene binip yanlışlıkla Adapazarı'na gittim... Ben Halkla İlişkiler okudum, İstanbul'a geldiğimde full time çalıştım. Bu sayede adapte oldum. Bir şekilde hayata tutunmanız gerekiyor, duygusal anlamda da zorlanmıştım. 7-8 yaşından beri en büyük isteğim oyuncu olmaktı ve bu hayal tuttu beni ayakta. İstanbul'a geldiğimin üçüncü haftası Muhteşem Yüzyıl'ın setine girdim.
"Biz Size Döneriz" kime hitap ediyor?
Bu filmin konusu hepimizi ilgilendiren şeyler; ailenin beklentisi, okuduğun sırada kafanda şekillenen iş şekli, mahalle baskısı, Benim karakterim yatay geçişle arkadaşlarının yanına geliyor, Tıp bölümünü seçiyor. O bölümün kendisini tatmin edeceğini düşünüyor, tam fiyasko halbuki.
Ailenizin beklentisi karşısında -filmdeki gibi- ezildiğiniz oldu mu?
Annem ve babam her zaman destekledi o konuda problemim olmadı. Zaten tiyatroyu küçük yaşlarda babamla tanıştım. İstanbul'a geldiğimde "Aman kızım dikkat et, iş bulabilecek misin?" gibi telaşları oldu. Motivasyonumun kırıldığı çok nokta oldu ama bir şekilde tutunuyorsunuz hayatta...
Kendimi hiçbir oyuncudan üstün görmem
Kariyerinizde ana hedefiniz ne?
O kadar planlı yaşayan birisi değilim. Kalıcı, yer tutan, derdi olan filmlerde oynamak istiyorum. Bu son film beni çok tatmin etti. O yüzden 10 yıl sonrasını planlamıyorum, her insan ve proje benim için biçilmiş kaftan.
Genç ve güzelsiniz... Bu sektör size ne öğretti? “Keşke oyunculuğa değil mankenliğe devam etseydim” dediğiniz oldu mu?
Çalışma şartları zaten çok zor. Muhteşem Yüzyıl'ın setine girdiğimde 18 yaşındaydım ve üçüncü gün ağladım. "Bu iş böyle mi gerçekten, ne yapıyorum?" dedim. Bu bir işleyiş sonuçta, çok şey öğrendim. Sonuçta binlerce insanın arasından sıyrılmaya çalışıyorsunuz. Kimse annesinin kıymetli kızı değil. O an gerçeklerle yüzleştim ve daha ağır koşullar olsa da devam ettim.
Öyleyse sizi diğer oyunculardan özel kılan ne?
Herkes aynı kulvarda. Kendimi kimseden üstün görecek kadar bakmıyorum olaylara. Sıfırdan başladığım için geldiğim yer tatmin ediyor beni. Belki geçmişte başrolde olsam o sorumluluğu taşıyamazdım bile.
En son izlediği film: Manchester by the Sea (Yaşamın Kıyısında)
En son okuduğu kitap: Zafer Algöz - Haşırt Dı Bilekbord
Son dinlediği albüm: “Biraz Pop, Biraz Sezen”
Son izlediği oyun: Bunu ben de yapabilirim (Dotkanyonda)
Sevgisiz bir insandan her şey beklenir...
Güzelliğiniz dezavantaj oldu mu hiç?
Geçmiş yıllarda Miss Turkey'de yer aldım. Kimse yer aldığım işlere bakmadan, incelemeden "Buraya nasıl geldin?" diye soranlar oluyor. Herkesi memnun etmek imkansız. O yüzden sosyal medyaya vs bakmadan yola devam ediyorum.
Hayatla ilgili nelerle derdiniz var peki?
Hayata tutunabilmek ve motivasyon.... İşimi çok sevdiğim için bu yolla bağlanmaya çalışıyorum hayata. Sektörün hali kötü olsa da yapacak bir şey yok ne yazık ki.
Bu kadar yoğun tempoda özel hayata yer kalıyor mu?
Aşk hayattaki en önemli şey. Sevgisiz bir insandan her şey beklenir. Karşılıklı saygı ve sevgiye dayanan bir ilişkim var şu an. O uyumu yakaladığım birisi de var şu an. Özgüvensiz bir erkeğe tahammüm edemem. Kıskanç, komplekslere sahip, senin başarılarını kıskanan ve yıkıcı eleştiren erkekler zor. Kaldı ki bu tip bir insanla da ilişki yaşamıştım.
Hangi yönetmen ve oyuncular özel sizin için?
Şener Şen ve Haluk Bilginer... Onları sömürmek istiyorum, bugüne kadar biriktirdiği anılar, tecrübeler... Zerrin Tekindor'a aşığım. Aşk duyuyorum o kadına. Yönetmenlerden Çağan Irmak, Selçuk Aydemir aklıma gelen isimler.