İlk görüşte aşk
Bebeğiniz kollarınızda, heyecan verici yeni dünyanın seslerine, görüntülerine alışmakla meşgul, ailesine kavuşmakla mutlu…
Yeni doğan bebeğinizi gördüğünüz anda hissettiğiniz duygu seli şüphesiz tarif edilemez. Onu dünyaya sağlıklı getirmekle büyük bir rahatlık ve mutluluk duyar, teni teninize değdiğinde apayrı, eşsiz bir hisse kapılırsınız. Her ne kadar küçük de olsa size hareketleriyle karşılık vermesi sizi dünyanın en mutlu insanı kılar. Henüz konuşamamasına rağmen verdiği yüz ifadeleriyle neler hissettiğini anlatır ve hatta ifadelerinizi gün geçtikçe taklit etmeye başlar. Nasıl mı? Birkaç kez dilinizi dışarı çıkarın. Bakın kısa bir süre sonra aynı hareketi o da yapıyor.
Görmek inanmaktır
Doğumdan hemen sonra bebeğinizin görme duyusu çok zayıftır. Yaklaşık 20 ile 30 cm. yakınlığı görebilir ve bu mesafe onu kollarınıza aldığınız zamanki aralık kadardır.
Yapılan araştırmalar insan yüzünün yenidoğanların ilgisini çektiğini ortaya koyuyor. Nedeniyse savunmasız olan miniğinizin içgüdüsel olarak, hayatta kalma endişesiyle birilerine ihtiyaç duyması.
Yeni doğan bebeğiniz gece ile gündüz arasındaki farkı anlayabilir. Fakat renkleri birbirinden ayıramaz. İşte bu yüzden hep siyah ve beyaz renkteki şekillere bakar. İlk zamanlarda gözleri biraz şaşı olabilir, hemen endişelenmeyin. Kasları güçlendikçe normale dönecektir.
Yakın temas
Bebeğiniz teninizin sıcaklığıyla size sokulup uyumaya bayılacaktır. Ten teması ya da kanguru ile bebeği taşımak özellikle prematüre bebeklerin zihinsel ve fiziksel gelişimine katkı sağlar. Yenidoğanların iletişime geçebilmek için yapabileceği tek şey ağlamaktır. Acıkınca ağlar, uykusu gelince ağlar, altını ıslatınca ağlar… Ne yapmasını bekliyordunuz? “Anne karnım zil çalıyor. Yemekte ne var?” demesi mi bekliyorsunuz yoksa!
Onunla ne kadar çok konuşursanız, konuşma becerisi o kadar erken gelişir.
Ses algılaması
Anne karnında dokuz ay boyunca duyduğu sesler sayesinde bebeğinizin işitme duyusu bir hayli gelişmiş düzeydedir. Dünyaya geldiği ilk andan itibaren anne karnındaki sesleri duymaya alışan miniğiniz, büyürken duyduğu sesleri hafızasına atar. Anne karnında bebeğinizle sık sık konuştuysanız doğduktan sonra sizin sesinizi duyarak sakinleştiğini keşfedeceksiniz. Bebeğiniz doğduğu anda büyük bir çığlık koparır, ama endişelenmeyin, bu onun ciğerlerine oksijenin girdiğinin bir göstergesi…
Acaba bunlar normal mi?
Normal doğum yaptıysanız muhtemelen bebeğinizin kafası doğum kanalında sıkışmadan dolayı biraz sivri görünebilir. Ayrıca kafasında bıngıldak denen yumuşak noktaları fark edersiniz. Bu noktalar bebeğinizin henüz gelişmemiş kafatası kemikleri. Kemiklerin yumuşak kalması doğumu kolaylaştırır.
Doğduğunda gözleri şişkin ve kanlı, cildi ‘verniks’ adı verilen krem kıvamında bir madde ile kaplı olur. Bu madde bebeğinizin cildini, anne karnındaki sıvı ortamdan korur. Neden derseniz, düşünün bakalım cildiniz sadece 24 saat bile su içinde kalsa nasıl bir hal alır?
Bazı bebeklerin doğduğunda az, bazısının da çok saçı olabilir. Zamanla çok olan saçları dökülebilir ya da azsa çıkabilir. Deri yapısı ise ince, kuru ya da lekeli olabilir. Göbek kordonu kesilip bağladıktan sonra geride kalan parçanın birkaç gün içinde düşmesi beklenir.
Refleksler
Minik yavrunuz doğduğu andan itibaren reflekslere bağlı olarak vücudunu hareket ettirir. İşte bu hareketlerden en önemlisi, beslenmesi için yönünü içgüdüsel olarak memeye ya da biberona çevirmesi.
Bebeğiniz yüksek sesten korktuğu zaman yaptığı hareketleri izleyin. Hemen elini ve ayaklarını hızlı bir şekilde oynatarak tepki verir. ‘Moro’ olarak adlandırılan bu refleks üçüncü aydan itibaren kaybolur. Hiç denemediyseniz yeni doğan bir bebeğin eline parmağınızı koyun. Küçük olmasına rağmen parmağınızı ne kadar sıkı kavradığına şahit olacaksınız.
Yeni doğan bir bebeğin en şaşırtıcı refleksi yürümeye hazır gibi görünmesi. Abartmıyoruz inanın! Bunu anlamak için onu başından destekleyerek kolaltından tutun ve ayaklarını yere değdirin. Bakın küçücük olmasına rağmen nasıl da kolay adım atıyor.
Bebeğinizle evde ilk haftanız
Onu ilk defa evinize getireceğiniz için hem heyecan duyuyor hem korkuyorsunuz. Güzeller güzeli bebeğiniz doğmadan birkaç gün önce kafanızda doğumla ilgili sayısız soru olacak. Nihayet bebeğinizi kollarınıza aldığınızda da bu sorulara yenileri eklenecek. Eve gitme vakti geldiğinde daha önceden birkaç ufak hazırlık yapmış olursanız annelikte ilk haftanız çok kolaylaşır.
Çabuk ve kolay yemekler
İster eliçabuk olun ister mutfakta usta bir eşiniz olsun, buzlukta sakladığınız yemekler hayatınızı kolaylaştıracaktır. Aksi halde tüm gün mutfakta esir olacaksınız ya da süpermarkete gidip ne alsam diye dolanıp duracaksınız!
Bebek kıyafetleri
İşe bebek atletleri alarak başlayın. Çünkü sık sık bebeğinizin atletini değiştirmek zorunda kalacaksınız. Bebekler genelde üzerleri değiştirilirken ağlar. Size önerimiz çok düğmeli kıyafetler almanız. Böylece üstünü çıkarırken zorlanmazsınız. Kışın hava alan kalın pamuklu, yazınsa yumuşak giysileri tercih edin. Yazın doğan bebekler için pamuklu şapkalar ve boneler en güzel çözümdür. Eline de bir içecek verirseniz keyfine diyecek olmaz.
Bez değiştirmek Ne olur ne olmaz bebek bezlerini stoklayın. Bebeğinizin ilk haftasında ortalama 10, 12 bez değiştirmek zorunda kalacaksınız. Tabii bu hep böyle devam etmeyecek. Bez sepetiniz mutlaka dolu olsun yoksa olmadık bir zamanda bez almak için siz ya da eşiniz dışarı çıkmak zorunda kalabilirsiniz.
Bebek ihtiyaç listesi
İhtiyaç listesinin başında emzik ve biberonlar gelir. Başlangıçta pek kullanmasanız da ek mama kullanmak zorunda kaldığınız zaman sürekli elinizin altında olması gerekir.
Bebeğinizin hassas tenini korumak ve banyo yaptırırken rahatını sağlamak için pişik kremi, çeşitli vücut losyonları, bebek yağları ve şampuanlarına ihtiyacınız olacak. (İlk haftalarda sadece sıcak su ile bebeğinizi yıkamak yeterli olabilir)
Kendiniz için
Hamilelikte olduğu gibi doğum sonrasında da bol, rahat kıyafetler giymeyi tercih edeceksiniz ve emzirme sutyenlerine ihtiyacınız olacak. Malum doymak bilmez afacanı emzirirken üstünüz kirlenebilir! Sık sık kıyafet değiştirmek istemiyorsanız emzirme pedlerinden almanızı tavsiye ediyoruz. Hem göğsünüz kuru kalır, hem de üstünüze bulaşan süt lekelerinden kurtulmuş olursunuz.
Size uzanan yardım elleri
Akrabalarınızdan ya da arkadaşlarınızdan biri size yardıma gelmek istediğinde hepsini aynı gün evinize davet etmeyin. Örneğin anneniz salı günü geldiğinde arkadaşınızı cuma günü çağırın ki ikisiyle de ilgilenebilin. Hem iki ayrı gün evde size yardım edecek birileri olur. Biliyoruz biraz bencil gibi geliyor ama ne de olsa onlar sizin yakınınız. Bugün size yarın ona!
YENİ ANNELER İÇİN 6 İPUCU
1 Mümkün olduğu kadar ailenizden, arkadaşlarınızdan destek almaya bakın. Ve sakın yardım almaktan utanmayın. Yanı başınızda bir bebek varken en basit şeyleri yapmak bile vaktinizi alacaktır. Bu yüzden her türlü yardıma açık olacaksınız.
2 Kendinizi eve kapatmayın, arada sırada dışarı çıkın. Sizin gibi yeni annelerle tanışmak ve onlardan tavsiyeler almak sizi rahatlatacaktır.
3 Anneliğe ve bebeğinizin ihtiyaçlarına karşılık vermek ilk zamanlarda biraz zor gelebilir, öyleyse alışmak için kendinize zaman tanıyın.
4 Misafirliğe gelmek isteyenlere uygun değilseniz hayır demesini bilin. Ya da ziyarete gelenlere hizmet etmek yerine onlar size hizmet etsin. Kendinizi çok yormamaya çalışın.
5 Bebeğinizle evinizde güzel saatler geçirmeye bakın. Altı kuru, karnı tokken en sakin olduğu zamanlardır. Onun bu anlarının tadını çıkarın ve kucağınıza alıp şefkatinizi gösterin. Bu, ona olduğu kadar size de çok iyi gelecektir.
6 Bebeğiniz uyuduğunda siz de uyuyun. Belki söylemesi biraz zor ama denemekten ne çıkar? On dakika bile uyusanız kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
Bebeğinizle iletişim kurmanın yolları
Vereceğimiz ipuçlarıyla doğacak bebeğinizle aranızda güçlü bir bağ kurulacak!
Yakın temas kurun
Bebeğinizi kucağınıza alın ve yüzünüze yaklaştırın. Birbirinizin gözlerinin içine bakmak onu heyecanlandıracaktır.
Masaj yapıp okşayın
Altını değişirken ya da banyo yaptırırken masaj yapın, onu sevip okşayın. Bu şekilde aranızdaki bağ güçlenir ve masaj sayesinde rahat bir uyku çeker.
Teni teninize değsin
Bebeğinizi yanı başınıza yatırarak ona sokulun. Kokunuzu, sıcaklığınızı ve kalp atışınızı hisseden bebeğiniz bu şekilde kendini güvende hissedecektir.
Onunla konuşun
O gün yaptıklarınızı kısaca miniğinize anlatın. Bunu yaparken saçma bir şey yaptığınızı düşünmeyin. Aksine konuşmanız onu rahatlatacak ve algılama becerisinin gelişmesini sağlayacak.
Şarkılar söyleyin
Karga gibi sesiniz olsa da hiç problem değil. Başkalarına söylemediğiniz sürece sorun yok. O sizin sesinize her şekilde hayran.
Oyunlar oynayın
Her zaman oyun oynamak için ona vakit ayırın. Altını değiştirirken, banyo yaptırırken çeşitli minik oyunlar uydurun, eğlenceli vakitler geçirin.
Birlikte dans edin
Açın müziğin sesini, alın bebeğinizi kucağınıza, başlayın dansa. Emin olun onun da çok hoşuna gidecek, annesiyle yakın olmaktan büyük bir mutluluk duyacak.
Kitap okuyun
Anlasın anlamasın ona her gün az da olsa biraz kitap okuyun, resimler gösterin. Bu şekilde algılama gücü gelişecek ve aranızdaki bağ git gide kuvvetlenecek.