İlhamımı kaybettiğim eşimden alıyorum
Türkiye’ye ilk defa gelecek olan, Kanadalı neo-klasik müzisyeni, çellist Zoe Keating, 27 Eylül’de Salon İKSV’de sahne alacak. Performansı sırasında tek kişilik orkestraya dönüşen Keating’le konseri öncesi konuştuk.
Öncelikle Türkiye’ye ilk defa geliyorsunuz.Merak ettiğiniz neler var ?
En çok yemeklerinizi merak ediyorum. Birçok arkadaşım bana Türk mutfağının muhteşem olduğundan bahsetti. Bunu söylemekten utanıyorum ama Türkiye’ye ilk ziyaretim ve bu yüzden her şeyi merak ediyorum.
İsmini duyduğunuz, ilginizi çeken Türk müzisyenler oldu mu?
123 adlı grubu çok seviyorum. Bunu Norveçli bir trompetçi arkadaşım önermişti. Ben indie pop, caz vb. akımlarından etkileniyor ve gelecekte solo çalışalarımda bu soundları yeniden uyarlamak istiyorum. Biraz fantazi gibi ama bir gün mutlaka bu tarz çalışmalara başlayacağım.
Müziği yaratma sürecinizi nasıl anlatırsınız?
Her performans benim için çok özel ve kendimi yenilenmiş ve tazelenmiş hissettiriyor. Yılda birkaç farklı zamanda şarkılarımın üzerinden bir kez daha geçer, bunları yeni teknolojilerle harmanlarım. Bu yenileme, müziğimin daha gerçek olmasını ve sahne performansımın önemli seviyelere çıkmasına destek oluyor. Her gün çello çalıyor, alıştırmalar yapıyorum. Bu çalışmalar sırasında bazı şarkıları dört farklı teknik ile çalmaya gayret ediyorum, olur olmaz zamanlarda ayak pedalıyla şarkıya müdahale ediyor, notalardaki hataları ayıklıyorum. Belki öğretmenlerim buna alıştırma demez ama müziğimin sınırlarını ben böyle zorluyorum.