İletişim çağı kuşağı!
Bebeğiniz içinizdeyken, kendi beyin dalgalarını hoyratça yormayan ses dalgalarından keyif alır. Kulağının pası en güzel klasik müzikle gider! Ayrıca onunla bol bol konuşun ki huzurun sesini dinlesin. Görsel, zihinsel ve motor becerileri gelişsin.
Hamilelik, ana rahmine zigot denilen döllenmiş yumurtanın oturmasıyla başlar. O an itibariyle hızla hücre bölünmeleri, organ oluşumları tetiklenir. Uzun bir süreç sonunda ellerimizin arasına aldığımız bu küçük eller ve şaşkın bakışlarla ‘insan yavrusu’ dünyaya gelir. Peki, ellerinize alıp dokunarak, konuşarak iletişim kurduğunuz bebeğiniz ilk ne zaman sizinle ilişki kurdu? İlk ne zaman hissetti sizi? Siz karnınızda onun hareketlerini hissederek varlığına şükrettiğiniz anlarda bu durumdan habersiz miydi? Ya da ellerinizle karnınızı okşayarak ona söylediğiniz ilk şarkıları duydu mu? Miniğiz tahmininizden çok daha önceden sizinle tanıştı! Memorial Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Altuğ Semiz, bebeklerin anne karnında duyma fonksiyonu hakkında bilgi verdi ve anne-baba adaylarına tavsiyelerde bulundu.
4-11. hafta
Doktorunuz size hamileliğinizi müjdelediğinde miniğinizin vücudunun en önemli hücresel yapılarının büyük kısmı oluşmuştur bile. Hücreler hızla bölünür ve sinir sisteminin çeşitli bölümleri oluşur. Bunu takip eden organ gelişimleri insanı var etme sürecinde hızla yol alınmasını sağlar.
Beş duyumuz arasında karmaşık organizasyonuna rağmen duyma duyusu, anatomik yapısı sayesinde oluşumunu diğer duyulardan daha önce tamamlar. Öncelikle beynin her iki yanındaki beyin loblarına giren sinir lifleri oluşur. Bunu salyangoza benzetilen iç kulak kemiklerinin oluşumu takip ederken; bir yandan da dış kulak yolu ve sesi toparlayıp odaklamaya yarayan kulak kepçesi oluşmaya başlar.
11-17. hafta
Daha 11 haftalık embriyoda dış kulak delikleri izlense de, kulak yapısının sinir iletimi tamamlaması için daha çok zaman var.
Henüz sizi duyamaz. Ama oluşum hızı yine de büyüleyici. 5 hafta kadar sonra iç ve orta kulak bağlantılar tamamlanmış olacaktır. Yine de ilk ses dalgalarının beyine ulaşması için daha zaman var.
17-19. hafta
Ana rahminde amniyon denilen sıvıda ağırlıksızca duran fetus, bu sıvının dalgalar şeklinde ileteceği sesi dış kulak yolundan beynine iletip onu duymak için 17. haftayı bekleyecektir. 17 haftalık olan fetus, titreşimlerle ana rahmine iletilen sesin yine rahim içerisindeki sıvıda yaptıkları titreşimleri kulak ve iç kulakta hissedecek ve duymaya başlayacaktır. Öncelikle annenin bağırsak sesleri ve kalp seslerini duyacak, daha sonra annesi konuşurken ses tellerinin titreşimi duyar. Akciğerler ve karın yoluyla dağılıp kendine gelmesiyle annesinin sesiyle tanışır. Bir süre sonra dış dünyayla tek ilişkisi olan bu duyma fonksiyonunun önemini kavrar. Bu duyduğu sesin kendi yaşamının bağımlı olduğu kişinin, kendini var edenin sesi olduğunu hisseder. Bu an itibariyle anne kalp atışlarının sesi ve anne sesini duyduğu sürece kendi yaşamına dair bir tehdit olmadığını hisseder ve huzur duyar.
19-21. hafta
19. haftadan itibaren dış sesleri algılayabilir. 19-20. haftalar civarında dışarıdaki sesler bebeğinizin kulaklarına bir miktar filtre edildikten sonra ulaşmaya başlar. İkinci ses denilen sizin de duymadığınız ancak başkalarıyla konuşurken duyulan sesinizi de duyar.
Sizin sesiniz yanında yaşadığınız evdeki, sokaktaki yüksek sesleri de duyacaktır.
Babalara gelince, onlar seslerini duyurmak için 20-21 hafta civarını beklemek zorunda kalacaklar.
Bu haftalardan itibaren dış dünyayla tek iletişim yolu olan duyma duyusunun bütün gücünden faydalanacak ve sizinle, dünyayla iletişimini sürekli kılmaya çalışacak.
Neleri duymak ister?
Psikanalitik yaklaşımın insan bilinçaltına inme çalışmaları çocukluk dönemiyle böylesine anlam kazanmışken, bilimsel çalışmalar bilinçaltı oluşma sürecinin daha da erken hatta anne karnında başladığı hipotezini ortaya attı. Duyan, dolayısıyla sesi bir iletişim şekli olarak kullanan bu küçük insan modeli, yaşamına dair nelerin destek, nelerin tehlike olduğunu anlama savaşında, elbette en çok sesten faydalanır. Bu da bebekle iletişimde sesin belki de ilk yol olmasını gerekli kılar.
Bebekler doğum sonrası, annelerinin sesini duydukları anda derin bir huzur duyarak kendilerini annelerinin güvenli kollarına bırakır. Bunun üzerine bir grup İngiliz bilim adamı daha ileri gitmiş, hamilelerin bir grubuna belli bir şarkıyı hamilelik boyunca defalarca dinletmiş. Aynı melodiyi doğumdan sonra da dinletmiş. Bebekler aynı şarkılarda ağlamayı bırakmış hem daha kolay, hem daha uzun uyumuşlardır.
Yaşamımızın en huzurlu dönemi olan anne karnındaki fetal döneme ait aynı müzikle aynı huzuru yaşamaları şaşırtıcı değil. Bu bulgu bizi onlarla ses ve müzikle iletişim kurmaya yöneltmeli.