Gazete Vatan Logo

İki farklı kesimden iki farklı Paşa Danıştay saldırısını Pazar Vatan'a yorumladı

Türkiye'yi sarsan Danıştay saldırısının hemen ardından yapılan değerlendirmeler iki ana görüş etrafında kutuplaştı: Salsırının laik Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik olduğunu söyleyenler ve aksini savunup saldırıyı hükümete yönelik komplo olarak niteleyenler.. Bu iki ana görüşü, iki farklı kesimi temsil eden iki emekli generale yorumlattık. Genelkurmay İkinci Başkanlığı'ndan emekli Orgeneral Edip Başer ile irticai eğilimleri nedeniyle emkli edilen Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi'ye aynı soruları sorduk, farklı yanıtlar aldık

Sorular
1- "Danıştay üyelerine saldırı" deyince aklınıza ilk ne geliyor?

2- Sizce bu bir komplo mu, eğer öyleyse ne tür bir komplo?

3- Tüm bu olanların temelinde, Şemdinli iddianamesinde olduğu gibi tansiyonu zaman zaman yükselten laik-dinci çekişmesi mi yatıyor?

4- Danıştay saldırısının arkasında sizce hangi karanlık güçler var?

5- Şimdi ne yapılmalı?

EMEKLİ TUĞGENERAL ADNAN TANRIVERDİ
"Amaç Erdoğan'ın Çankaya yolunu kesmek"
Cevap 1
Danıştay'a yapılan bu silahlı saldırıyı insanlık suçu olarak değerlendiriyorum. Kabul edilmesi mümkün değildir. Yalnız yapılan bu eylemi, daha derin ilişkileri olan, istikrarı bozmaya ve Tayyip Bey'in cumhurbaşkanlığının önünü kesmeye yönelik adımların başlangıcı olarak değerlendiriyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'nın ya da Genelkurmay Başkanı'nın bu konudaki beyanlarını doğru bulmuyorum. Bu meclisin cumhurbaşkanını seçme yetkisini hazmedemeyenlerin olay karşısında birden kenetlenmesini veya bazı girişimlerde bulunmasını çok yadırgadım. Özellikle Cumhurbaşkanlığı makamından başlayarak, bazı güçleri teşvik ettiler. Bu çok yanlış bir tutum.

Cevap 2
Bu olay, Türkiye'nin siyasi istikrarını bozmaya yönelik, doğrudan hükümeti ve başındakiler! hedef alan bir komplodur. Diğer olaylarla beraber düşünüldüğünde bu komplo doğrudan doğruya Sayın Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasının önünü kesmeye yöneliktir. Ayrıca 28 Şubat'ta olduğu gibi bu da psikolojik harekattır.

Siyasi irade bu tür cereyanlara ve tehditlere cesaretle karşı koymak, kesinlikle boyun eğmemeli, tereddüte düşmeden sorumluluklarını yerine getirmelidir. Saldırılardan sonra verilen tepkilere gelince... Bunlardan bazıları Silahlı Kuvvetler mensuplarına yakışmayacak bir biçimde icra edilmiştir.

Cevap 3
Ben gerginliğe yol açan esas meselenin cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanlığı çok önemli bir makamdır. Milli iradenin nüfuz edemediği bazı kurumlarımız var bizim. Silahlı Kuvvetler, Anayasa Mahkemesi veya YÖK gibi... Bunlara nüfus edebilme kademesi cumhurbaşkanlığı makamıdır. Çözüm de cumhurbaşkanını milletin seçmesidir. Bir Anayasa değişikliğine gidilerek bu sağlanabilir. Seçimler de zamanında yapılırsa her iki tarafı da tatmin edecek bir çözüm bulunmuş olur. Böylelikle hem iki başlı yönetim önlenir, hem de milletin değerlerini özümsemiş biri cumhurbaşkanı olabilir.

Cevap 4
Bunun arkasında Amerika ve Avrupa'nın, Türkiye'nin gelişmesini engelleme çalışmaları olabilir. bu tip iç çekişmeler sayesinde, hatta terörü de desteklemek suretiyle, devletleri kendi emellerine hizmet edecek hale getirebiliyorlar. Ortadoğu'yu kana bulayan ABD'nin ve onun müttefiklerinin, bu olayın perde arkasındaki asıl
tertipçiler olarak düşünülmesi gerekir. Türkiye'nin bu hassas durumunda, bu tür istikrarsızlık yaratacak olayları tertipleme ve kendi tercih ettikleri yönetimi iş başına getirme istekleri söz konusudur. Bu komployu dış bağlantılardan ayrı tutarsak yanlış sonuçlara varırız ki bu bizi diğer başka yanlışlara götürür.

Cevap 5
Tabii ki bunun burada kalacağını tahmin etmiyorum. Benzeri olaylar devam edecektir. Yetkililer, devletin üst kademeleri, siyasi parti liderleri olaylara daha serinkanlı yaklaşmalılar. Bu olaydan hareketle siyasi çekişme ve gerginlikleri farklı noktalara çekmemeleri gerekir. Bu biçimde kutuplaştırmak, milleti karşı karşıya getirmek, milletin hayrına değildir. Kim olursa olsun herkesi bu olaylara tepki göstermeye, bunların yanhş olduğunu görmeye davet ediyorum. Devletin üst kademesi bir şemsiyedir, bütün vatandaşları bu şemsiyenin altına toplayacak girişimlerde bulunulmalıdır. Devletin üst kademesindekiler görüş ve ideolojileri ne olursa olsun her türlü inanca saygı duymaları gerekir.

EMEKLİ ORGENERAL EDİP BAŞERO
"Saldırı laik Cumhuriyet'e yöneliktir, Şemdinli'nin devamıdır"
Cevap 1
Bu her şeyden önce doğrudan doğruya laik Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik bir saldırıdır. Bunu böyle görmek gerekir. Bunu ilk günden itibaren sayın Genelkurmay Başkanımız da söyledi. Bu olayda sevindirici tek bir taraf var. O da bu menfur saldırıya karşı milletimizin gösterdiği tavırdır. Milletimiz, laik Türkiye Cumhuriyeti'ne saldırmaya cüret edenlerin çirkin emellerini görmüş, yaptıkları yürüyüş ve eylemlerle buna karşı tavrını koymuştur. Sayın Meclis Başkanı'nın ve bazı bakanların saldırının üzerinden henüz kısa bir zaman geçmişken yaptıkları açıklamalar ise oldukça manidardır, üzüntü vericidir.

Cevap 2
Saldırıyı gerçekleştiren şahıs yakalandı, itiraf etti, amacını açıkça beyan etti. Bu olayların neticesinde ne olduğuna bakmak lazım. Birincisi bu olay Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratma vesilesi yapılmıştır. Bunu Şemdinli hadisesinde de gördük. O talihsiz iddianamede olduğu gibi bazı karanlık güçlerin gayretleri bu olayda da görülmektedir. Şemdinli olaylarında da olduğu gibi bu olayla da hukuk devleti bir kez daha çok ciddi bir yara almıştır. Bu olayların başında olduğu, saldırıyı azmettirdiği öne sürülen o kişiyi tanırım. Silahlı Kuvvetlerin mümtaz bir mensubu olarak bu memlekete önemli görevler yapmıştır. Böyle bir bağlantısı varsa neden serbest bırakıldı?

Cevap 3
Hükümet ve devlet kurumlarının birbirleriyle uyumlu bir biçimde çalışması esastır. Ama zaman zaman bu uyumun bozulduğu, hatta hiç arzu edilmeyen noktalara geldiği olmuştur maalesef. Fikir ve görüş olarak bazı konularda uyuşma olmaması da doğaldır. Ama bunu bir gerginliğe dönüştürmek, demokratik laik düzeninin
devamlılığı açısından tehlike arz eder. Şemdinli iddianamesinde de, dürüstlüğünden, vatan sevgisinden zerre kadar kuşku duyulamayacak sevgili arkadaşım Yaşar Büyükanıt'a hiçbir suretle atfedilememesi gereken şeyler yakıştırılmıştır. Genelkurmay Başkanlığı makamına giden yolda önü tıkanmaya çalışılmıştır.

Cevap 4
Bu karanlık güçlerin kimler olduğu, emelleri ve dış bağlantıları bellidir. Türkiye üzerine bir takım planların olduğu da muhakkaktır. PKK bu olaylardan menfaat sağlamıştır. Arkasındaki karanlık güçler Türkiye'yi istikrarsızlaştırma politikalarına yeni bir halka daha eklemişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti'nin güvencesi olan Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin etkinliğini sınırlayıcı istekler gelebilmektedir. Şunu bilmeliler ki Türkiye'nin toplumsal yapısından gelen, tarihinden kaynaklanan, demokratik ve laik bir çerçeve içerisinde kendisine özgü bir siyasi yapısı, dengeleri vardır. Türkiye Atatürk'ün ilkeleri ışığında yoluna devam edecektir.

Cevap 5
Yargıya, hukuk devletine sonuna kadar güvenmemiz lazım. Cumhuriyete yürekten bağlı olanların, el birliğiyle bu oyunları boşa çıkarması gerekiyor. Bu da cumhuriyetin kurumlarına güvenmekle, işlevini sağlamasına yardımcı olmakla mümkün. Aksi halde karanlık güçler hedeflerine yakınlaşmış olur. Buradaki bazı handikaplara da dikkat etmek gerekir. O da şudur. Bu olaylardan yargının tesir altında kalmaması mümkün değildir. Buna karşılık meselenin tam olarak anlaşılabilmesi, adaletin tecelli etmesi için de yargının bağımsız bir biçimde hareket etmesi gerekir. Hukuka tesir etmeye çalışmak, siyasi müdahalelerle etki altında tutmak son derece yanlış olur.

Haberin Devamı