Gazete Vatan Logo

Horlayan çocuklar…

Horlayan çocuklarda ciddi problemler olmayacağı düşünülür. Halbuki böyle çocukların okul başarıları akranlarından daha azdır. Özellikle dil ve zekâ testlerinde bu fark daha da artar. Bu çocuklarda davranış bozukluklarına da horlamayan çocuklardan daha sık rastlanır.

Pek çok çocuk hayatının bir döneminde horlar. Okul öncesi çocukların yüzde 3 ile 12'sinin düzenli olarak; yaklaşık yüzde 20'sinin de aralıklı olarak horladıkları tahmin ediliyor. Bu çocukların büyük kısmı tamamen normal ve sağlıklıdır. Uyku yapısı, akciğer havalanması veya alınan oksijen miktarları değişmemiştir. Horlama mekanizma olarak uykuda, nefes alma sırasında ağzın gerisinden geçen havanın akışında tıkanma olmasıyla ortaya çıkar. Solunum yolunun açılıp kapanması; boğazdaki dokuların titreşimine neden olur. Horlama şiddeti, bu titreşimin hızına ve ne kadar hava geçtiğine bağlıdır.

Okulda başarısızlık

Normal şartlarda sağlıklı çocuklarda horlama görülmemesi gerekir. Horlama bazen üst solunum yolu enfeksiyonu, alerji ve burun tıkanıklığı belirtisi, bazen de obstrüktif uyku apnesi (OUA) gibi çok ciddi bir rahatsızlığın belirtisidir. Önceleri sadece horlayan çocuklarda önemli problemler olmayacağı düşünülürdü. Halbuki uyku apnesi olmadan, sadece horlayan çocukların okul başarılarının akranlarından daha az olduğu, özellikle dil ve zekâ testlerinde bu farkın arttığı gözlemlendi. Bu çocuklardaki davranış bozukluklarına da horlamayan çocuklardan daha sıklıkla rastlanır. 2-6 yaşlar arasında horlayan çocuklar da ortaokula geldiklerinde; davranış ve entellektüel problemleri, horlamayan çocuklara göre 3 kez artmış sıklıkta olur. Zaman zaman ortaya çıkan ve geçici olarak rahatsızlık veren horlamalarla, sürekli horlayan ve solunum sıkıntısı çeken çocukları mutlaka ayırt etmek gereklidir. Çocuklarda uyku apnesi sık görülen, yeterince tanınamayan, bu sebeple teşhisi eksik, geç kalabilen ve tedavi edilmediği takdirde ileri derecede ağır hastalıklara neden olabilen bir durumdur. Uyku apneli çocuklarda geceleri sürekli ve yüksek sesle horlama, soluk almada kesilme, durma, garip sesler çıkarma, yatakta dönüp durma, başını yukarı pozisyonlarda boyun uzatılarak alınan yatış pozisyonları, aşırı terleme ve yatak ıslatma olabilir. Gündüz hiperaktivite, davranış bozuklukları, sinirlilik, uyumsuzluk, okul başarısında düşme, zor uykudan uyanma, özellikle sabahları olan baş ağrısı, burun tıkanıklığı, genizden konuşma gibi arazlar gözlemlenebilir. Bazı çocuklarda uykululuk hali de olabilir. Yüksek tansiyon, aşırı kilo alma veya normal yemeye rağmen kilo alamama önemli bulgularındandır. Sabahları kalktıklarında baş ağrıları ve konfüzyon vardır. Geceleri nefes almak için çabalama ve boğulma hissi vardır. Aşırı terleme olabilir. Özellikle geceleri çok fazla korkulu rüya görme veya uyurgezerlik gibi durumlar ortaya çıkabilir. Çok genç çocuklar ve bebeklerde ise göğüs kafesinin ileri derecede içeriye çekildiği görülmektedir.

Erken teşhis çok önemli

Pek çok anne baba, çocuklarını horlaması sebebi ile doktora götürürler. Buna rağmen ciddi obstrüktif uyku apnesi, horlama olmadan da oluşabilir. Sadece horlayan çocukların, ancak küçük bir kısmında obstrüktif uyku apnesi vardır. Tek başına horlama, ciddi problem olduğunu göstermez ve uyku apnesi için de tanısal değere sahip değildir. Çocukların nasıl ve ne şiddette horladıkları ile uyku apnesinin varlığı veya yokluğu arasında ilişki yoktur. Erken dönemde teşhis ve tedavi ile problem çözümlenebilir.
Normalde çocuklar uyanıkken muayene edilirler. Çocukta geniz eti büyümesinin verdiği bir yüz ifadesi ve ağızdan soluma gözlemlenebilir. Çocuklarda aşırı şişmanlık veya büyüme-gelişme geriliği tespit edilmelidir. Bademciklerin büyüklükleri ve pozisyonları, yumuşak damağın uzunluğu mutlaka tespit edilmelidir. Sert damağın genişliği ve yüksekliği, dilin büyüklüğü ve pozisyonu mutlaka gözlemlenmelidir. Çene büyüklüğü ve pozisyonu da tespit edilmelidir. Hastaların kalp muayenelerinin de yapılmasında fayda vardır. İleri vakalarda hipertansiyonun yol açtığı, kalp seslerinde değişimler tespit edilebilir. Çoğu çocukta OUA; bademcik ve geniz eti büyümesi nedeniyle ortaya çıkar.

Haberin Devamı