Gazete Vatan Logo

Hiç kimse öldürülecek kadar değerli değildir

Türkiye’de adli tıp ve kriminal denince akla gelen ilk isim olan Prof. Dr. Sevil Atasoy yeni kitabı Züppe Kocanın Şarkıcı Karısı’nda suç ve suçlu ilişkilerini detaylandırıyor. Atasoy, “Cinayet TV’de çözülmez. Bu programlar kesinlikle olmamalı” diyor.

Hiç kimse öldürülecek kadar değerli değildir

TV’lerde cinayet çözüyorlar, izliyor musunuz o programları?

Katiyen tasvip etmiyorum. Yanlış yönlendiriyorlar, haksız yere insanları töhmet altında bırakıyorlar. Bu programlar kesinlikle olmamalı.

Cinayet çözülür mü TV’de?

Tabii ki cinayet TV’de çözülmez. Kayıp aranır. Geçmişteki bir olay hakkındaki görgü tanıkları aranır, bulunur da. Örneğin BBC’de Crime Watch diye bir program var cinayet çözmez, kayıp ararlar. Kayıp bile ararken izleyiciye olayın detayları verilmez. Polisiye vakadır bu çünkü.

Hocam biz suça meyilli bir toplum muyuz?
Şiddet artıyor, doğru. Hepimiz agresif olmaya başladık. Ve bu daha küçük yaşlara sirayet ediyor. Farkındalıklar çok küçük yaşlara indi. Bilgisayar kullanımı, TV izleme. Bilgisayar oyunları da şiddete karşı çocukları duyarsuzlaştırıyor. Dünyada olan bitenden ya da yakın çevresinde olan bitenden haberdar olan, örneğin annesi babasından dayak yerken bunu gören, dizilerdeki şiddeti izleyen 8-9 yaşında çocuklar var ve bu çocuklarda şiddet eğilimi çok yüksek.
8-9 yaşından bahsediyoruz, o kadar düştü mü şiddet?
Evet. Okullara bakın, 8-9 yaşındaki çocuklarda şiddet var. Kopya çekmekten başlayan disiplin suçlarından kavgalara, küfürlere her şey var artık. Diziler deki şiddet, boşamaların artması, içine kapanık aileler çok ciddi etkiliyor çocukları. Şiddet eskiden ergenlik çağında görülmeye başlanırdı ama şimdi çağın hızlanasıyla şiddet yaşı da düştü. Hoşgörü ve saygıyı daha küçük yaşta öğretemezseniz bu sorun büyür.
Kadınlar polisiye sever
Hiç kimse öldürülecek kadar değerli değildir
Neden kadınlar polisiye sever?
Mağdurlar hep kadın çünkü. Kadınlar öğrenmek için izler, okur polisiyeleri. ‘Katil nasıl davranıyor?’, ‘Ne gibi taktikleri var?’, ‘Mağdur kadın ne hatalar yapıyor?’ onları izleyip öğrenir ve ders çıkarır.
Sokak hayvanlarına karşı şiddet çok arttı.
Her hayvana eziyet gösterenin yarın adam öldüreceğini söylemek doğru değil ama ilginç olan bilinen simge seri katillerin tamamının çocukken hayvanlara şiddet gösterdiği biliniyor. Çocuk eğer hayvana işkence yapıyor, öldürüyorsa bu klinik vakadır ve profesyonel desteğe ihtiyacı var demektir. İnsana da bunu yapar, insanı öldürmese de şiddet göstereceği bir muhakkak.
Suç türleri de değişiyor mu?
İnternet suçları artıyor. Silah kullanımı artıyor. 1930’larda çok daha vahşi cinayetler vari baltalarla insan doğrayanlar vb.. Bugün vahşetten ziyade silaha kolay ulaşıldığından tek kurşunla çekip vuruyorlar. Erkekler direkt silahla cinayet işliyor. Öyle baltalı vahşi yöntemlerle artık kimse uğraşmıyor.
Kadınlar nasıl cinayet işliyor?
Tüm dünyada kadınlar zehirlemeyi tercih eder, çok kan çıkan bir hadiseye taraf değillerdir.
Kadınlar daha planlı, düşünerek mi cinayet işliyor?
Kadınlar daha sabırlılar erkeğe göre. İntikam almayı planladığı zaman uzun soluklu düşünüyor, bekliyor, doğru zamanı gözlüyor. Erkek gibi fevri değil kadınlar. Ani bir davranışı olmuyor ya da başka birine öldürtüyor, sevgilisine kocasını, kocasına sevgilisini ya da oğlunu kullanıyor.
Kusursuz cinayet var mı?
Yoktur çünkü cinayet olduğunu anladığı zaman zaten kusur vardır. Cinayet demeyecektin baştan, doğal ölüm diyecektin, intihar diyecektin. Ama cinayet dediğin an o vakada kusur vardır ve bu anlaşılmıştır zaten. Ve sonunda katil yakalanır.
Gelişen teknoloji katil yaratılıyor mu?
Artık araçlar otonom. Arabaları hackleyerek, hızını artırarak kazaya sebep veriyorlar. Bir takım cihazlarla da kalp krizi geçiretebiliyorsunuz karşınızdakine. Biz bunlara ‘Sahnelenen cinayetler’ deriz.. Doğal ölüm ya da kaza gibi görünen ama cinayet olan vakalar var artık.
Kurala uyanlar mağdur ediliyor
Hiç kimse öldürülecek kadar değerli değildir
Türkiye’nin halet-i ruhiyesini nasıl görüyorsunuz?
Bulunduğu yere, ortama göre değişiyor. Bazı iklimler var şiddete tahammül etmiyor ve en ufak bir şey gördüğü zaman onu üzerine gidiyor ve uzlaştırmaya çalışıyor. Çeşitli nedenlerden insanlar farklı kamplara ayrılıyor. Karşılıklı hoşgörü azaldı. Şiddet yükseliyor, herkes kendisinin doğru olduğunu yandaşlarının haklı olduğuna inanıyor. Bu olduğu sürece de şiddet olur.
Bu toplumsal cinnet öncesi bir nokta mı?
Adam öldürme sayılarında çok fazla artış yok ama sokakta kavga var. Kural tanımaz bir toplumuz. Kurala uyanlar mağdur ediliyorlar. Herkes kendi sorununu kendi çözmeye başlıyor.
Direkt vururum ve teslim olurum
Siz bir cinayet işlecek olsanız bunu nasıl planlarsınız?
Önce değer mi değmez mi diye düşünürüm. Bu yaşta değmez diye görüyorum. Hatta ben hiçbir kimseyi öldürmeye değecek değerde görmüyorum. Belki egomun yüksekliğindendir bu.
Diyelim hayatınıza öldürmeye değecek birisi çıktı.. Direkt vurur musunuz? Sonunda yakalanır mısınız?
Herhalde direkt vururum ve gider teslim olurum. Ben adamsam bunu yaparım. O zaman öldürmeye değer. Ama yine de kimse öldürülecek kadar değerli değildir.

Haberin Devamı