'Her hastalığın yemeği ayrı'
Kardiyoloji hastaları için öğle yemeği 500 kalori. Kolesterolden fakir, mevsim yiyeceklerinden oluşuyor.
Hastanede yatan her 10 hastadan 4’ünde beslenme bozukluğu görülüyor. Hal böyle olunca özel hastanelerde her hasta için özel mönülerden oluşan zengin içerikli tabldotlar hazırlanıyor. Yemeğin kalori miktarından sıcaklığına, pişirme şeklinden sunumuna kadar her şey hastalığa göre belirleniyor.
Diyabet, kalp, tansiyon hastaları için bol posa içeren, basit karbonhidratlardan uzak yemekler tuzsuz olarak sunuluyor. Tatlılarda rafine şeker yerine tatlandırıcı kullanılıyor. Böbrek hastası için protein miktarı kilogram başına hesaplanıyor. Ortopedi hastalarına yüksek kalorili mönüler oluşturuluyor.
Fotoğraf: Barış ACARLI
Hastane yemeklerinde beş yıldız dönemi
Hastanede yatan 10 hastadan 4’ünde beslenme bozukluğu görülüyor. Bu oran kanserli hastalarda daha da yüksek. Hastaların gıda alımına dikkat edilmediğinde hastanede yatış ve iyileşme süreci uzuyor. Hal böyle olunca özel hastaneler “hasta yemekleri”nde de mükemmeli yakalamak için sınır tanımıyor. Her hastalık ve hasta için özel mönüler hazırlanıyor.
Alerjiler sorgulanıp mönü hazırlanıyor
Şişli Florence Nightingale Hastanesi, Beslenme ve Diyet uzmanı Tuba Kayan Tapan ve Halil Önder, yatan hastalara sunulan yemeklerle ilgili hazırlık sürecini şöyle anlatıyor: “Hasta servislerimizde öncelikle diyetisyen hasta değerlendirme formunu dolduruyor. Bu formda, yaş, cinsiyet, beden kitle indeksi hesaplanıyor. Tüm bilgiler sonucunda, hastanın kan bulgularının değişimi bizler için çok önemli. Amaç, yüksek olan değerlerin düşürülmesi ve hastanın yaşam kalitesini artırmak. Kusma, bulantı, ishal ya da kabızlık problemi olan hastaların tıbbi beslenme tedavisi bu yönde planlanıyor”
Mönüleri hazırlarken en önemli noktalardan biri de hastanın son dönemde kilosunda bir artış ya da azalış olup olmadığının belirlenmesi. Zayıf olan hastaların kilo alımını sağlamak için, oral alımın dışında, kalorisi yüksek ürünlerle de destek sağlanıyor. Hastaların var olan besin alerjilerini de değerlendiriliyor. Örneğin, domatese alerjisi olan bir hastaya domates ve domatesli ürünler verilmiyor ve besleme programından çıkartılıyor. Hastanın kronik hastalıkları sorgulanıyor. Diyabeti olan hastaya şeker ve şekerli besinler, pirinç, makarna, beyaz ekmek ve tatlı gönderilmiyor.
'Mide şikayeti olanlara çiğ meyve-sebze çıkmıyor'
Tuba Kayan Tapan ve Halil Önder hastalıklara göre oluşturulan mönülerle ilgili ise şunları söylüyor: “Bye-pass geçirmiş bir hastamızın protein ihtiyacı oldukça önemli. Ortepedi servislerinde yatan hastalarımızın kalori ihtiyacı geçirdiği operasyona göre fazla oluyor. Organ nakli servisinde yatan hastalarımıza aldıklara ilaçlara göre tuzsuz ve şekersiz beslenme uygulanıyor. Çiğ sebze ve meyvelerden operasyonun ilk bir haftasında kaçınıyoruz. Hipertansiyonu olan hastanın yemekleri tuzsuz ve posadan zengin olarak gönderiliyor. Hastamız böbrek hastası ise, protein miktarı kilogram başına hesaplanıyor. Hastanın et ve süt grubu tüketimi, günlük alması gereken protein miktarına göre ayarlanıyor. Zaten kan bulguları, günlük olarak takip ediliyor. Örneğin potasyum ve fosfor değerleri yüksek olan hastanın tıbbi beslenme tedavisinden, potasyumu ve fosforu yüksek besinler çıkarılıyor. Eğer obezitesi varsa, yatan hastanın tıbbi beslenme tedavisine bir de zayıflama programı ekleniyor. Kalp hastalarımıza, tuzsuz ve kolesterolden fakir bir tıbbi beslenme tedavisi uygululanıyor. Mide şikayetleri olan hastalara, çiğ meyve ve sebze, asitli besinler, baharatlı gıdalar, gaz yapıcı besinleri (kurubaklagil gibi) gönderiliyor.
2000 kalori
Yatan hastalar için günlük 1800-2000 kalorilik bir mönü hazırlanıyor.
400 kalori
Sabah ortalama 400 kalori, öğlen 550-600 kalori, akşam ise 450-550 kalorilik öğünler sunuluyor.
200 kalori
Hastanelerde ara öğünler ise 150-200 kalori olacak şekilde ayarlanıyor.
65-85 derece
Sıcak yemekler 65-85 derece, soğuklar ise 10 derecenin altında servis ediliyor.
Yemekler hazırlanırken ızgara, haşlama, fırında ve buharda pişirme yöntemleri uygulanıyor.
Sıcaklığı sabit tutabilmek için iki bölmeli bir tarafı sıcak, bir tarafı soğuk tutan özel arabalarda tepsiler kata çıkarılıyor.
Liv Hospital’da diyabetikler için hazırlanan mönüde bol posa içeren basit karbonhidrattan uzak yemekler ve tatlandırıcı ile yapılan tatlılar sunuluyor. Kepekli ürünler tercih ediliyor.
Acıbadem Maslak Hastanesi’nde kardiyoloji hastaları için kolesterolden fakir, tuzsuz bir mönü hazırlanıyor. Rafine şeker kullanılmıyor. Yoğurt tek kullanımlık kapta sunuluyor.
Şişli Florence Nightingale Hastanesi’nde ortopedi servislerinde yatan hastalar için kalori değeri yüksek tabldotlar hazırlanıyor (solda). Çocuklar için ise vitamin, mineral, protein miktarı yüksek keyifli mönüler oluşturuluyor.
3 ana 3 ara öğün yemek sunuluyor
Liv Hospital’da hastane yemeklerinden sorumlu olan Diyet ve Beslenme Uzmanları Dyt. Burcu Erdöl, Dyt. Serap Güzel ve Dyt. Şükran Yıldız, yatarak tedavi olan hastalar için tanısına uygun mönü planladıkları söylüyor: “Hastanemizde 3 ana 3 ara öğün olacak şekilde beslenme planı uygulanıyor. Kahvaltıda sağlıklı beslenme kurallarına uygun olacak şekilde 7 çeşit besin sunuluyor. Öğlen ve akşam öğünlerinde sıcaklar için çorba, protein içeren ana yemek (et/tavuk/balık içeren), yardımcı yemek (makarna-börek- pilav çeşitleri), soğuklar için ise zeytinyağlı sebze yemeği, salata, yoğurt, ayran veya tatlılardan iki tanesi beslenme tedavisine uygun olacak şekilde 5 çeşit besin veriliyor. Ara öğünlerde ise taze veya kuru meyveler, fındık, fıstık, ceviz v.b. yağlı tohumlar, probiyotik yoğurt, kefir, ayran, süt , muhallebi, sütlaç v.b. sütlü tatlılar, sağlıklı sandviçler ve kekler, tost, komposto veya hoşaf çeşitleri, kahvaltılık gevrek, diyet bisküvi ve kraker çeşitleri beslenme tedavisine uygun bir şekilde sunuluyor.
Hangi hastalığa hangi mönü
Liv Hospital diyetisyenlerinin hastalıklara göre hazırladığı mönüler şöyle :
Kardiyak mönü, az yağlı ve az tuzlu yemeklerden oluşuyor. Damar sağlığı için posadan zengin sebze ve meyve içeriyor, önemli yağlı tohumlar da beslenmeye ek olarak veriliyor.
Diyabetik mönü, kan şekeri kontrolü sağlayabilmek için bol posa içeren, basit karbonhidratlardan uzak yemekler içeriyor. Pilav, makarna gibi yardımcı yemekler diyabetik hastalara kepekli olarak hazırlanıyor, aynı zamanda tatlandırıcı ile yapılmış tatlılar ile de mönü zenginleştiriyor.
Kolonik mönü, gastrointestinal işlem ve onkolojik operasyon geçiren hastalar için uygulanan mönü. Özellikle gaz yapmayan, sindirimi kolay besinlerden oluşuyor. Hastanın durumuna göre diyet içeriği değişiklik gösterebiliyor. Bu grupta yağlı, baharatlı, ağır yemeklerden kaçınılıyor.
Ara öğünler, ana öğünlere ek olarak beslenme tedavilerine destek olarak veriliyor. Ara öğünler günlük enerji ihtiyaçlarını karşılamak ve diyabeti olan kişilerin kan şekerini kontrolünü sağlamak için belirli saatlerde hazırlanıyor.
Doğum yapan hastalar için loğusa şerbeti ve besin değeri yüksek yiyeceklerden oluşan özel mönüler hazırlanıyor.
Çiğneme güçlüğü çekenlere blenderdan geçirilen gıda veriliyor
Acıbadem Maslak Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşe Hacıarif, mönülerin belirli standartlarda mevsime uygun olarak önceden planlanladığını ve protein, karbonhidrat, yağ içeriklerinin dengeli şekilde hazırlandığını söylüyor. Posa içeriği yüksek, vitamin ve mineralden zengin sebze, meyve ve tahıllar; kaliteli protein içeren besinler ile omega 3 kaynağı olan balığın mönülerde yeterli şekilde yer aldığını belirten Hacıarif, içeriği kadar maksimum tüketim sağlanması için lezzet ve sunuma da dikkat ettiklerini vurguluyor.
Yatan hasta mönülerini diyet ve normal mönü olmak üzere ikiye ayırdıklarını ifade eden Ayşe Hacıarif, “Diyet mönüler; az yağlı, az tuzlu ve tuzsuz hazırlanmış yiyeceklerden oluşuyor. Haşlama, suda pişirme, rosto veya fırında pişirme ve ızgarada pişirme yöntemleri kullanılırken, kızartma yapılmıyor. Çorbalar tam buğday unu ile hazırlanıyor. Süt, yoğurt, ayran gibi hazır alınan gıdaların az yağlı ve tek kullanımlık olanları seçiliyor. Diyet mönüdeki tatlı çeşitleri; meyve tatlıları ve sütlü tatlılardan oluşuyor ve tatlandırıcı ile hazırlanıyor, rafine şeker kullanılmıyor. Hastaların ihtiyacı olmadığı sürece yemeklerin yanında tuz verilmiyor. Bu mönüler diyabet, kalp, tansiyon, karaciğer, mide ve böbrek hastalığı gibi kronik hastalığı olan, ilaç tedavisine bağlı steroid diyet alması gereken veya geçirdiği operasyona bağlı olarak diyet yemek alması gereken hastalar için uygun mönüler” diye konuşuyor.
Normal mönülerle ilgili ise şunları anlatıyor: özel bir diyet alması gerekmeyen hastalar için her besin grubunu içeren standart diyetler olarak planlanıyor. Normal yağ ve normal tuz miktarı ile pişirilen ve daha esnek olan mönüler. Çiğneme güçlüğü olan hastalar için yumuşak veya blenderize edilmiş gıdalar hazırlanıyor. Çocuk hastalarımızda yaşa uygun diyetler planlanıyor. Ebeveynleri ile iletişim kurularak yemek tercihi soruluyor.
Kabuklu meyveler steril bıçakla kesiliyor
Hastanın nötropenisi var ise yüksek hijyen önlemleri alınıyor: “Hastaya çiğ sebze verilmeyip, iyi pişmiş sebzeler veriliyor. Kalın kabuklu meyveler dış kabuğu steril edildikten sonra streç ile sarılarak (muz gibi) veya kavun ve karpuz gibi meyveler steril bıçak ile kesildikten sonra streç ile sarılarak hastaya ulaşıyor. Süt, yoğurt ve ayran tek kullanımlık kutular ile steril edilip streçlendikten sonra sunuluyor. Reçel veya tereyağı tek kullanımlık paketlerde hazır ediliyor. Fındık ceviz badem gibi yağlı tohumlar listede yok. Çatal, kaşık, bıçak takımı steril edilip streçlenerek veriliyor. Hastanın yemeği bekletilirse yemek dökülüp, tekrar sunulmuyor.”
Hastaların ara öğünleri her gün diyetisyenler tarafından planlanıyor. Örneğin kardiyak hastalara ara öğünde sadece meyve verilebilirken, diyabet hastasında meyve tek başına kan şekerini hızlı yükseltebileceği için yanında glisemik indeksi düşük olan süt, yoğurt, kepekli grissini gibi yiyecekler ile birlikte sunuluyor. Diyabetik hastalara bir başka alternatif olarak tam buğday ekmeğine az yağlı peynir ile hazırlanmış minik sadviçler veriliyor.