Her ayrılıkta birbirimize yeniden aşık oluyoruz

7 yıldır sansasyonsuz, gerçek, samimi ve çok da göz önünde olmayan bir evliliği başarıyla yürütüyorlar. Bu başarıya giden yol ise saygı ve uzun süreli iş ayrılıklarından geçiyor.


Burak Hakkı ve Sema Şimşek podyumların örnek çifti... Biri çok yakışıklı, diğeri ise çok güzel... Herkes onları gördüğünde içinden “Darısı bizim başımıza” diyor. Şahsen onlarla röportaj için Hilton Oteli’nde buluştuğumuzda aynı temennileri içimden geçirmedim desem yalan olur. (Nazarım değmesin). İşleri olmadığı için ikisi birlikte geldiler Hilton’a... Gelirken el eleydiler... Röportaj boyunca da bir dakika olsun gözlerini birbirlerinden alamadılar...

Sema Şimşek ve Burak Hakkı isimleri yan yana gelince, “rüya gibi çift” benzetmesi yapılıyor. Hiç mi kabus yaşamıyorsunuz?
Sema Şimşek: Kabus değil de fikir ayrılıkları oluyor. Zıt karakterler olduğumuz halde hiç kavga etmediğimizi söyleyebilirim. Çünkü birimiz kızgınken, diğeri mutlaka alttan alıyor. Yani bir denge kurabiliyoruz. Mesela Burak bana göre daha asosyal. İşi olmadığı zaman evden çıkmayı sevmez. Ben ise çok sosyalim. Dışarı çıkarım. Bu duruma söylenmek yerine birbirimizin tercihlerine saygı gösteririz.
Burak Hakkı: Böyle ufak tefek zıtlıkların olması ilişkiye keyif ve heyecan katıyor. İki aynı insan olmak iyi değil bence...

Uzun beraberliklerin çoğu da bu yüzden noktalanıyor galiba... Kişinin karşısındakini kendine benzetme çabası...
B. H: Hiç değişmemek de mümkün değil. Uzun süreli beraberlikten sonra insan hem dış görünüş hem de huy olarak birbirine benzemeye başlıyor çünkü... Önemli olan bunun dozajını ayarlamak. Sema biz evlenmeden önce daha utangaçtı. Şimdi utangaçlığından eser kalmadı. Ben eskiden daha pasaklıydım. Şimdi evde hafif bir dağınıklık bile olsa rahatsız olup hamarat hamarat etrafı toplamaya başlıyorum. Bunlar iyi huylu değişimler...
S.Ş: İnsanlar her zaman değişime hazırdır. Değişim olabilir, hatalar yapılabilir. Ama bir ilişkide bence en önemli şey geriye dönüşü olmayan, affedilemez hatalar yapmamak.

Biraz daha eskiye dönersek... İlişkinizin ilk başladığı günlere... Nasıl tanıştınız?
S. Ş: 1993 yılında Capitol’ün açılışında ilk kez karşılaştık. 1994’te ikimizde Best Model yarışmasında birinci olunca arkadaş olduk. Bu arkadaşlık 1998’te aşka dönüştü.

İlk görüşte aşk mıydı?
S.Ş: Hayır.
B.H: Birbirimiz için iyi bir iş arkadaşıydık.

Ee iş arkadaşlığınız nasıl aşka dönüştü? Kim attı ilk adımı?
B.H: İkimiz de çekingeniz. O yüzden aslında ikimiz de adım atmadık. Ama bizi hep yakıştırıyorlardı. Kareograflar çok iyi bir çift olduğumuzu söylüyordu. Defilelerde sürekli bizi beraber yürütüyorlardı. Yakın arkadaşlarımız, iş arkadaşlarımız “Niye beraber olmuyosunuz?” diyorlardı. Annem Burak’la sevgili olduğumuzu duyunca sevinç çığlıkları attı.
B.H: Moskova’da bir fuara gittik. Opera, tiyatro derken birlikte çok güzel zaman geçirdik. Dönüşte ise beraberdik...

Peki evlilik kararı nasıl alındı?
S.Ş: Çıkmaya başladıktan 10 gün sonra, sinemaya giderken Burak arabada ani bir fren yaptı. “Ben senle evlenmek istiyorum!” dedi. Planlamadan... Ben de hemen “Evet” dedim.
B.H: İyi ki de etmişim...

“Evlilik aşkı öldürüyor” derler ama bu söz siz de geçerli olmamış galiba...
S.Ş: Zaman zaman bitiyor. Sonra Burak bir şey yapıyor, bir hareket ya da bir bakış... Tekrar aşık oluyorum Burak’a.... Bazen o kadar yoğun çalışıyoruz ki, birimizin eve girip ötekinin çıktığı durumlar oluyor.
B.H: Ama bu ayrılıklar ve özlem aşkımızı pekiştiriyor. Her ayrılıkta yeniden aşık oluyoruz birbirimize... Ve biliyoruz ki bir ömrümüzün sonuna kadar beraber olacağız.


Bu sene ÇOCUK İSTİYORUZ

En uzun ayrı kaldıkları süre: 1.5 ay. Burak Hakkı, Kapadokya’da, Sema Şimşek ise Urfa’da dizi çekerken..
Çocuk: Kısmetse bu sene... Sema Şimşek, “Sevdiğim adamdan çocuk sahibi olduğumda ilk bir sene çalışmak istemiyorum. Çünkü bebeğimle vakit geçirmek isterim” diyor ve ekliyor: “Çocuktan sonra kariyerime devam ederim. Ama çocuğuma vakit ayırmak isterim. Deli gibi çalışmam.”

En romantik tatilleri: 2000 yılındaki Viyana tatili... Burak Hakkı, o tatili şöyle anlatıyor: “10 gün boyunca sadece ikimizdik. Bir an bile birbirimizden ayrılmadık. Hava çok soğuktu. Uzun uzun yürüyüşler yaptık. Belki de bir Viyanalı’nın görmediği kadar kafe gördük. Yürümekten ayaklarımızın altı şişti. Fakat bir an bile sıkılmadık.”

Evde iş bölümü: Yok. Evde her şey Sema Hanım’ın omuzlarındaymış, Burak Bey sadece misafir geldiğinde servise yardım ediyormuş.

En keyif aldıkları şey: Tatile gitmek. Kayak ve dalış yapmak. Bir şehre gidip saatlerce turist gibi gezmek.

Yaş ilerleyince: Çocukları olursa Sema Şimşek, o üniversiteyi kazanana kadar İstanbul’da kalmak sonra İstanbul’u tamamen terk etmek istiyor. Gönlü güneyde... Burak Hakkı ise tamamen İstanbul’dan kopmaktan yana değil. 6 ay güneyde 6 ay ise İstanbul’da yaşama planları yapıyor.


Sema’nın inadı tuttu mu geri dönmüyor


Aşkın tarifi?
S.Ş: Burak’a karşı duyduğum heyecan.
B.H: Geçici bir hastalık gibi...
S.Ş: Geçiyor, sonra yeniden nüksediyor...
En sevdiğiniz huyu?
S.Ş: Burak’ın sakinliğini çok seviyorum. Ve zekasına hayranım.
B.H: Sema’nın çok mantıklı oluşunu seviyorum. Bir de çok zevklidir. Onun aldığı her şeye ben hayranlıkla bakarım. Eve, bana bir şey alır ya da bir şey yaratır, ben bayılırım. Zevkine çok güvenirim.
En az beğendiğiniz huyu?
S.Ş: Biraz daha az bilgisayar oynasa iyi olur. Bunu da ben kendim için değil ya da beni ihmal ettiğinden değil, onun sağlığı için istiyorum.
B.H: Sevmediğim hiçbir özelliği yok. Sadece biraz inatçı. İnadı tuttu mu geri dönüşü yok. Ben mesela mantıklı bir sebep söylendiğinde hemen ikna olurum.
En beğendiğiniz fiziksel özelliği?
S.Ş: Kaşları, burnu. Bir de aşil tendonuna bayılırım Burak’ın. Bir erkekte bu kadar ince ve güzel bilek... Kadın olduğum halde bende bile öylesi yok.
B.H: Gözleri, boyu, posu, endamı...
Kıskanç mısınız?
S.Ş: Yok değilim.
B.H: İkimiz de çok kıskanç değiliz.
Romantik misiniz?
S.Ş: Evet
B.H: Çok değil.
Size aldığı en özel hediye?
S.Ş: Boya yapmayı çok severim. Özellikle stresli olduğum dönemlerde. Beni çok rahatlatıyor. Burak bunu bildiği için bana sürpriz yapıp boya seti getirdi.
B.H: Sema herhangi bir hediye aldığında çok sevinirim. En son bot almıştı, çok beğendim.
En son yaptığınız sürpriz?
B.H: Yılbaşında ikimiz de birbirimize hediye aldık. En son sürprizimiz oydu.
S.Ş: Şöyle bir fark var. Ben 1.5 ay önceden almıştım. O son gün aldı. Ama ben onu böyle seviyorum!