Hayatımdaki kişiyi ancak evleneceğim zaman açıklarım
"Akıllı ve güzel olduğum için kıskanılıyorum"
Son günlerde gerek canlı yayında bayılması gerekse şarkıcı Davut Güloğlu ile evleneceği yönünde çıkan haberlerle her yerde
Ece Erken var. Erken, çıkan söylentilerle ilgili “ Seyirciler de merak ediyor, Davut’la beraber miyiz değil miyiz diye. Bu durum, işimizin de bir parçası oldu. Bırakıyorum insanlar beni konuşsun, ben insanları konuşmuyorum... Birisiyle birlikteysem ancak nikah masasına oturacağım zaman söylerim” diyor. Erken, artık uzun süreli flörte inanmadığını, uzatmadan evlenmekten yana olduğunu belirtiyor.
* Davut Güloğlu ile birlikte sunduğunuz “Hayata Gülerken” programı 20 Haziran’da tatile giriyor. Şimdiden tatil planı yaptınız mı?
Çok fazla magazincinin olmadığı bir tatil beldesinde bir- iki ay ev tutup, kafamı dinlemek istiyorum. Marmaris olabilir. Ben her yaz çalıştım şimdiye dek; ilk defa bu yaz çalışmayacağım.
* Mayolu fotoğraf çektirmemek için mi tercih Bodrum ya da Çeşme’den yana değil?
Evet, hoşnut olmuyorum mayolu fotoğraf çektirmekten. Bir defa yakalandım mayolu; o da beni çok rahatsız etti. Hatta magazinci arkadaşlarla tartışmıştık birazcık. Babam bile, “Rahat ol kızım, ne olacak ki” dese de iş haberlerimin yanına bile bikinili fotoğrafımın konulması beni rahatsız ediyor.
* Programda konuk seçimine karışıyor musunuz?
Şimdiye dek hayır ama son iki hafta diye artık müdahale ediyorum. Sürpriz isimler gelecek... Zaten Davut’un da seveni çok var; reytingi yüksek. E ben de kendime göre bir isimim. Konuksuz bile gidebilecek tipleriz. Ki bir gün konuğumuzun lastiği patladığı için gelemedi ve biz konuksuz program yaptık. Ve konuklu programlardan daha çok reyting aldık.
* Tüm sunuculuk hayatınızda en keyifli programı kiminle yaptınız?
Sibel Can’la yaptım. Kimin hayranısın deseler; direkt Sibel Can derim. Boşandığım gün de beni ilk arayan kendisiydi... İkinci Yılmaz Erdoğan, üçüncü Mustafa Sandal. Ve tabii İbrahim Tatlıses var.
* Sabah programı yapmak gece programı yapmaya göre daha mı zor?
15 yıldır bu işi yapan birisi olarak sabah programı yapmak en keyiflisi diyebilirim. Canlı yayın da çok keyifli.
* Siz Rengarenk adlı bir gece programı da yaptınız ve o dönem hep, Okan Bayülgen’e ve Beyaz’a yeni rakip diye lanse edildiniz. Niye olmadı?
Gerçekten sağlam ekip kurmak çok zor. Herşeyi ben ayarlıyor; makyajımla, saçımla her şeyimle kendim ilgileniyordum... Bu çok zor. Oysa benim tek derdim, konuklarımla ne konuşacağım olmalı. Açıkçası daha bazı konularda profesyonel değiliz. Zaten Rengarenk için 3-4 kanaldan teklif var; yeniden yapacağım gibi görünüyor.
* Daha da ilerisi için planlarınız neler?
Yapımcı olarak kamera arkasına geçeceğim. Hatta kendi programlarımı da kendim yapacağım. Herşeye kendiniz el atmadıktan sonra olmuyor. TV sektörü tam olarak oturmadı. Çünkü kamera arkasında çalışanlara çok fazla para verilmiyor.
Yemek programı yaptığıma pişmanım
* İş stresinizi nasıl atıyorsunuz?
Beşiktaş maçlarına giderek... Her maçına gidiyorum. Kongre üyesiyim ve inşallah bir gün yönetimde de olurum.
* Birgün başkan da olursunuz belki?
O zor; onun için bayağı bir maddi güç gerekiyor. Ama hayal de olsa çok isterim.
* 15 yıldır sunuculuk yapan bir isim olarak, kariyerinizi doğru yönlendirdiniz mi sizce?
Hâlâ sapasağlam ayaktayım; fiziğimde bir değişim olmadı. Yıllar bana sadece deneyim ekledi. Bu piyasada ayakta kalmak inanın ki, çok zor. Meşhur olmak çok kolay ama devam ettirmek çok zor. Ben hâlâ aranılan bir sunucuysam ve hâlâ eleştiriliyorsam (ki eleştirilmeyince de korkmak lazım), demek ki doğru yoldayım. Talep görüyorum. İnşallah bir 10 yıl daha talep göreceğim. Her yeni gelen nesil beni seviyor. Özellikle 12- 19 yaş gurubu.
* Keşke yapmasaydım dediğiniz ne var?
Yemek programı yapmak... Para kazanmak için yaptım ve hiç keyif almadım.
* Bir ara oyunculuk da yaptınız. Tekrar söz konusu mu?
Yapımcılardan en çok duyduğum şey; “TV programlarını bırakmıyorsun ki, dizi yapalım”... İlk fırsatta istiyorum. Ama “Fatmagül’ü oynar mısın” deseler oynayamam; o ayrı bir profesyonellik istiyor. Cesur sahneler bana göre değil.
Kıvanç Tatlıtuğ ile oynamak isterim
* Kiminle bir dizide başrol paylaşmak istersiniz?
Kıvanç Tatlıtuğ... Onun dışında Davut Güloğlu ile de bir sit-com çekmek isterim.
* Sizi Davut Güloğlu ile çok yakıştırıyorlar...
Bizi enteresan bir şekilde çok yakıştırıyorlar. İlk başta “kardeş misiniz” diyenler de vardı. Bir baktık seyirciler yüzükle falan gelmeye başladılar. Aslında yakıştırılmak güzel; çünkü dizide bile birbirine yakışmayan çiftlerin aşk yaşaması hoşunuza gitmez. Bizim program da dizi seti gibi.
* Evleneceğiniz yazıldı ama?
Herkes herşeyi söyleyebiliyor. Biz evlendirirler de, çocuk sahibi de yaparlar... Basındır, herşeyi yapar. Seyirciler de merak ediyor, beraber miyiz değil miyiz; işimizin de bir parçası oldu bu durum. Bırakıyorum insanlar beni konuşsun, ben insanları konuşmuyorum... Ben birisiyle nikah masasına oturacağım zaman söylerim ancak.
* Evlilik sizin için yakın bir kavram mı?
Aslında uzak bir kavram. 8 yıl flört edip evlendim. Artık uzun süreli flörte inanmıyorum. Doğru insanı buldun mu çok uzatmadan evleneceksin. Bu aralar çocuk istiyorum ama; o nedenle çocuk için evlenirim.
* M. Ali Erbil ve Demet Akalın’la telefon mesajıyla başlayan tatsız bir süreç yaşadınız. Nasıl etkiledi bu durum sizi?
Şu an yargıda olan birşey. Öyle bir durum ki; malzeme verdiğiniz anda insanlar bununla prim yapıyorlar. İsmim yanyana kimseyle anılmasın istiyorum.
* Bu camiadaki dostlarınız kimler?
Dostum yok açıkçası. Ama arkadaş olarak Hande Yener diyebilirim; 10 yıldır tanışıyoruz. Herkesle aram iyi ama başarılı,akıllı, güzel kadın çok fazla sevilmiyor; çok kıskançlık var. Bende ise asla kıskançlık yok; pekçok arkadaşımı dizilere aldırmışımdır, sunuculuk yaptırmışımdır. Ama bana hiç kimse yardım etmedi; hep bileğimin hakkıyla bir yere geldim.
“Yemek yemeyi sevmiyorum”
Zayıf olmamın sırrı; yemek yemeyi sevmemem. Sadece yaşamak için yiyorum. Geçen gün de yayında bayıldım çünkü 3 gün midem bulandığı için bir şey yememiştim. Tansiyonum düşmüş.