Hala içindeki yıldızı keşfediyor...
Fatif Akın ile yeni bir filme başlayacak olan Tuncel Kurtiz 70 yaşında. Hacı dizisinde başrolü oynuyor ve o...
Beyoğlunda yürüyorum" diyor. "Bir insan seli geliyor üzerime. Korkuyor insan bu kadar kalabalıktan... Kimseyi tanımıyorum. Eskiden Beyoğlu'na çıktığım zaman selam vermeden adım atamazdım." 70 yaşındaki usta ile İstanbul'a gelince kaldığı Tepebaşı'ndaki Londra Oteli'nin Osmanlı'dan kalma muhteşem lobisinde konuşuyoruz. Yaklaşık 35 yıldır tanıyorum Tuncel Kurtiz'i ama onun David Learîin bir filminde rol almayı kıl payı kaçırdığını, Anthony Quinn ile Zorba'da oynamasının son anda direkten döndüğünü ilk kez duyuyordum. Oysa buraya, Hacı dizisindeki rolünü konuşmak için gelmiştim. Önce tiyatroyu bıraktığını söyledi, üzüldüm, sonra laf lafı açtı ve bakın nerelere geldi.
Neden bıraktınız tiyatroyu?
By pass ameliyatı olduktan sonra oynayamıyorum artık Edremit'in Çamlıbel köyüne yerleştim. Birkaç teklif geldi ama hepsine hayır dedim.
Ama Hacı dizisinde oynuyorsunuz?
Romanı okudum, çok enteresan bir tip Hacı. Biraz da paraya ihtiyacım var. Yetmiş yaşında kendime bir ev yapıyorum. Çamlıberde sekiz odalı bir otelim var ama hâlâ kiradayım... '
Ne anlatıyor Hacı?
Adam küçük bir kasabadan gelmiş Kayseri'ye. O günlerde döşek devri bitmiş yatak devri başlamış... Yani insanlar yatakta yatıyor. Bunlar köylerden topladıkları eski elbiseleri çaputiarı keserek yatak yapmaya başlamışlar. Böyle zenginleşmişler. Çok dindar bir adam ama en büyük sıkıntısı okumamış olması. Menderesle birlikte dış seyahatlere gidiyor. Ama çok dindar, Kuran'ı okuyor, Saidi Nursi'yi okuyor. Bir zamanlar epey Atatürk düşmanı olmuş.
Bunları nasıl anlatacaksınız ki bir televizyon dizisinde?
Ama sonra uyanıyor. Mustafa Kemal'in büyüklüğünün farkına varıyor. Turgut Özal döneminde Özal'ın desteği ile ihracata başlıyor. Okullar yaptırıyor. Böyle bir adam. Bir oğlu Amerika'da okumuş, güzel bir kızla evlenmiş ama diğer oğlu şeriatçı olmuş. Amerikan karşıtı mitingler yapıyor.
Dizide bugünün Türkiyesi ile paralellikler
var mı?
Var tabii. Jitem olayları inceleniyor, helikopter ihalesindeki yolsuzluklar, büyük rüşvet olayları var. Üstelik ben bu adamı çok iyi tanıyorum.
Kimi?
Haa'yı. Hacı, benim dayımdır aslında. Bazı yerleri dayımdan farklıdır ama aralarında çok benzerlik var. Bunlar inanmış insanlardır. İkisi de büyük hayır sahibidir, ikisi de okul yapürmışür, ikisi de cami yaptırmıştır. 100 yaşında ama bana hala Montesqio'dan hikâyeler anlatır.
100 yaşında mı? Yaşıyor mu?
Tabii... Hatta 102 yaşında. İzmit'in çınarı derler. İzmit'te bir parka heykelini dikmişler. Mesut Yılmaz ve Turgut Yılmaz'ın da dayısı sayılır, anne tarafından akrabayız. Ama 10 yaşından beri görmedim onları. Başka hayatlar seçtik
ARAPÇA'DAN NORVEÇÇE'YE...
Yılmaz Güney'in Umut filminde oynamıştınız. Cannes'daki gala gecesini hatırlıyorum. Kaç yılıydı o?
1970... Hadi oradan "Paris'e gidelim" dedin bana. Bende cesaret yoktu... Bir sevgilim vardı... Cebimizde de birkaç kuruş para.Yılmaz Güneyle daha sonra devam etti mi arkadaşlığınız?
Yılmazla ben üniversite yıllarından arkadaşız. İkimiz de hikâye yazıyorduk Daha o yıllarda yazdığı bir hikâye yüzünden 1,5 yıl hapis yattı. Umut'u yaptıktan sonra hemen darbe oldu. Yılmaz'ı ve pek çok aydını içeri aldılar. Ben yurt dışındaydım, dönmedim.
fi Tiyatro macerası böyle mi başladı?
Öyle... Ne yapayım ekmek parası. Derken iki tane Filistin yanlısı Arap filminde oynadım. Birinde (Kuzunun Gülücüğü) Berlin Film Festivali'nde en iyi erkek oyuncu ödülünü aldım. Sonra Peter Brook'un sahnelediği 12 saat süren bir Hint destanı ile 2,5 yıl dünya turnesi yapüm. NewYorkta 2500 dolara ev kiralamıştım. Fırsatlar geldi, bazılarını kullanamadık fi Daha ne yapacaktınız ki?
David Lean'ın bir filmi için teklif aldım. Marlon Brando ile oynayacağım. Havalara uçuyorum. Bir telefon geldi "David Lean, düştü öldü.." Film tek bir gün çekilmiş olsaydı Alan Parker ikinci yönetmen olarak devam edecekti. O iş öyle yatti. Cannes'da Menaham Golan'dan teklif aldım. O meşhur Zorba'nın müzikalini çekecekler. Beni New Yorka çağırdı... O iş de yatti.
Neden?
O arada iflas etti herif. Çekemediler filmi. Ama New Yorkda büyük bir tanıtım kokteyli yapıldı. Benim Arapça oynadığım filmden parçalar gösterildi. O rol hâlâ ezberimdedir.
(Konuşmanın burasında çok garip bir şey oldu. Tuncel Kurtiz, yaklaşık iki dakika kadar enfes bir Arapça diksiyon ile konuşmaya başladı. Sonra ingilizce, Almanca, İtalyanca... Şaşkınlık veren Ur durumdu.)
Biliyor musunuz bütün bu dilleri?
Hayır... Ama ezberliyorum. O filmde 45 dakika Arapça konuşuyorum. Ama günde sekiz saatten eşek gibi çalıştım. Hiç kolay olmuyor... Hele isveççe, Norveççe çok güç.
Onları da mı bilmeden konuşuyorsunuz?
Ekmek parası... Mecbursun. Bu herkesin yapabileceğıi bir iş değil.
İnsanın çalışınca yapamayacağı şey yok Benim Şeyh Bedrettin'im "Her insan bir kainattır" diyor. "Her insanda milyonlarca yıldız vardır, fakat gizlidir, însan onu ancak kendisi bulup çıkarabilir..." Yetmiş yaşına geldik artik... Şimdi bundan sonra Fatih Akın ile bir film yapacağım. Birol Ünel, Nurgül Yeşilçay'la... Belki on yıl içinde bir film daha yaparım. Önemli olan içindeki yıldızı keşfetmek.