Günümüzün sanatı dijitale döndü
Portakal Sanat ve Kültür Evi, Türkiye’de ilk defa “Sessiz Müzayede” gerçekleştiriyor. Geçtiğimiz hafta başlayıp bugün sona erecek olan müzayede öncesinde ailenin dördüncü kuşak müzayede temsilcisi Maya Portakal Bitargil’le konuştuk
Maya Portakal Bitargil, ailesinin dördüncü kuşak üyesi olarak müzayede çekicini babası Raffi Portakal’dan devraldı. 1914’ten bu yana geleneği devam ettiren Portakal Ailesi, şimdi de geçen hafta başlayıp bugün sona erecek olan “Sessiz Müzayede”yi düzenliyor.
Aile mirasınının yanında “Sessiz Müzayede”yle bir ilki başardınız...
Babamın dedesi başladı bu işe 1914’te. Ben dördüncü jenerasyonum. Geçen hafta başlayıp bugün sona erecek Sessiz Müzayede’yi gerçekleştirdik. İki saatlik müzayedelerin süresini maksimize ettik. Yedi güne çıkardık. Eserlerin yeni sahipleri bugün belli olacak. Tüm koleksiyonu Amsterdam’dan getirdik. 20’inci yüzyıla damga vurmuş, modern ve çağdaş sanatçıların eserlerini seçtik. Henri Matisse, Maximilien Luce, Tom Wesselmann, Gerhard Richter, Bernard Buffet gibi...
Bu müzayedeyi diğerlerinden ayıran nedir?
Burada “Satıyorum, sattım” gibi sözleri duymuyorsunuz. Koleksiyoner önce kaydını yaptırıyor. Her eserde bir künye kartı var. Künye kartının yanında bir de artırım kartı oluyor. Diyelim ilgilisiniz. Teklifi fiyatı, tarihi ve saatiyle kaydediyorum ve size bir bayrak numarası veriyorum. Üstüne başka birinden bir teklif gelmediği takdirde yedi günün sonunda eserin sahibi oluyorsunuz. Eğer teklif olursa ben size haber veriyorum, artırıyor musunuz diye. Bir de eserlerle, bizlerle daha uzun vakit geçirme şansı oluyor koleksiyoncuların.
Çok müzayede görmemiş eseri seçin
Peki talepler ne yönde? En yüksek teklif hangi esere geldi?
Herkesin bütçesine göre fiyatlar mevcut. Eserler 10 bin TL’den başlıyor 1 milyon 250 bin TL’ye kadar çıkıyor. İlgiden memnunuz. En yüksek teklif 610 bin TL’ydi. Bernard Buffet’in “La Grande Mosquée” eserine verildi.
Koleksiyonerlere hangi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
Elbette eserin otantik olması önemli. Bundan evvel eserin nerelerde sergilendiği, dünyada önemli müzelerde yer alıp almaması, eserin önceden kime ait olduğu önemli. Çok müzayede yüzü görmemiş eser makbuldür. Girdiği koleksiyonda uzun yaşamış olması esere değer katar. Kapı kapı dolaşması değil.
Art Basel yine ön plana çıkacak
Yurt dışındaki müzayedelerle karşılaştırırsak yapabiliyor muyuz bu işi?
Bütün dünya izliyor o müzayedeleri. Benim de hedefim dünyaya müzayedelerimizi yaymak. Onları yakalamamız için çok zamana ihtiyacımız var. Müzayede evlerinin kendini geliştirmesi, eserleri ve sahiplerini koruması çok önemli.
2017’de çağdaş sanatta ne konuşacağız?
Dünyadaki fuarları takip etmek çok önemli. Art Basel her zamanki gibi öne çıkıyor. Frieze London, Hollanda’da düzenlenen “TEFAF Maastricht”, yine çok önemli. Bu fuarlara dünyaca ünlü galeri ve sanatçılar katılıyor. Bu galeriler elbette kendilerini en iyi gösterecek, temsil edecek eserleri getiriyor. Belirtmeye bile gerek yok ama müze, sergi, fuar gezmek çok önemli göz eğitimi için. İstanbul’da bu kültür eksik ne yazık ki. Ancak 10 yıldır bir ilgi artışı var sanata karşı. İş ki bu durum moda olarak kalmasın, devamlı olsun.
Mehmet Güleryüz’ü takip ediyorum
Ülkemizde çağdaş sanatta hangi isimleri takip etmeliyiz?
İşim gereği zaten herkesi takip etmek durumundayım. İsim vermem gerekirse; Mehmet Güleryüz ve Selma Gürbüz derim.
Peki dünyadan hangi sanatçılar ilginizi çekiyor?
Tom Wesselmann, Andy Warhol, Marc Quinn, Anish Kapoor tabii ki.
2017’nin sanat trendleri dijitale işaret ediyor. Gerçekten öyle mi?
Bence abartmıyoruz. Çünkü bugünün sanatı o. Günümüzün sanatı dijitale döndü. Dijital sanat kendini ispat etti, yerini sağlamlaştırması için zamana ihtiyacı var. Mesela yine müzayede kapsamında yer alan Maximilien Luce, 20’nci yüzyıla damga vurmuştu. O günün çağdaşıydı. Eh, dijital de bugünün çağdaşları. Mesela Henri Matisse de aynı şekilde o günün çağdaşıydı. Hayatı da dijital bir şekilde yaşadığımız için sanatını da görüyoruz. Kalıcı olmalı zaten. Yoksa uzun vadede bir şey ifade etmeyecek.
Sanat yalnızca moda olarak kalmamalı
Türkiye’deki eserlerin hızla el değiştirdiğine katılıyor musunuz?
Son 10 yıldır sanata karşı bir ilgi artışı yaşanıyor. Bugün sanat eseri bir yatırım aracı olarak görülüyor. Bu doğru bir şey. Ancak bunlar moda olmakla kalmamalı. Bir evde, koleksiyonda 10 yıl yaşayabilmeli eser.
Son olarak, geçtiğimiz yıl bir bebek dünyaya getirdiniz. Anne olmak neleri değiştirdi hayatınızda?
E her şey değişti tabii ki. Gerçek bir itirafta bulunayım: İşime şimdi çok daha iyi konsantre oluyorum. Evde de yalnızca kızımla ilgileniyorum. Ama bugüne kadar çok özgürmüşüz onu hissettim gerçekten.