Geleneksel karateciydim
Barış Alpaykut Kara Sevda dizisinde Ozan karakteriyle dikkat çekiyor. Alpaykut oyunculuk dışında savaş sanatları eğitim almış ve samuraylığa kabul edilmiş sayılı kişilerden biri....
Bugüne kadar neler yaptınız, nasıl bu günlere geldiniz anlatır mısınız?
2009 yılında aldığım eğitimlerle birlikte küçük projelerde, reklam projelerinde yer almaya başladım. Daha sonra çekilip yayınlanmayan veya kısa sürede biten işlerde rol aldım ama hepsinden çok şey öğrendim. Mesela, 6 yıl önce Faruk Teber’in yönetmenliğini yaptığı Kirli Beyaz isimli bir dizide oynamıştım, malesef dizi 8 bölüm sürdü. Sonra Kocaeli Seka fabrikasında yer alan film platosunun ilk kurulduğu dönemde, Ezel Akay ve Altan Dönmez ile birlikte çalıştım. Bölümleri de çekmemize rağmen dizi yayınlanmadı. Proje sonra “Osmanlı Kıyam” olarak revize oldu, orada da rol aldım. Ardınan Sakarya Fırat geldi. Bunları Kurt Seyit ve Şura ve Medcezir takip etti, şimdi de Kara Sevda’da oynuyorum.
Dövüşçü değil, sporcuyum
Oyunculuk yapmak isteği ilk ne zaman içinize düştü?
Küçük yaştan itibaren, farkında olmadan oyunculukla ilgilenmişim aslında, kendimi bu anlamda besleyen uğraşlarla ilgilenmişim. Teyzem konservatuvar mezunu, onun da beni yönlendirmesiyle 21 yaşında dizi sektörüne girdim.
Kara Sevda ve Ozan kariyerinizde nasıl bir deneyim oluyor?
Ozan, bana tezat ve bu anlamda beni zorlayan bir karakter. Tabii ki işin içinde karakteri canlandırırken kendinizden de yola çıkıyorsunuz ama Ozan’la birlikte daha önce yaşamadığım şeyleri deneyimleme şansım da oluyor.
"Amerika’da başarılı olabilecek kadar iyi aksiyon yapacağıma inanıyorum"
Samuray seviyesine ulaşmışsınız bu seviyeye gelene kadar hiç bırakmayı düşünmediniz mi?
Böyle bir seviyeye ulaşmak diye bir şey yok aslında. Kabul edilirseniz oluyorsunuz. Ama tabii yeteneğim daha çok beden kullanımı üzerine olduğu için adaptasyonum normal bir insana göre çok daha hızlı oldu.
Samuray olma hissini nasıl anlatırsınız?
Semazen gibi desem ortak bir paydada tahayyül etmenizi sağlar mıyım? Aslında insan, bu disiplinlerde ibadet ediyor. Ne olursa olsun, kendinizi, var oluşu benimsemenize ve hissetmenize sebep oluyor. Kılıç kullanmak, onunla birlikte raks etmek. Bunlar bir noktadan sonra ilahi bir boyut kazanabiliyor. Tabii bir Savaş okulunun öğrencisi olarak pek çok silahı da kullanmayı öğreniyorsunuz. Uzun yıllardır Hakkı Koşar hocamın da öğrencisiydim, yani geleneksel karateciydim. Karate de Japon disiplini olduğu için, beden dili ve adım sistemi birbirlerine çok benziyor. Başarının disiplin olduğunu düşünüyorum.
Hakkınızda iyi bir dövüşçü mü yoksa iyi bir oyuncu mu denmeli?
Dövüşçü değilim. Hakkımda sporcu ya da felsefeci de denilebilir ancak esas olarak oyuncuyum. En çok iyi insan olarak bilinmeyi tercih ederim.