Akmerkez’in terasını 92 çeşit bitki ve sebzenin yetiştiği bir tarlaya çeviren mimar Hasibe Akın süreci anlattı. Burak Kara / bkara@gazetevatan.com Burası Akmerkez Akmerkez’in terasında ‘bostan’ var. Yanlış okumadınız. Havalandırma boruları, fanlar, kablolar arasında, Etiler’e kuşbakışı tarım yapmayı akıl eden mimar Hasibe Akın’ın geliştirdiği bu proje kentte tarım yapılacağının en büyük kanıtı. 1993’te açılan Akmerkez’in terasında AVM’nin yiyecek ve karton atıkları ile zenginleştirilmiş toprak içinde 400 metrekarelik alanda biber, patlıcan, domates, mısır gibi sebzeler ve çiçekler yetişiyor. Akın ile AVM’nin çatısındaki bostanı konuştuk. Akmerkez’in çatısını tarlaya dönüştürme sürecini anlatır mısınız? Akmerkez yönetiminin ilk başta permakültür tasarım yöntemini AVM’de uygulamak gibi bir düşüncesi yoktu. Biraz benim kendi sürecimle alakalı olarak buradaki süreç de gelişti. Akmerkez’de; sinema, rezidans, cephe, kafe-restoran, lobi ve spor salonuyla ilgili bir renovasyon projesi vardı. Ben de mimarlığı Türkiye’deki, İstanbul’daki anlaşıldığı haliyle yapıp yapamayacağımı ve içimdeki potansiyellerle neler yapabileceğimi deneyimlemek istiyordum. Bütün bu süreci yaşayabileceğim bir alan arayışındayken; “mix use” olarak bilinen bir projenin, Akmerkez’deki renovasyon projesinin içinde buldum kendimi. Neler yapıldı o çatıda? Şimdi neler yetişiyor? Üçgen teras arkasında kalan alanda kullanılan her türlü malzemenin AVM içindeki kaynaklardan sağlanıyor olması son derece önemliydi: İnşaat paletleri, pis su boruları, atık taşlar, seramikler, kalaslar, demirler… Bir yandan da alanın biyolojik çeşitliliğini de artırmak adına hayvan sistemlerinin de oluşabilmesi gerekiyordu. Tavuklar, solucanlar ve arılar için şehirde koridorlar yaratabilmek son derece önemli. Solucanlar için bir alan oluşturduk ve solucan çaylarıyla toprağımızı beslemeye başladık. Arıları ve böcekleri çekebilecek bir habitat oluşturduk. Aynı zamanda da terastaki yüzey suyunun toplanabilmesi için bir su yönetimi geliştirdik. Terasın döşemesi bundan 20 sene evvel tabiki böyle bir proje için hazırlanmamıştı. Statik danışmanımızla görüştükten sonra mevcut toprağımızı hafifletmek için özel bir karışım hazırladım. Dışarıdan bunu getirttim. Bu alanda da hem kompostumuz hem de dışarıdan gelen toprak karışımı birlikte kullanıldı. Yemek atıklarından toprak ürettiler Toprağı nasıl taşıdınız? Proje için öncelikle toprak gerekiyordu. Kompost dediğimiz “organik gübre” olarak bilinen toprak üretimine başladık. AVM’deki restoranlardan çıkan yemek atıkları ve mağazalardaki kartonları topladık. Papermoon şefleri verdikleri atık somonların toprağımızın fosforunu sağladığını tam olarak bilmeseler de biz zoru başardık ve toprağımız gün geçtikçe zenginleşti. 92 çeşit bitki yetişiyor Kaç çeşit bitki yetiştirdiniz? 92 çeşit bitki var burada. Domates, biber, patlıcan, enginar, çilek, kabak, mısır, fasülye, kavun, karpuz, envai çeşit aromatik bitkiler, tıbbi bitkiler ve İstanbul endemik türlerinden ağaçlar var. Biyolojik koridor var Biyolojik çeşitliği nasıl artırdınız? Akmerkez’de böcek ve arıları çekip biyolojik çeşitliliği artıracağımız koridorlar yarattık. Kırmızı Kaliforniya solucanlarımızı AVM müşterisinin görmeye tahammülü yoktu ama toprağın besini onlardı. Burası Ritz Carlton Otelin terasında organik sebze Bir başka permakültür deneyimi de Ritz Carlton otelin terasında bulunan domates bostanı. Üç yıldır ekilen domatesler otelin restoranlarında tüketiliyor. Otelin şefi Andre Piednoir bostanın hikayesini anlattı.. Domates bostanının hikayesi nedir? Yeterli sayıda taze bitki bulamıyordum, bu yüzden birazını kendim yetiştirmeye karar verdim. Otelimizin ikinci katında yer alan Açık Hava spa alanımızın yanını domates bahçesine dönüştürdük. Ne kadar bir alana, kaç fide etiniz? Hangi cins domates yetişiyor? İlk yıl evdeki küçük plastik kaplara 300’den fazla fide ektim. Bitkilerin yüzde 95’i büyüdüğünü söyleyebilirim. Erik domates, yeşil zebra domates, tatlı sarı kiraz domates, kırımız kiraz domates, Çanakkale ve pembe domates yetiştiriyoruz. Bu ürünlerin hepsini yaz ayları boyunca tüketiyoruz.