Funda Hanım’ın 1000 keçisi var!

İzmir Seferihisar’da yedi yıl önce kurduğu keçi çiftliğinin ürünlerini bugün birçok ülkeye ihraç eden Funda Baltalı bu işe çocukların sağlıklı ve doğal beslenmesine yardımcı olmak için girmiş. Şimdi ayda 150 ton süt ve 15 ton peynir üretiyor.

Funda Baltalı, Robert Koleji ve Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, bir çocuk annesi başarılı bir iş kadını. Deri sektöründeyken şirketini kapatıp 2008 yılında gönlünde yatan keçi çiftliği kurdu. Seferihisar’daki keçi çiftliğinde ayda 150 ton süt ve 15 ton peynir üretiyor. Baltalı marka ürünlerini Azerbaycan, Kıbrıs, Kuveyt gibi ülkelere de ihracaat yapıyor. Avrupa’ya açılmaya hazırlanıyor. Funda Hanım işi nedeniyle sürekli yollarda. Haftanın birkaç gününü İstanbul’da birkaç gününü İzmir Seferihisar’da geçiriyor. Her ay, Amerika’da tiyatro eğitimi alan kızının yanına gidiyor. Buna bir de yurt dışı iş seyahatleri ekleniyor.

Fotoğraflar: Özgü ÖZDEMİR

Neden keçi çiftliği kurdunuz?

Daha önce deri sektöründe faaliyet gösteren bir şirketim vardı, oldukça da başarılı olduğumuzu söyleyebilirim ancak gönlümde hep Türkiye’nin potansiyelini kullanabileceğim ve ülkemin gelişimi için fırsat olabilecek başka bir iş yapmak vardı. Bir anne olarak çocuğumun sağlıklı ve doğal beslenmesi de benim ilk önceliğimdi. Bu konuda bir anne duyarlılığı ile hareket ettim hayvancılık sektörüne girip keçi çiftliği kurmaya karar verdim. Seferihisar’da babamın emeklilik projesi vardı. Babam doktordu. Emekliliğinde burada bir şeyler yapmayı planlıyordu. Mandalina ağaçları olan bir çiftlikti burası. Ben bu çiftlik çevresindeki arazileri aldım. Burayı büyüttüm. Onların hayalini gerçekleştirmek istedim aslında.

Çiftliği nasıl kurdunuz?

Bu sektörde var olmak, yaptığım işi sürdürülebilir kılmak ve insanlara faydalı olmak istiyorsam, öncelikle gerçekten bu işi iyi bilmem gerekiyordu. Bu yüzden yatırım kararını aldığımda Hollanda’ya gidip, bir süre keçi çiftliğinde çalıştım. Burada işe sabahın erken saatlerinde başlanıyordu, sağımlar yapılıyordu. 1000’in üzerinde keçiye sadece bir kişi bakıyordu. Bunları deneyimlemiş olmanın bana çok büyük faydası oldu.

Keçilerle uğraşmak zor oldu mu?

Hollanda’daki çiftlikte tek bir kişi hayvanları sağıyor, tek başına üstesinden geliyordu. Keçileri çok eğitimliydi. Benimkiler de öyle olacak sandım! Kurdum sağımhaneyi.

Keçiler birbirinden güzel ve bakımlı... Ama tam tabiriyle keçi! Eğitim sıfır, tam bir keşmekeş içindeyiz. Yemlenirken, hiçbir şekilde sıraya girmiyor bizim keçiler. Birbirlerine tos vuruyorlar, sürekli dövüşüyorlar. Yem arabası geçiyor, keçiler farkında değil! Hollanda’dakiler düzgün sıraya geçip yiyor, bizde keçiler birbirini yiyor ve aç kalıyorlar. Çağırdım Hollanda’daki çiftliğin sahibini... Geldi baktı, bir nesil sonra düzelirler, eğitmek lazım dedi. Aynen öyle oldu. Şimdi yem arabasının sesini duyan keçiler sıraya giriyor. Eğitimle oldu, bizim keçiler inatçı, cahil. İyi bir eğitimle hepsi yola geldi sonunda.

Kaç keçiniz var?

Şu an 1000 keçimiz var. Baltalı çiftliği bugün Avrupa’nın en büyük ve modern keçi çiftliklerinden biri olarak gösteriliyor. Keçiler Türk ve Hollandalı veterinerlerin denetiminde kontrolleri yapılarak, sağlıklı koşullarda yetiştiriliyor. Keçilerin bulundukları ortamın hijyeni kadar, kaliteli beslenmesine çok dikkat ediyoruz.

Hayvancılığı kadınlar yapmalı!

Hayvancılık sektörünün kadın elinin değmesi gereken bir sektör olduğunu düşünüyor ve öncelikle kadın girişimcileri destekliyorum. Kadınların bulunduğu her alanda bir iyileştirme, kalite, duyarlılık ve zarafetin geldiğini görüyorum. Bir yasa çıksa ve ‘bu işi sadece kadınlar yapacaktır’ dense eminim ki Türkiye’de hayvancılık bir anda patlama yapar. Çünkü, kadınlar hayvanları çocuğu gibi seviyor. Erkeklere ise önce ‘keçileri azarlamayacaksın, dürtüklemeyeceksin’ diye öğreterek başlıyoruz. Adam evde karısına bağırıyor. Geliyor keçiye de eziyet ediyor. Hayvanın süt verimi düşüyor. Kadınlar ise daha şefkatli, hijyene de daha çok önem veriyorlar. Hangi kadın yaptığı yemek bozulmuş olsa da onu birine yedirmeye çalışır? Asla yapmaz bunu. Ama erkekler öyle değil.”

Neler üretiyor?

Ürün gamında yüzde 100 keçi sütünden günlük pastörize keçi sütü, light keçi sütü, çikolatalı süt; keçi peyniri, light keçi peyniri, tulum, kaşar peyniri, dil, hellim, lor, sürülebilir keçi peyniri, armola, krem keçi peyniri, Baltalı Büşve evde yapılabilen kolay yoğurt bulunuyor. Keçi sütünden bebek maması üretimine başlayacağız. Tereyağımız haftaya raflarda olacak.

Anne sütüne yakın değerlere sahip

Keçi sütü anne sütüne en yakın değerlere sahip olan süt. Keçi sütündeki yağ proteinleri vücutta çabuk çözülür, inek sütü ve diğer sütlerin aksine anti alerjendir (alerjiye neden olmaması), içindeki laktoz miktarının çok düşük seviyededir, içindeki kalsiyum yapısı nedeni ile vücutta daha çok emilir. Ayrıca, keçilerin doğal organik hayvanlar olmaları nedeni ile herhangi bir hormon veya katkıyı bünyeleri gereği kabul edemediklerinden beslenmelerine bağlı olarak inek sütünde rastlanan kolesterol yapıcı özelliği bulunmaz. Bu nedenle gaz, şişkinlik, hazımsızlık gibi sindirim problemlerine sebebiyet vermez. Keçi sütü anne sütünden hemen sonra kullanılabilir.

Doktorlarımız ne zaman anne sütünden süte geçişe izin veriyorsa her bebeğin durumuna göre hemen keçi sütü verilebilir.

Keçi sütü anne sütüne yakın değerleri ile bebeklere sindirim rahatsızlığı vermeden anne sütünden geçişi sağlar. Burada sadece günlük pastörize yüzde 100 keçi sütü olması çok önemli.

Diyet yapanlar lor peyniri yemeli

Keçi sütü diyet yapan kişiler tarafından rahatlıkla tüketilebilir. Diyet yapanlara özellikle lor peynirini öneriyorum. Lor peyniri diğer peynir türlerine göre daha az yağlı bir ürün. Keçi sütünden ürettiğimiz lor peynirlerimiz hem sindirim sistemini düzene sokması hem de alerjik reaksiyonlara sebep vermemesi nedeniyle tüketicilerimiz tarafından oldukça fazla tercih ediliyor.