Film bütçesi nasıl şişirilir?
Geçen hafta sinema tarihinin en pahalılarından ve gişede en fazla yatan filmlerinden bahsetmiştik. Bunlardan biri, 130 milyon dolarlık (artı 81 milyon dağıtım ve tanıtım masrafları) bütçesi ve sadece 68 milyon hasılatı ile “Sahara” idi. Film bütçesi nasıl şişer onu bir inceleyelim dilerseniz
“Sahara”, Clive Cussler imzalı çok satan bir kitaptan uyarlama. 2005 tarihli filmde Matthew McConaughey ve Penelope Cruz başrolde idiler. Hit bir yazar ve hit iki oyuncu ile başarılı olması gerekirken, gişede ters yatan “Sahara” hakkında en çok konuşulan, bütçesinin nasıl kabardığı idi. Film bütçelerinin nelere harcandığı hep sır gibi saklanmıştır, bu yüzden bir şekilde sızan bu listenin sinema dedikodusu yapmayı sevenler için özel bir değeri var. Matthew McConaughey 8, Penelope Cruz 1.6 milyon dolar ücret aldılar. Bunlar normal, hatta Cruz’un ücreti düşük bile. Belki, Faslı yerel yetkililere “bahşiş” başlığı altında verilen 240 bin dolar rüşvetten sonra prodüksiyonun fazla parası kalmamıştır. Rüşvetlere, 24 bin dolarlık “politik destek” ve bir nehir yatağı projesi için bağışlanan 40 bin doları da ekleyebiliriz.
Oyuncuların aldıkları ücretler, Hollywood standartlarına göre yüksek değil ancak bir de savurdukları paralar var. Matthew McConaughey’in dostları ve eşrafı için 180 bin, asistanı için 125 bin, spor hocası için 70 bin, aşçısı için 48 bin, otel odasında sömürdüğü minibar için 7 bin dolar ödenmiş. Penelope Cruz’un kuaförü ve makyajcısı için harcanan toplam para 270 bin dolar, sadece bronzluk miktarını dengeli tutmakla görevli estetik uzmanına ödenen ücret 70 bin dolar. Aksanı azıcık toparlansın diye de bir konuşma hocasına 112 bin dolar harcanmış. Cep telefonu faturası ise 19 bin dolar. Bu tür abartılı harcamalar, tüm yıldızların kontratlarında bulunur.
Birkaç dakikalık bir tekne takibi sahnesinin bütçesi de, Hollywood’da paranın nasıl rahatça aktığını gösteriyor. Bir tekne ve onu takip eden askeri tekneden mürekkep sahne için bir milyon dolara iki sürat taknesi, 600 bin dolara iki savaş botu alınmış ve bunlar iş bittikten sonra sadece 700 bin dolara satılmış.
Callas’ın tek vârisi
Anna Netrebko’nun hikâyesi aynı masallardaki gibi. Çünkü 22 yaşındayken, St Petersburg’daki Mariinsky Tiyatrosu’ndaki temizlikçiliği sırasında, daha sonra ses hocalığını da yapacak olan orkestra şefi Valeri Gergiev tarafından keşfedilmiş ve konservatuara kabul edilmiş. İlk büyük rolünü 22 yaşında Mariinsky Tiyatrosu’nda Figaro’nun Düğünü operasında Susanna rolüyle üstlenmiştir. “Yeni Maria Callas” olarak da anılan Netrebko’nun bu yakıştırmayı hak ettiği yadsınamaz bir gerçek. Hem sesiyle hem de fiziğiyle “Diva”lığın bütün standartlarına ve hatta fazlasına sahip denilebilir. Aslında bir opera sanatçısına göre pop yıldızı kadar ilgi görüyor. 2004’te çıkardığı DVD, Beyonce ve Britney Spears’inkilerden fazla sattı. 15 Aralık’ta New York’taki Metropolitan Operası’nda Guno’nun Romeo Julliet’inde sahneye çıkacak olan 36 yaşındaki Diva’nın performansını görmek isteyenler biletleri çoktan tüketmiş. Yeni bir sistemle yer aldığı eserler belirli sinemalarda gösteriyle aynı anda naklen beyaz perdede de gösteriliyor. 2006 Mart ayında Netrebko, Avusturya vatandaşlığını aldı.