Festivalin başlamasına bir hafta kala 3 yeni film vizyonda

İnsan Lekesi (The Human Stain)
Pastel bir sevdanın soğuk hikayesi
Phılp Roth'un Pulitzer de dahil bir dolu ödül kazanmış romanı "İnsan Lekesi"nin perdeye uyarlanacağı haberi, sinema eşrafında bir sevinç dalgası yaratmıştı. Lakin "İnsan Lekesi", Anthony Hopkins, Nicole Kidman, Ed Harris ve Gary Sinise gibi, hem şöhretli hem de yetenekli oyuncuları kadrosunda barındırıyor olmasına ve Robert Benton gibi tarz sahibi bir yönetmen tarafından yönetilmesine rağmen, bu sevinç dalgasına layık olabilecek bir film olmaktan çok uzakta. Senaryo yazarımız Nicholas Meyer sağolsun, ırkçılıkla ilgili ironik ve altı dolu temalarla dolu bu hikayeyi, soğuk bir aşk öyküsünde temellendirerek cesur bir uyarlama için umutlanan bizlerin hevesini kursağında bıraktı. Profesör Coleman Silk'in gerçek yaşam öyküsünden yola çıkılarak çekilen projede, ırkçılık suçlaması ile işinden olan yahudi profesör Coleman Silk, karısının da ölümü ile yaşamdaki tek destekçisini kaybetmiş oluyor. Bu sırada kendinden hayli küçük Faunia ile bir aşk ilişkisine giren Silk, erkekliğini yeniden hatırladıkça yaşama daha da sıkı tutunmaya başlıyor... İnsan Lekesi, pastel renklerin hakim olduğu görselliğinden, hikayesine ve hatta oyunculuklarına kadar soğuk ve seyircisi ile mesafeli bir film. Bu soğukluğu bir parça kıran ise, Anthony Hopkins'in zarif oyunculuğu oluyor...

İsyan (Equilibrium)
2000'li yılların ilk kült filmiyle tanışmaya hazır olun
Bu haftanın sürpriz filmi ise "İsyan". Ülkemize 2 yıllık bir gecikme ile gelebilen bu ilginç bilim kurgu-aksiyon, insana zevk veren her türlü eylemin yasak olduğu, karanlık bir gelecekte geçiyor. Fragmanı ve afişleri ile ilk etapta herkese Matrix'i hatırlatan film, "Fahrenheit 451", "Blade Runner" ve "Brazil" gibi klasiklere göndermelerle dolu, üstüne üstlük Angus MacFadyen, Christian Bale ve Sean Bean gibi aktörler de başrolde. ABD'de 20 milyon dolara çekilip ancak 1 milyon dolar hasılat yapabilen, gösterimden kalktıktan sonra ise kulaktan kulağa dolaşan bir efsane halini alan yapımın senaryosu ve rejisi Kurt Wimmer'a ait. İsyan'ın öyküsü şöyle; Libria denen süper teknolojik ülkede savaş ve kötülük gibi iki tehlike tamamen yok edilmiştir. Başarının sırrı basittir; halka, mutlu olmak, üzüntü çekmek ve heyecanlanmak yasaktır. Kitap okumak ya da resim yapmak da suçtur. İnsanlar duygularını, her gün aldıkları, Prozium adlı güçlü bir ilaç yardımıyla frenlemektedir. Bu sisteme uymayan ise hemen yok edilmektedir... Ancak sistemin açıkları vardır ve ilacını içmeyenlerden biri bambaşka gerçekle karşılaşmıştır...

Polly Gelince (Along Came Polly)
Dünyanın en sıkıcı adamı aşık olursa
Bilen bilir, Hollywood komikleri arasında her daim farklı bir yeri vardır Ben Stiller'ın. Takipçisi de hayranı da farklıdır. Stiller, geçtiğimiz hafta gösterime giren "Çatı Katı"ndan bir gömlek üstün bu projede, sinema kariyerinde bir türlü aradığını bulamamış Jennifer Aniston ile işbirliği yapıyor. Polly Gelince, çeşitlilik göstermeye doğası elvermeyen romantik komedi türünün sevimli örneklerinden biri, Alec Baldvvin, Philip Seymour Hoffman ve Hank Azaria gibi yetenekli oyuncular da filmin bir diğer çekici özelliği. Bu çok bilindik öykü, zıt karakterdeki Reuben ve Polly'nin aşk öyküsünü anlatıyor. İyi bir kariyere sahip düzen takıntılı Reuben Feffer, ülkenin önde gelen sigorta şirketlerinden birisinde risk danışmanı olarak görev yaparken, kendi yaşamında zerre risk almamaya yeminli gibidir. Polly ise Reuben'ın tam tersi, hayatı bir oyun olarak gören, adrenalin müptelası bir maceraperesttir. 'Dünyanın en sıkıcı adamı' Reuben, karısı tarafından terk edilince, Polly'i son şansı olarak görmeye başlar.