'F-16’dan sonra bu uçağın kokpiti uzay mekiği gibi'
Üç ay önce Hava Kuvvetleri’nden ayrılarak Türk Hava Yolları’na geçen Solotürk ekibinin komutanı 38 yaşındaki Binbaşı Yalın Ahbab, görevini Yüzbaşı Yusuf Kurt’a teslim etti. Ahbab, “Hava Kuvvetleri’nin gözbebeğini uçururken, bir anda sivile geçince, en çömez siz oluyorsunuz. Ama bu böyle bir döngü“ diye konuştu...
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gözbebeği ekibi Solotürk’un kuruluş aşamasında yer alan, sonrasında ekibe komuta eden Binbaşı Sedat Yalın Ahbab, Hava Kuvvetleri’nden istifa edip, kariyerine sivil hayatta devam kararı alınca, birden gündem konusu oldu. “Tamamen özel nedenlerden dolayı istifa ettim” diyen 38 yaşındaki Ahbab ile yeni hayatını ve Solo Türk günlerini konuştuk...
‘Solo Türk ile 110 saat havada takla attım’
Hava Kuvvetleri’nde kaç yıl görev yaptınız?
1992 yılında Askeri Lise’ye girdim, 1999-2013 arasında da Hava Kuvvetleri’nde görev yaptım.
Peki, Solo Türk nasıl başladı?
Solo Türk’ü üç arkadaşımla sıfırdan kurduk. Görev çıktı; ‘Hava Kuvvetleri’nin 100’ncü yılı için böyle bir ekip kurulsun’ dendi, biz de gönüllü olduk. Gece gündüz çalıştık. Solo Türk, “tek Türk” demek, bu ismi birçok meslektaşımız ortak kararıyla verdik. Ben bu süreçte F16’yla uçmaya ve savaş pilotu eğitimi vermeye devam ettim, teğmen yetiştirdim. Hafta sonları da gönüllü olarak Solo Türk’le gösteriler yaptım.
Bu tempo yıpratmadı mı sizi?
Performans yüksek, ama alıştım zamanla. Biz sonuçta askeriz, görev neyse o yapılır! F16’da 2 bin saat uçtum. Son üç sene Solo Türk ile 110 saat gösteri uçuşu yaptım. Çok az bir saat gibi geliyor, ama 110 saat boyunca dönen, takla atan bir uçak düşünün, büyük efor. Hem fiziksel hem de psikolojik bir efor bu. Kolay değil tabii...
Nasıl bir bedensel eğitim gördünüz, bu formu nasıl koruyacaksınız?
Her gün spor yaptım ve yapmaya devam ediyorum. Havacılık bir yaşam tarzı. Bu yaşam tarzına ayak uydurmazsanız ya yorgun, ya da mutsuz olursunuz. Ben THY’ye geçtim ve dersler esnasında 20 gün içinde üç kilo aldım. Vücut alışmış zorlanmaya, spor yapmaya. Hemen “dikkat etmem gerek” dedim ve sporu biraz daha artırdım. Yediğime dikkat etmeye başladım.
‘Ayrılırken F-16’tımı okşayıp vedaştım’
Hava Kuvvetleri’nin gözbebeğini uçururken, THY’de ikinci pilot olacaksınız. Ne hissediyorsunuz?
Ben şimdi ikinci pilot adayıyım, bu hayatın standart bir döngüsü. Askeri Lise’ye gidiyorsunuz, son sınıf öğrencisisiniz, Harp Okulu’na geçiyorsunuz yine çömez oluyorsunuz. Okul bitiyor, teğmen çıkıyorsunuz, yine en çömez sizsiniz. Pilot olup, kıtaya çıkıyorsunuz yine en tecrübesiz sizsiniz. Solo Türk’ü uçuruyorsunuz, bir anda sivile geçince, yine en çömez sizsiniz. Bu böyle bir döngü. Çok da keyifli bir döngü, sürekli kendinizi yeniliyorsunuz.
Hava Kuvvetleri’nden ayrılırken duygusal olarak neler yaşadınız?
Ayrılmak tamamen şahsi kararım ve özel nedenlerimden. Çok uzun yıllar yaptığım için de burukluk oldu ama kendim karar verdiğim için yeni yaşantıya hazırlıklıydım. En son Solo Türk uçağıma gittim, onu okşadım. Duygusal bir bağ vardı aramızda. Ve vedalaştım.
Komutanlar ne tepki verdi?
Komutanlarımızdan büyük saygı duyduk yıllarca. Havacılık profesyonel bir sistem, emniyet ön plandadır. THY’de buna konfor da eklenecek. Zaten kalsaydım Solo Türk’e komutanlık yapmayacaktım, bizim anlaşmamız böyleydi, her yıl bir başkası liderlik yapacak diye.
Kişisel nedenlerden dolayı ayrıldım
Solo Türk’ten sonra ticari uçak uçurmak tuhaf gelmeyecek mi?
İkisi çok farklı şeyler, bir tanesi bir savaş aleti. Apayrı bir mentalite ile ve tamamen manuel el kuvveti ile kumanda edilen bir alet. Bizim F16’da da oto pilot var, ama biz onu sadece uzun ülkeler arası uçuşlarda çok nadir kullanırız. Orada pilotaj çok daha ağırlıklı. Savaşmak için yetiştirildiğimiz için beyin farklı işliyor. THY’de ise arkadaki yolcu nasıl konforlu gider, emniyetli şekilde standartlarından ayrılmadan süreç yönetimi yapıyorsunuz.
Zor olmayacak mı bu geçiş?
İkisi de pilotluk, tabii ki zor olacak. Biz F16’da nadir olarak oto pilot kullanırken, şimdi şirketin bizden beklentisi oto pilotu çok daha fazla kullanmak. Standartlardan ve oto pilottan çıkmak tercih edilen bir şey değildir ticari uçuşlarda ki yolcu hep aynı konforu yaşasın, aynı emniyette gitsin...
Aileniz endişelenmiyor muydu Solo Türk gösterilerinde?
Tedirgin oluyordu tabii, seven birisi tedirgin olur. Benim kendi oğlum yapsa, ben bile tedirgin olurum. Ama ailem hep destekledi beni, bu kararı alırken de “Mutlu olacaksan ayrıl” dediler.
Neden ayrıldınız?
Üzerine basarak bunu söylemek istiyorum, tamamen özel sebepler. Hafta içi görevlere katılıyorsunuz, teğmen yetiştiriyorsunuz, hafta sonu tamamen gönüllülük esasına göre Solo Türk ile gösterilere katılıyorsunuz. Sıfır ekstra kazanç ile. Çünkü gönüllüsünüz, böyle bir beklenti de yok zaten. Ayrıldığınız zaman sosyal medyada “kaçtı gitti”, “para için ayrıldı” diye yorumlar yapılıyor. Hiçbir miktarda para F16’yı bırakmaya sebep olamaz.
Kazancınız artacak ama?
Ama harcamam da değişecek. Hayat standardımda ise bir değişiklik olmayacak olsa bile bu benim fikrim ve ayrıldım. Bana “kaçıyor” diyenlere cevap bile veremiyorum.
Tükenmişlik sendromu mu yaşadınız?
Hayır, biz askeriz, zor şartlarda görev yapmak için eğitildik biz.
‘Okula yeni başlamış bir öğrenci gibiyim’
Sizinle 79 pilot ayrıldı. Siz de mecburi hizmetin uzatılacağından dolayı mı ayrıldınız?
Ben mecburi hizmetimi doldurduktan iki sene sonra ayrıldım.
TSK sizi küstürdü mü?
Beni Solo Türk pilotluğuna layık gören bir Hava Kuvvetleri’ne nasıl küserim? Böyle bir şerefi bana layık gören kuruma küsmek ayıptır, vefasızlıktır.
THY’nda eğitimler nasıl?
THY bu işi nasıl yapıyor bunu öğreniyorum. Çok ciddi kurallar var. Arkadaşlarım, “Sen o kadar F16 uçurmuş adamsın, ne gerek var bu kadar eğitime” diyorlar. Ben Airbus simülasyon kokpitine ilk girdiğimde “Bu ne ya” dedim, bana uzay mekiği gibi geldi. Tek tanıdık şey, gaz kolu ve levye! Bir tek onlar aynı F16 ile. Apayrı sistemler, uçuş karakteristikleri var burada. Özellikle yoğun trafikte Londra, Amsterdam gibi havalimanlarına inme eğitimleri baş döndürücü. Bu da ayrı bir stres. Yeni okula başlamış çocuk gibiyim. Zorluklar azalmadı, şekil değiştirdi.
‘Uçak Flight filmindeki gibi asla ters dönmez’
Danzel Washington’un filminde uçağı ters indirmesini bir akrobasi pilotu olarak yapabilir misiniz?
Uçak buna izin vermez! Airbus’ta pilot uçağı yatırmak istese de, bir noktadan sonra uçak “Bu ne yapıyor” diyerek kumandayı sizden alır ve uçağı düzeltir. Yine deneseniz, yine düzeltir.
Savaş pilotları ilk selfie akımını başlatanlar. Siz de çektiniz. Nasıl oluyor uçakta selfie?
Ben de çektim ve fotoğrafı paylaştım, yurtdışındaki bir selfie sitesinde 800 bin beğenme aldım. O zaman ‘selfie’ diye bir şey yoktu. Biz poster için kullandık, demek ki ‘selfie’ çekmişiz.
Hız tutkusunun bağımlısı oluyorsunuz nasıl gidereceksiniz bunu?
Adrenalin bağımlılığım küçüklükten beri var, motora biniyorum, ama ara verdim. Belki serbest paraşüte başlarım. Adrenalin mutluluk yöntemi...
‘Pilot birkaç adım önde uçmak zorunda, yoksa geç olur’
Solo Türk’le uçmak nasıl bir şey? Vücut nasıl tepki veriyor?
Bir kere gösteriye çıktığımızda asla bir soru işareti olmuyor kafamızda. Beynen ve fiziken hazır olunuyor. Üç önceki hareketi biliyoruz ve ona göre uçuyoruz. Pilot, uçağın önünde uçmak zorunda! Bu, bir kuraldır. Bunlar sonuçta hızlı ve dinamik aletler. Gerektiği anda düşünüyorsan, o zaman çok geç kalmışsındır. Gösteri pilotluğunda, biraz daha önde düşünmek gerekiyor. Çünkü sürekli dönen bir şeyin içindesin ve sağlıklı düşünmeni engelleyecek fizyolojik şartlar var. Gösteriden 10 dakika önce de tek başına kalıp kafamda hareketleri tekrar edip planı yapıyorum. Vücut alışıyor bu G kuvvetine.
Kaç G yiyorsunuz?
9 G. İyi rakam. Normal F16’da da 9G yeniyor ama bizimki sürekli. 15 dakikalık gösteride ortalama 6 “G” vücuttan çıkmıyor. Formula 1’deki G kuvvetinden farklı bir G bizimkisi. F1’de göğüsten ileri geri baskı gelir, bizimki ise tüm vücut yukarıdan aşağıya ya da aşağıdan yukarıya o muazzam kuvveti yiyorsunuz. Çaycının çay tepsisini çevirmesi gibi bir şey ve siz çaysınız düşünün duyguyu.