En sık duyduğum cümlelerden biri ‘Ne kadar güzelmişsiniz’
Ünlü oyuncu Şenay Gürler, artık bir tiyatro sahibi. İki ortağıyla beraber Craft adlı bir tiyatro açtı... Haftanın altı günü “Hayat Devam Ediyor” dizisinde rol alan, tek tatil gününde de kendi tiyatrosunda Kayıp adlı bir oyun oynayan Gürler pek çok reklam filminin de sesi. ”Sokakta beni sesimden tanıyanlar çok fazla. ‘Aa sizi tanıdım. Ama siz ekrandakinden çok daha güzelmişsiniz. Üstelik de daha zayıfmışsınız’ en çok duyduğum cümlelerden” diyen Gürler (46), genetik açıdan şanslı olduğunu söylüyor.
Rol aldığınız “Hayat Devam Ediyor” nasıl gidiyor?
Çok yoğun gidiyor... Şimdi 30. bölümü çekiyoruz; 32. bölümde ara vereceğiz.
- Yapımcınız Mahsun Kırmızıgül’le önceden tanışıyor muydunuz?
Yok, daha önceden tanımıyordum. Ama beni kendisine önermişler; şimdiki yönetmenimiz de çok istemiş benim rol almamı. Konuştuk ama başta programım uymadı. Sonra tekrar tekrar konuştuk ve “hiç olmayacak” derken oldu.
- Mahsun Bey’le çalışmak nasıl?
Mahsun’la çalışmak harika bir şey. Yapımcı olarak, insan olarak, hayattaki duruş olarak Mahsun’u çok seviyorum. Çalışmak da çok keyifli.
- Rolü kabul etmeden önce tereddüt ettiniz mi? Çünkü yıllarca canlandırdığınız Avrupa Yakası’ndaki Fatoş çok seksi, şehirli bir kadındı oysa Cennet köylü bir kadın....
Hem de çok tereddüt ettim. Çünkü insanlar neredeyse altı yıl beni Fatoş olarak izledikten sonra hemen kabul edemeyecekti. Şehirli bir kadından kuma gitmiş bir kadına geçiş... Üstelik ilk defa bir köylü kadın oynadım. Tereddütlerimi gidermemde Mahsun’la yüzyüze konuşmamızın çok etkisi oldu ve tabii oyuncu kadrosunun da...
- Mahsun Kırmızıgül’e burun kıvıran bir kesim var... Bu anlamda da cesur bir adım mı attınız diziye “evet” diyerek...
Şu ana kadar oynadığım rollere bakarsak cesur bir adımdı. Ama Mahsun kamerayı, ne istediğini çok iyi bilen birisi; tanımadan burun kıvırmak çok yanlış.
- Gidip Doğu’daki kadınlarla konuştunuz mu?
Hayır, konuşmadım. Ancak benim babam Adıyaman’lı. Çocukluğumda onlarla bir arada çok bulundum.
‘Hâlâ bana Fatoş diye seslenenler oluyor’
- Cennet olarak role hazırlanma süreniz kısaldı değil mi?
Evet, süre çok kısaldı. Fatoş’ta makyaj yapıyorduk; şimdi makyaj neredeyse hiç yok. Saçlarla da neredeyse hiç uğraşmıyoruz.
- Peki Cennet, Fatoş’un önüne geçti mi?
Hâlâ önüne geçmedi. Yolda “Fatoş” diye seslenenler çok oluyor. Ama son durumu bilmiyorum çünkü dışarı çıkmıyorum. Malum tiyatro kurma çalışmalarım da vardı, pek gezemedim bu aralar.
- Komedi mi dram mı size daha uygun?
Hep kolay sanılır ama inanın, komedi de oyunculuk adına çok zor. Dramı da çok seviyorum ama komediyi bir parça özledim sanırım.
‘Dizi çekmekten yoruldum’
- Avrupa Yakası’nın hemen ardından başka bir dizide rol aldınız. Dizi çekmekten yorulmadınız mı?
Açıkçası yoruldum, tatil gelse de dinlensem diyorum. Ama zor gözüküyor. Bir tiyatro kurduk ve tiyatrodan para kazanılmıyor. Tiyatronun işleyebilmesi için para kazanmanız gerekli. Neyse ki ben çalışmayı seven biriyim. (gülüyor)
- Kurduğunuz Craft adlı tiyatronun oluşum süreci nasıl gelişti?
Önce Craft Atölye kuruldu ve biz onlara destek olduk. Sonra tiyatro kurma fikri ortaya çıktı. Üç ortağız; Çağ Çalışkur, Bahar Bahar ve ben... İpek Bilgin de her yönden bize destek; oyuncumuz, yönetmenimiz... Her zaman tiyatrom olsun istiyordum. Çok heyecan verici benim için. “Tiyatrom var” demek ve burada istediğim oyunları istediğim şekilde oynayabilecek olmam büyük bir lüks. Bu lüksün nedeni de dizide oynayıp para kazanmam.
‘İki yıldır cilt bakımına bile gidemedim’
- Nasıl oluyor da bu kadar enerjik oluyorsunuz?
Hiç durmadığım için, hep koşuşturduğum için belki de... (gülüyor)
- Hiç yaşlanmamayı nasıl başarıyorsunuz?
Genetik diyebilirim yoksa iki yıldır cilt bakımına bile gidemedim. Vaktim yok ki... Annemin de cildi çok güzeldi. Sadece cildimi temiz tutuyorum, ağır yemekler yemiyorum.
- Sizi sesinizden tanıyorlar mı?
Evet tanıyorlar. “Sizi sesinizden tanıdık. Aaa televizyondan çok farklı görünüyorsunuz. Ne kadar zayıfmışsınız; daha güzelmişsiniz” sık sık duyduğum cümleler...
- Film seslendirmesi yapıyor musunuz?
Turkcell’in sesiyim. Başka reklam seslendirmelerim de oluyor. Ancak film seslendirmeye vaktim yok. Zaten çok bozuldu...
‘Tiyatro nefes aldığım ve mutlu olduğum yer’
- Ne zaman açıldı Craft?
Bir buçuk ay önce açıldı. 5-6 aydır nasıl oyunlar sergileyeceğiz, nasıl bir çizgimiz olacak diye konuşuyorduk. Şimdilik Vincent River (Uğrak Yeri) ve Kayıp adlı iki oyunumuz var. Vincent River, eşcinsel oğlu olan bir annenin yaşadıklarını anlatırken, Kayıp 12 Eylül sabahını anlatıyor.
- Kaç kişilik bir tiyatro burası?
40-50 arası.
- Haftada kaç gün oynuyorsunuz?
Aslında biraz sezon sonu açıldık. Çünkü önümüzdeki sezona eksiklerimiz neler görelim istedik. Kayıp haftada bir gün (Cuma) oynuyor, Vincent River (Çarşamba-Perşembe) ise haftada iki gün oynuyor. Bir gün de Craft Atölye’deki gençlerin rol aldığı Kaset (Pazartesi) diye bir oyunumuz var. Önümüzdeki sezon için iki oyun daha ilave edeceğiz bu listeye. Bir repertuar tiyatrosu haline gelmek istiyoruz.
- Haftanın altı günü dizi çekip, tek tatil gününüzde de tiyatro yapıyorsunuz...
Tiyatro benim nefes aldığım ve mutlu olduğum yer.
- Tiyatronuz kendi kendini döndürebilseydi yine de dizilerde rol alır mıydınız?
Böyle bir şey hiç olmayacağı için aklıma bile gelmedi açıkçası... Ama dizileri küçümsemiyorum, çünkü televizyon geniş kitlelerce tanınmayı sağlıyor. Devamlı pratik yapma şansı da veriyor...
- Şehir Tiyatrolarının özelleşmesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Sanat belli bir kesimin hükmü altında olmamalı. Sanat devamlı gelişebilmeli. Bu, sanatın her dalı için geçerli. O sanat dalının özgürlüğünü elinden alırsanız tek tipleşmeye mahkumdur.