En keyif aldığımız şey spor konuşmak
Selçuk ve Hakan Ural... Yakışıklı, genden yana şanslı, kendine bakan ve yaşlanmayan bir baba oğul onlar. Yılardır üye oldukları Levent Tenis Kulübü‘nde buluştuk ve babalıkla ilgili kelimenin tam anlamıyla her şeyi konuştuk...
Baba oğul neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Hakan Ural: Aslında hoşlanırdık diyelim. Çok uzun süredir öyle bir lüksümüz olamıyor maalesef. Biz tenis oynardık. Bir de ikimizin sporcu yönü olduğu için spor konuşmaktan çok hoşlanıyoruz doğal olarak.
Hakan Fenerli, baba Galatasaraylı. Aradaki çekişme nasıl oluyor?
Hakan U: Keyifli tabii. Hayatın bir parçası, unsuru. Babam çok iyi bir Galatasaraylı, ben iyi bir Fenerbahçeli olduğumu düşünüyorum. Bunlar ülkenin renkleri. Ölümlü dünyada insan hobileriyle var. Bunlar da bizim hayattan keyif aldığımız ufak tefek parçacıklar. Tenis oynamamız, spor konuşuyor olmamız en zevk aldığımız şeylerin başında geliyordu.
Fotoğraflar: Barış ACARLI
Sizin oğlunuzla geçirdiğiniz vakitler nasıl oluyor genelde ?
Hakan U: Onu da maalesef fanatik yaptık. Amerika’dan takip ediyor. Spor bizim hayatımızın bir parçası. Mesela Engincan bu sene üniversiteyi bitirdi. Geldiğinde direkt tenis oynuyoruz onunla. Maçlara gidiyoruz. Fırsat buldukça basketbol ve futbol oynuyoruz. Yani onda da rekabetçi bir yapı var.
Siz çok erken baba oldunuz. Şimdi de iki buçuk yaşında bir kızınız var. O zamanki baba Hakan Ural ile şimdiki baba Hakan Ural arasında bir fark var mı?
Hakan U: Var tabii. Yani duygularımı içten yaşama anlamında var. Çok hızlı yaşıyorduk o zaman bazı şeyleri. İşler güçler... Farkındalıklarımız daha da başkaydı. Hayata bakış açımız da öyle. Yaş ilerledikçe daha da duygusallaşıyor insan. Ama o yaştaki dinamizmimiz de yok. Bir terazi gibi bakacak olursanız, düşünsel hayatı yaşayış bazında bugün daha bir olgunum. Hayatı da babalığı da öyle yaşıyorum.
Babamı 17 yaşımda tanıdım
Babadan aldığınız en değerli öğüt nedir?
Hakan U: Babam hep “Spor yap” derdi. Ben de derdim ki, “Ne alaka?” Otuzlu yaşlarıma gelince bir gün ona bu algımı söyledim, güldü. Bana izah etti. “Hakan spor yapan adam fit olur, fit olan adam kendini beğenir. Kendini beğenen adamın toleransı olur hayatta. Çünkü iltifat alır, iltifat aldığı zaman morali yüksek bir adam olacağı için daha az hata yapar.’ Ve söylediklerinin hepsi de doğru. Bu söylediğini hiç unutmam ve hep önemserim.
Çocuklarınız ilerde ne yapsınlar istersiniz?
Hakan U: Beni anneannem büyüttü, babamı 17 yaşında tanıdım. Bir çocuğun isteği her ne olursa olsun annesini ve babasını eleştirse bile hep yanında görüp, onları hissetmektir. Ben çocuklarım ne karar alırlarsa alsınlar hep onların yanlarında olacağım.
Hakan fanatik FB’li, ben GS’liyim ama fanatik değilim
Siz sıkı bir Galatasaraylısınız ama oğlunuz Hakan Bey Fenerbahçeli. Aranızda bir çekişme oluyor mu?
Selçuk Ural: Oluyor, olmaz mı? O dayısıyla büyüdü annesinin yanında. Dayısı Fenerliydi, Hakan’ı da fanatik yaptılar. Ben öyle değilim mesela. Abim de Fenerbahçeli. Yendikleri zaman tebrik ederim ama Hakan, başka bir boyutta. Gençlere hep söylüyorum, böyle bir fanatizm olmamalı.
Siz spor yapmayı hiç bırakmadınız sanırım?
Selçuk U: 50 yıldır spor yapıyorum. Sporda birinciliklerim var. 1998’de ameliyat oldum, ondan sonra müsabakayı bıraktım. Ama hergün salondayım. Bizim jenerasyondan çok az kişi var böyle. Sağlıkla çok uğraşan biriyim. Birçok konuda derin bilgilerim var. Yıllardır uğraş veriyorum. Bir kitap çıkaracağım umarım. Şimdi Bodrum’a gidiyorum. Bir arkadaşımın oteli var orada. Hem albüm hazırlığı içinde olacağım hem de orada çalışacağım. Çok da güzel şarkılar yaptım. Selami Şahin sağolsun birkaç parça yaptı. Sezen Aksu da sağolsun yardımcı oldu.
Genetik olarak çok dinç ve çok yakışıklısınız. Bunu neye borçlusunuz? Selçuk U: Şimdi bazen Hakan’a diyorum ki, günde üç defa elimi ayağımı öp; otuz yaşındakiler kel. Hakikaten öyle. Bu fastfoodlar mahvetti milleti. Genetik çok önemli ama en önemli şey ter atmak. Bu kulüpteki müsabakalarda hep birinci seçilirim zaten. Sahadan iki üç kilo ter atmadan çıkmam.
Oğlunuza verdiğiniz en büyük öğüt neydi?
Selçuk U: Oğluma verdiğim en büyük öğüt, şöhretli bir isimle evlenme idi. Bir de mesleğine iyi sarıl. O konuda biraz kavgamız oldu. Ben konservatuar mezunuyum.
Biz Elvis Presley de söyledik Frank Sinatra da. Sonra Türkçe pop söylemeye başladık. Yani köken çok önemli. Dolayısıyla Hakan ile bir tek o konuda anlaşamadık. Hakan iyi bir çocuk. O da spor delisi, her gün sporunu yapar. Şimdi de çok mutlu bir izdivacı var. Ondan beklediğim, istediğim buydu.
Spor aşkını sizden öğrenmiş...
Selçuk U: Üzüm üzüme baka baka kararmış ya. Buraya gelir beni seyrederdi. Bayağı iyi bir tenisçi, sporcu oldu.
Torunlarla ilişkiniz nasıl?
Selçuk U: Ben çok genç dede oldum; 43-44 yaşında. Bir nevi rekor. Fakat Hakan’ın ailevi nedenlerinden dolayı çok sık görüşemedik. Sonra çocuklar büyüdü dışarda görüşmeye başladık. Onlar iyi yetişsin de ben az göreyim razıyım.