Ekmek Teknesi için de "bir başka tarikat yazdırıyor " demişlerdi... (1)
Mafya söylentilerinden sonra 10 yıllık "zikir" fotoğraflarıyla bir kez daha sarsılan Kurtlar Vadisi dizisi, yapımcısı Osman Sınav tarafından Hasan Kaçan ve ekibine devredildi. Kaçan, dizide senaristlik ve oyuncukluk yapan "Şaşmaz Kardeşler," tarikat ve "mafya bağlantısı" söylentileriyle ilgili bütün bildiklerini açıklıyor...
80'lerin başında Eşek Herif ve Cork adlı iki çizgi karakterle adını duyduk. Efsanevi Gırgır dergisinin en gözde çizerlerinden biriyken henüz 20 yaşlarındaydı. Karikatürist olarak ününün doruğundayken dine döndü, dışlandı. 10 sene sonra Ekmek Teknesi'nin Heredot Cevdet'i olarak karşımıza çıktı. Kurtlar Vadisi'nin tarikat söylentileri ile çalkalandığı şu günlerde Osman Sınav'ın "bayrağı devrettiği" üç kişilik grubun başında o var: Hasan Kaçan.
* Mahallenin en aykırı çocuğu ve sürekli olarak onu döven babası... Eşek Herif hangisiydi?
- Aslında ikisi de. Bugün, benim de oğluma eşeklik yaptığım oluyor.
* Eşek Herif, bulunduğu çevrede düzene başkaldıran bir çocuktu. Bu bilinçli bir seçim miydi?
- Yok. O zaman 20'li yaşlardaydım. Dolapdere'de öyle bir mahallede büyümüştüm. Şu an Ekmek Teknesi'nde nasıl bir mahalleyi anlatıyorsam, onca yıl önce Eşek Herif'te aynı mahalleyi anlatıyordum.
* Peki Cork? Şekilsiz bir yaratık, var olmayan bir lisanla 12 Eylül sonrasının en sert muhalefetini yaptı. O da mı bilinçsiz seçimdi?
- Cork'lar, önceleri karikatür karelerinin kenarına çizdiğim, minik yaratıklardı. Kendilerine has bir dilleri vardı. Birkaç okumadan sonra insanlar onun konuşmasını çözebiliyordu. "Ölürtem telbime tekne" dediği zaman, "Ölürsem kabrime gelme" dediğini anlar olmuşlardı.
* Cork'lar nasıl politize oldu?
- Tam 12 Eylül'e denk düştü. Gırgır kapatıldı bir süre. Açıldıktan sonra da bir sürü yasaklar vardı. Cork orada kendi başına, Kenan Evren'e karşı ciddi muhalefet yaptı. Ben Heten Keten diye imza atıyordum. Diyelim ki bizi çıkardılar mahkemeye... Savcı iddianameyi okuyor. "Heten Keten, 'En büyük ceppon müdüdetdetii' demek suretiyle komünizm propagandası yapmıştır..." diyecek. Komik olurdu...
* O ne demek?
- Cork'ça, "En büyük Japon mucizesi." Arkadan Turgut Özal geldi. Cork ona da karşıydı.
* Biraz da Oğuz Aral'dan söz etsene.
- Kurtlar Vadisi'ndeki o söylentiler ve resimler çıkınca, bir gazeteci aradıç "İnternette bir haber dolaşıyor, size Ekmek Teknesi'ni de bir başka tarikat yazdırıyormuş. Bir tarikata üye misiniz" diye sordu. "Evet" dedim. "Mizahi tarikatına üyeyiz. Ben, Latif Demirci, Gani Müjde, Behiç Pek. Hepimizin piri de Oğuz Aral'dır." Oğuz Abi bizim ustamız, babamızdı.
* Ama ondan koptunuz...
- Şimdi, "Ekmek Teknesi" ve "Kurtlar Vadisi"ni bizim ekip Osman Sınav'dan devraldı. Daha doğrusu Osman Sınav bu projeleri devretti.
* Ne alâkası var?
- O kadar birbirine benzer şeyler ki... Oğuz Abi belli bir yere geldikten sonra bayrak teslimim nedense yapmadı. Bize yeni imkânlar açması lazımdı. Osman Sınav'a gelince, o da artık en üst noktaya çıkmış. Demiş ki, ben bu ekibe güveniyorum ve bayrağı bunlara devrediyorum.
* Yani Osman Sınav'ın yapımcılığı bırakmasında başka bir etken yok?
- Yönetmenlik payesini hiç gocunmadan asistanına devreden adam, geriye çekilmek istediğinde yapımcılığını da en güvendiği kişiye devredecektir. O kişi de senarist Raci Şaşmaz ve ekibidir.
* Kurtlar Vadisi'nin üzerine yapılan spekülasyonlar, tarikat laflarının çıkması, diziye zarar verir mi?
- Gazeteler çarşaf çarşaf Necati Şaşmaz'ın Sema fotoğraflarını bastı. Geçen gün havaalanında millet kuyruğa girmiş, o fotoğrafı imzalatıyor. Türk milleti bu, nasıl baş edeceksin? NATO toplantısında Sema gösterisini izleyen Bush'un fotoğrafını basıp "Bu adam tarikatçı" demek ne kadar saçmaysa bu da öyle.
* O Sema gösterisi nerede yapılmıştı?
- Eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek açıkladı. Onun Kültür Bakanlığı sırasında, Ankara Kültür Merkezi'nde yapılan gösteriden bir fotoğraf. Ahmet Yesevi'yi anma törenlerinden. Bu fotoğraflar ve video kayıtları bakanlığın arşivinde zaten var. Gizli bir şey değil ki? Ama sunuş ve zamanlama enteresan. Dün benim aranıp "Ekmek Teknesi'ni başka bir tarikat yazdırıyormuş" denilmesi de enteresan. Bütün bunların sezon sonuna denk gelmesi, dizilerin bir dahaki sezon anlaşmalarının yapılacağı bir döneme rastlaması daha da enteresan. İşin içinde başka hesaplar var.
* Ne gibi hesaplar?
- Maddi hesaplar. Pastanın paylaşım meselesi olabilir. O pasta bize gelsin diye.
* Pastadan pay almak isteyen, karalama kampanyası yapar mı?
- Belki de pazarlık sırasında kendi gücünü arttırmak içindir.
* Senarist Raci Şaşmaz'ın, kardeşi Necati Şaşmaz'ı başrole taşımak için Çakır'ı öldürdüğü söyleniyor.
- Derler abi. Bir fıkra vardır. Çok meşhur bir kayıkçı varmış. Kayığına aldığı hiçbir kadın elinden kurtulamazmış. Bir gün bir kadın "Bu kayıkçı bana dokunamaz" diye binmiş kayığa. Gerçekten de adam ne yapsa boş. Başlamış "Derleer... Derleer" diye kürek çekmeye. "Ne diyorsun, ne derler" demiş kadın. Kayıkçı cevap vermiş: "Sen bu kayığa bindin ya, ben şana dokunmasam bile dokundu derler." Gerçek şu. Çakır'ın rolü bir yerde bitecek, Polat öne çıkacaktı. Öyle de oldu. Bunu Oktay da baştan beri biliyordu. Peki Oktay Kaynarca, Raci Şaşmaz'ın kardeşi miydi? Oktay'ı oraya kim getirdi?
* Belki de Raci Şaşmaz işin bu kadar büyüyeceğini bilmiyordu.
- Bilmez mi? Bu dizide hiçbir şey rastlantı değil.