Gazete Vatan Logo

Dünyanın 'bitmesine' kaç yıl kaldı?

Bugün hava güneşli diye seviniyor musunuz? O zaman hevesinizi biraz kursağınızda bırakalım...

Kış ortası güneşli güne uyanmak mutlu eder insanı. İçindeki keyif düşkünü kış uykusundan uyanır, ne iş yapabilirsin, ne de televizyon izleyebilirsin. Bilgisayar ekranı bile sana gözükmek istemez, kararır güneş altında. Ne zamandır buluşamadığın arkadaşlarını arar, açık havada keyif çatmaya en elverişli kafenin peşine düşersin... Ne yazık ki bu kış gördüğüm güneş beni hiç mutlu etmiyor. Bugün Şubat’ın 13’ü ve hava üç büyük ilde de 16 derece... Haftaya 20 derecenin üzerine çıkacak! Bugün Van bile sıfırın altında değil. Mutlu değilim, tam tersi içim acıyor. Çünkü seyrinde gitmeyen her hava olayı bana onu hatırlatıyor.

NEREYE GİTSEM AYNI!

Türkiye şiddetli kuraklığa girmiş, Sapanca Gölü kuruyor, su kaynakları birer birer tükeniyor. Ben hep onu düşünüyorum. Türkiye’den gideyim diyorum. İngiltere’ye kaçayım mesela? Görüyorum ki İngiltere de bu sene selden başını kaldıramıyor. Amerika’ya gidecek olsam; Amerika da tarihinin en soğuk kışlarından birini yaşıyor. “Ondan bir türlü kurtulamayacağım” derken aklıma rotayı beklenmedik bir yerlere kırmak geliyor. Kongo’ya mesela? Yok. Etiyopya? I-ıh. Pakistan? Kenya? Hepsi tehlike altında. İklimsel anormallikler en sert gelişmemiş ülkelerde yaşanıyormuş. Filipinler geliyor aklıma, tüylerim ürperiyor.

HERKES O RAPORU BEKLİYOR

Belli ki sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde anormal hava koşulları hayatın normal bir parçası olmuş.Uzmanlar daha da fazlası gelecek diyor, daha sık ve daha şiddetli. Binlerce bilim adamından oluşan uluslararası bir kuruldan bahsediliyor: IPPC.Obama’dan Avrupa Birliği’ne bir çok kişi ve kurum bu sıralar soluğunu tutmuş, IPPC’nin açıkladığı raporları takip ediyor. “30 yılımız kaldı” diyor bilimadamları. “İklim değişikliği yüzünden gerçekleşecek büyük felaketlere hazır olun”. O an anlıyorum ki ondan kaçarak kurtulamayacağım. Hiçbirimiz kurtulamayacağız. Çünkü bir tane dünya var. Her gün zengini fakiri, yaşlısı, genci, milyarlarca kişi o dünyaya uyanıyoruz. Ve kabul etsek de etmesek de o dünyanın iklimi hızla değişiyor.

'OH OLSUN DİYORUM!'

Bu konuda ne hissedersiniz bilmiyorum ama ben “iklim değişikliği”ni aklımdan çıkaramıyorum. İnkar, artık işlemiyor. Kabul etsem, her şeyi bırakıp bu işle uğraşmam gerekecek. Hayallerimin peşinden koşmaktan bu yüzden vazgeçeceğimi hiç düşünmemiştim; istemiyorum. Sonra bir “Banane, oh olsun”cu çıkıyor içimden. “Kendi kısa dönemli zevklerine, çıkarına odaklı yaşayan bu insan ırkı yok olup gitmeyi çoktan haketti” diyorum. O zaman da aklıma bir Amerikalının çevreye verdiği zararın onda birini vermeyen, yine de felaketlerden ondan çok daha fazla etkilenecek olan Etiyopyalı geliyor. Bu felaketlerin geldiğini bile bile kömür peşinde koşmaya devam eden şirketleri, gereğini yapmayan devletleri düşünüyor, hak, adalet damarından yakalanıyor; sinirleniyorum.

Sizi bilmem ama ben bu kış günü güneşin keyfini çıkarmak değil, yağmuru, karı, kapkara bulutları geri getirmek istiyorum.

Haberin Devamı