Dört dakikada 1 çift boşanıyor
Avukat ve yazar Cengiz Hortoğlu son dönemde artan boşanmaları değerlendirdi. Eşlerin boşanma gerekçelerini farklı gösterdiğini belirten Hortoğlu “Boşanmaların nedeninin “Şiddetli geçimsizlik” olarak gösterilme oranı yüzde 95. Oysa aldatma nedeniyle boşanma yüzdesi 30“ diyor.
TÜİK verilerine göre ayda 10 bin 909, günde 363, bir saatte 15, dört dakikada bir çift boşanıyor. Ancak internetin olumsuz kullanımı iletişimi sıfırlıyor ve aldatmaları artırıyor. Geleneksel evlikliklerde boşanma kararı çok zor alınıyor. Özellikle görücü usulü evliliklerde boşanma davasında kadınlar hiç gelmiyor, anneleri babaları geliyor davaya. Aldatma nedeniyle boşanmalar gerekçe olarak mahkelemele çok az yansır. Çiftler başka bir gerekçe sunarlar genellikle. Türkiye’de boşanma davalarının gerekçesini “Şiddetli geçimsizlik” olarak gösterilmesinin oranı yüzde 95’tir. Oysa ki gerçek bu değil, bizim 780 kişi üzerinde yaptığımız bir araştırmada, aldatmanın boşanmalardaki nedeni yüzde 30.
Statü sahibi kadın şiddeti saklıyor
Üniversite mezunu kadınlar şiddet gördükleri zaman statüleri gereği bunu mahkemeye yansıtmıyorlar. “Aman kimse duymasın” diyorlar ve eşleriyle kendi aralarında “şiddeti boşanma” gerekçesi ile anlaşmalı olarak boşanıyorlar. Kariyerime zarar gelmesin diye bakıyor şiddet gören eğitimli kadın. Hatta biz avukatlarından bile gizliyorlar, son anda açıyorlar yaşadıklarını.
Her dört kadından biri Facebook’ta aldatılıyor
Aldatmaların temel nedeni artık internet. Her dört evlilikten birinde Facebook gibi sosyal ağlardan edinilen genç sevgili karşımıza çıkıyor. Bu da tabii mahkemeye yansımıyor yine boşanma gerekçesi şiddetli geçimsizlik olarak resmi kayıtlara giriyor.Kadınlar sanal ortamlarda aldatmaların evliliklerini olumsuz etkilediğini ve boşanmaya kadar sürüklendiğini belirtiyor bize. Eşlerinin sabaha kadar internet başında oturduklarından şikayetçi oluyorlar. Porno izleyen erkeklerin de katkısı var internet gerekçeli boşanmalarda. Eşlerinin banyoya bile bilgisayarıyla girdiğini ve boşanmak istediğini söyleyenlere raslıyoruz artık.
Çiftler aynı evde pansiyoner gibi yaşıyor
Boşanmaların yüzde 20’si cinsel uyumsuzluk nedeniyle yaşanıyor. Çiftler aynı evde pansiyoner gibi yaşıyorlar. Karşılıklı ilgi zamanla azalıyor ve sıfıra düşüyor. Yataklar ayrılıyor. Bu da günümüzde boşanmaların önemli nedenlerinden biri.
Nafaka için zengin koca buluyorlar
Artık dizilerdeki nafaka örnekleri gerçek hayattaki boşanma davalarında örnek alınıyor. Zengin bir koca bulan genç kadın, birkaç ay evli kaldıktan sonra boşanıyor. Yüklü bir nafaka bağlatırsa kendine, ömür boyu boşandığı adamın verdiği nafakayla geçiniyor. Bu adeta bir sektör oldu. Genç kadınlar bu yöntemi çok kullanıyor. Yasalarda düzenleme yapılmalı.
Oranlar doğudan batıya doğru artıyor
Boşanmalar batıya doğru geldikçe artıyor, doğu illerimizde daha az. Antalya, İstanbul ve İzmir’de mahkemeler boşanma davalarıyla dolu, ama Karadeniz’de, Güneydoğu Anadolu’da çok az. Örneğin Hakkari’de yılda birkaç kişi boşanıyor. Nedeni hem görücü usulü evlilikler çok, hem de evliliğe kutsal gözle bakılıyorlar.
Sonradan zenginleşen erkek eşini beğenmiyor
Erkekler zenginleşince boşanma kararı vermeleri kolaylaşıyor. Zenginleşen, statü değiştiren koca eşini beğenmiyor. Bu zenginleşme ile yeni bir sevgili buluyor koca ya da direkt boşanıyor.
Kadının ekonomik bağımsızlığı yoksa ikinci kadın olmaya göz yumuyor böyle durumlarda. “Eşim beni aldatıyor, dövüyor, sövüyor bana boşanma davası açtı, ne yaparım boşanmamak için” diyen kadınlara çokça rastlıyoruz.
Kadın ekonomik olarak özgür olmadığı için katlanıyor tüm bunlara.
Boşanma davalarının yüzde 19’u şiddetten kaynaklanıyor
Şiddet gören kadınlar ekonomik duruma göre pozisyon alıyor. Yaptığımız araştırmada şiddetin boşanmalar üzerindeki etkisi yüzde 19. Şiddete medeni kanun sıfır tolerans göstermeli. “Bir tokat attı ne olacak” diye müsamaha göstermemek lazım şiddete. Kadın isyan edince de iş cinayete kadar sürükleniyor sonra. Şiddet son yıllarda kadınlar ve onların aileleri üzerinde çok daha hassas bir noktada. Artık hakareti bile şiddet olarak görüp dava açıyorlar. Mahkemeler de kadının yanında. Medeni Kanun cimriliği bile şiddet olarak görüyor.