Gazete Vatan Logo

Değişim rüzgarları…

Eveet, değişimler başladı. İç organlarınızdan dış organlarınıza kadar tüm bedeniniz bu yeniliği ‘içine’ sindirmeye çalışıyor. Ne kadar sıkıntı, ağrı çekerseniz çekin, onu kucağına aldığınızda her şeye değdiğini bir kez daha göreceksiniz!

Hamilelik kadınların 9 ay boyunca saçından ayaklarına kadar tüm vücudu etkileyen önemli bir süreç. Kişiye göre değişen şikayetlerle bazı dönemler gerçekten zorlayıcı olabiliyor. Ama şanslısınız ki bütün bu değişimler geçici bir süre oluyor ve sonra bitiyor. Bu dönemdeki değişimlerle başa çıkmak istiyorsanız önerilerimizi okumanızı öneriyoruz.

SAÇLARINIZ

Neler oluyor?
Bildiğiniz gibi saçlarınız bir ayda santim santim uzar. Normal şartlarda saçınız uzarken bir yandan da dökülür. Uzmanlara göre hamilelikte hormonal değişimlerle birlikte saçlarınızın uzaması hızlanır ve dökülmesi de bu yüzden çok normal. Hatta bazı hamileliklerde saçlar olduğundan daha canlı ve gür hale gelebilir.
Hamilelikte östrojen ve progesteron gibi hormonlar, vücuttaki yağ üretimini ve folikül (yumurtalıkta yumurtayı taşıyan içi sıvı dolu kese) yapısını değiştirebilir. Buna bağlı olarak kıvırcık saçlarınız düzleşebilir ya da zayıfsa güçlendiğini görebilirsiniz. Bebeğiniz doğduktan birkaç ay sonra ise folikül yapınız eski düzenine dönmeye başlar. Günde ortalama 100 tel dökülen saçımız bir anda 500 tel kadar dökülebilir. Ama sakın endişelenmeyin. Yumurtalıklarınızdaki folikül miktarı yaklaşık 6 ay içinde düzene gireceğinden bu şikayetiniz de kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

Ne yapmanız gerek?
Saçlarınızı önemsiyorsanız düzenli kestirmenizi öneriyoruz. Bu şekilde daha sağlıklı ve hacimli görünecektir. Henüz saçınızda bir değişim göremediyseniz ilk 3 ay yeni bir işlem uygulamanıza gerek yok. Bilirsiniz hamilelikte saç boyatma ve perma zararlı diye sürekli söylenir. Oysa ki bu konuda henüz kanıtlanmış bir bilgi yok. Fakat saç boyasının kafa derisi ile emilerek kan dolaşımına kadar ulaştığı bir gerçek. Hamileyseniz gelişen bebeğinizin ufak miktarda da olsa kimyasallara maruz kalmaması tabii ki önemli. Beyazlarınız varsa bitkisel boyalar kullanmak en güzeli. Ama beyazlarınız yoksa biz doğallığınızı koruyun deriz.

BEYNİNİZ

Neler oluyor?
Bu aralar aklınızı kaçırdığınızı düşünüyorsunuz! Tabii ki hayır. Ama hamilelerin MR çekimleri beynin 3. trimester’da küçüldüğünü ortaya koyuyor. Ayrıca hafıza sorunu, konsantrasyon ve öğrenme zorluğu gibi sorunlar, geç hamileliklerde yaşanabiliyor. Anne adaylarının nasıl 180 derece değiştiği tam olarak anlaşılamasa da hamilelikle gelen uykusuzluk sorununun beyni etkilediği ve psikolojik sorunlar yarattığı bir gerçek. Siz yine de zekanızdan şüphe etmeyin. Sadece geçici bir rehavet içinde…

Ne yapmanız gerek?
Yapılacaklar listenizi sürekli yenileyin ve önemli olan tarihler için saatinize alarm kurun. Ama unutmayın ki hamilelik dinlenmeniz için bir fırsat. Ufak tembellikler yapmaktan zarar gelmez. Ailenize katılacak bebeğiniz için hazırlık yapmanız günlük işlerinizden daha önemli.

GÖZLERİNİZ

Neler oluyor?
Televizyon izlerken gözlerinizi kısıyorsanız hormonal değişimler gözlerinizi de etkilemiş demektir. Vücudunuzdaki değişimlere göz korneanızın büyümesi de eklenir. Korneanız kalınlaştıkça görüntüler kırılır.
Göz numaranızda bir büyüme olmasa bile bazen kullandığınız lensler hamileyken sizi rahatsız edebilir. Nedeniyse yine hormonlar. Bir artıp bir azalan hormonlarınız yüzünden korneanızda kuruma meydana gelebilir ve lensler gözünüze batmaya başlar.

Ne yapmanız gerek?
Şikayetleriniz varsa öncelikle bir göz doktoruna gitmeniz gerekir. Lensleriniz sizi rahatsız ediyorsa kısa bir süreliğine gözlük kullanmanız daha mantıklı olacaktır. Ayrıca göz kuruluğunu gideren damlaları doktorunuzun tavsiyesiyle kullanabilirsiniz. Ciddi düzeyde görme bozukluğu, gölgelenmeler yaşıyor ve etrafı puslu görüyorsanız şikayetlerinizi görmezden gelmeyin ve aynı zamanda doğum uzmanınıza da muayene olun. Çünkü bu tarz sorunlar hamilelikte ortaya çıkan şeker hastalığı ve yüksek tansiyonun belirtileri arasındadır.

DERİNİZ

Neler oluyor?
Ara ara terlemeniz ve hararet basması çok normal.
Bazı hamilelerde bu dönemlerde cilt güzelleşirken çoğu kadında ciltte yağlanma görülür ve buna bağlı olarak sivilcelenme artar.
Hamilelikte görülen diğer deri sorunları; melasma (Hamilelik maskesi olarak adlandırılan bu hastalık vücuttaki melanin artışına bağlı olarak yüzde çıkan iri siyah lekelerdir.) çatlaklar (Hormonlar ve artan kilonun etkisiyle deri gerilir ve kırmızı renkte çatlaklar oluşmaya başlar. Zaman geçtikçe bu çatlakların rengi beyaza döner) linea nigra bir diğer adıyla siyah çizgi olarak bilinir. (Kadınların çoğunda göbek deliği ile kasıkların tam ortasında beliren siyah renkli çizgidir ve genelde doğum sonrası kaybolur.) Hamilelik döneminde avuç içinde ortaya çıkan kaşıntı ve kızarıklık normaldir. Kandaki östrojenin artmasına bağlı olarak çıkar.

Ne yapmanız gerek?
Cildinizi nemli tutmak için her gün nemlendirici sürün, günde en az sekiz bardak su için ve sıcak çok su ile duş almayın. Sivilceleriniz için günde iki defa yüz temizleme jelinizi kullanabilirsiniz. Fakat doktorunuzun onayını almadan hiçbir ürünü kullanmayın. Cildinizde çatlamalar genetikse çatlak kremlerine para ayırmanızda fayda var. Ancak bu kremler sayesinde cildinizi bol bol nemli tutarak derin çatlakların oluşmasını engelleyebilirsiniz. Retin A ve alfa hidroksi asitler içeren kremlerse oluşmuş çatlakların görünümünü azaltmaya yardımcıdır. Fakat hamilelik ve emzirme döneminde bu maddeleri içeren kremlerin kullanılması tavsiye edilmez. Son olarak bazı kadınlarda hamilelikle oluşan cilt problemlerinin doğumdan sonra yavaş yavaş kaybolduğu gözlenir. Bu nedenle biraz da sabırlı olmanız gerekecek.

BURNUNUZ

Neler oluyor?
Hamile kadınların çok keskin koku aldığı hep söylenir. Fakat şu bir gerçek ki kişiden kişiye kokular farklı algılanmaya başlar. Örneğin aldığınız koku tiksindirici gelirse yoğunluğu burnunuza artarak gelmeye devam eder. Özellikle hamileliğin ilk aylarında esintiyle burnunuza az bir koku bile gelse bir anda bulantınız şiddetlenebilir ve kendinizi tuvalette bulabilirsiniz.
Uzmanların bir teorisini sizlere açıklayalım. Hamileliğin ilk trimester’ında kötü kokulara karşı hissedilen aşırı hassasiyetin bir olumlu bir nedeni var. Bu hassalık, hamilelerin fetusun gelişimine zarar veren bazı yüksek bakterilerden ve doğal toksit içeren besinlerden uzak durmasını sağlıyor.
Hamilelik ilerledikçe mukoza zarlarına artan kan akışı, zarların şişmesine yol açıyor ve anne adayları kokulara karşı normalden daha hassas oluyor. Sonuç olarak hiç bitmeyen nezle gibi hastalıklar bir türlü yakanızı bırakmıyor. Aynı şekilde sık burun kanamanız ve burun tıkanıklığınız varsa bu şikayetlerinizin geçici olduğunu bilin ve rahatlayın.

Ne yapmanız gerek?
Kokular midenizi bulandırıyorsa bir müddet mutfak işlerinden kendinizi çekebilirsiniz. Örneğin balık yiyecekseniz temizletip satın alabilir ya da eşinize akşam yemeği için bir şeyler getirmesini rica edebilirsiniz. Ne de olsa hassas dönemdesiniz. Fakat burun tıkanıklığı, burun akıntısı ya da burun kanamanız varsa burun damlaları kullanıp bol sıvı almaya çalışmalısınız. Ayrıca 20 dakikalık buhar banyosu yapmanız ve yatarken buhar makinesi çalıştırmanız burnunuzu rahatlatıp açılmasını sağlar. Söylemesi bizden.

DİŞLERİNİZ

Neler oluyor?
‘Hamileyseniz bir dişinizi kaybetmeyi göze alın’ diye söylenen eski bir söz vardır. Mutlaka duymuşsunuzdur. Hamilelik döneminde diş ve diş etleri ile ilgili problemler sık sık ortaya çıkar. Bu problemlerden en sık görüleni hamilelik gingiviti adı verilen diş etlerinin iltihabı. Bu dönemde vücudunuz bebeğinizin kemik gelişimi için daha fazla kalsiyuma ihtiyaç duyduğundan stoktaki tüm kalsiyumu kullanmaya başlar. Azalan kalsiyum miktarı ilk olarak en hassas bölge olan diş etlerinizi etkiler ve giderek şişlikler meydana gelir. Hassaslaşan diş etlerine ağız içi mikropları da eklenince enfeksiyon kapmak kaçınılmaz olur. Çürüklerin en çabuk oluşabileceği dönem yine hamilelik dönemi. Artan tükürük oranı bakterilerin ağız içinde birikmesine yol açar.

Ne yapmanız gerek?
Diş ve diş eti hastalıklarından korunmak için hem hamilelikte hem de sonrasında dişlerinizi her öğünden sonra kalın kıllı bir diş fırçası ile yukarıdan aşağı doğru fırçalayın ve dilinizi de fırçalamayı ihmal etmeyin. Dişleriniz çok sıkışıksa diş ipliği ve ağız gargarası kullanmanız gerekebilir. Yıllık diş kontrollerinizi pas geçmeyin. Özellikle hamile kalmayı düşünüyorsanız dişinizdeki rahatsızları gidermek için harekete geçin. Diş taşlarından kurtulmak için düzenli olarak 6 ayda bir dişlerinizi temizletin. Aksi takdirde hamileliğiniz sorunlu geçebilir.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZ

Neler oluyor?
Bağışıklık sisteminiz vücudunuza giren yabancı ve zararlı organizmaları bularak yok eder. O halde fetusunuz yarı yabancı olduğu için zarar görebilir mi? (Genetik olarak, vücutta sonradan gelişen yarı yabancı olarak kabul edilir) Zarar vermez çünkü bebeğinize oksijen ve besin taşıyan plasenta, enzimleri çalıştırarak kanda dolaşan öldürücü hücreleri ve lenf sisteminin hücuma geçmesini engeller. Hatta bu nedenden dolayı hamilelikte nezle, grip gibi hastalıklara yakalanma riskinin normale göre daha düşük olduğu söylenir. Çünkü hamilelikte bağışıklık sistemi virüslere karşı daha hızlı çalışır.

Ne yapmanız gerek?
Şimdi hastalıklara karşı daha dayanıklısınız, ama bu demek değil ki hasta olmayacaksınız. Ellerinizi sık sık yıkayarak ve hasta insanlardan uzak durarak kendinizi korumaya bakın. Bir de tabii stresten uzak durmak, istirahat etmek ve sağlıklı beslenmek hastalıklardan korunmanın temelini oluşturur.

GÖĞSÜNÜZ

Neler oluyor?
Hamilelik döneminde progesteron, östrojen ve süt üreten prolaktin hormon oranındaki artışları bebeğinizi emzirmenizi sağlar. Sütle dolan göğsünüz giderek büyür, meme başınız dikleşir ve çevresi koyu bir renge döner. Göğse akan kan akışı artar; süt keseleri ve çevresindeki damarlar genişleyip büyür. Sonuç olarak göğsünüzün birkaç beden büyümesi kaçınılmaz olur, hatta daha seksi bir görünüme kavuşursunuz! Ama bu durum ömür boyu sürmez tabii! Bebeğiniz sütten kesilir kesilmez göğsünüz küçülmeye başlar.

Ne yapmanız gerek?
Göğüsleriniz günden güne büyüyorsa yeni sütyenler almaya başlasanız iyi olur. Sütyenlerinizin özellikle askıları kalın ve kumaşı meme ucunuzu tahriş etmeyecek türde olmalı. En önemlisi de bedeninize göre doğru tip sütyen satın almanız. Emzirme sütyenleri sizin için hem pratik hem de koruyucu olacaktır.

KALP VE DOLAŞIM SİSTEMİNİZ

Neler oluyor?
Miniğinizin ilk ayak seslerini duymadan önce pıt pıt diye atan kalp atışlarını duyacaksınız. Hamileyken kalbe pompalanan kan miktarı arttığından kalbiniz daha hızlı atar, biraz fazla hareket ettiğinizde çabuk yorulur. Plasentaya giden birden fazla kan damarı bu dönemde biraz tembelleşerek ikinci trimester’da kan basıncının düşmesine neden olur. İşte bu yüzden hamilelerde bayılma ve baş dönmeleri görülür. Kan damarlarının büzülüp sıkışmasına bağlı olarak hamilelerin %7’sinde kan basıncı artar. Sonuç olarak hamilelikte yüksek tansiyon uterusa giden kan akışını azaltarak erken doğuma bile yol açabilir.

Ne yapmanız gerek?
Kan hücrelerini arttırmak için günlük demir almanız önemli. Günde 6mg demir alırsanız olası anemi hastalığı riskini azaltmış olursunuz. Hamilelikte kalbinizi güçlendirmek ve sağlığınızı korumak için düzenli, hafif egzersizler yapmalı ve egzersizlere başlamadan önce ve başladıktan sonra bir miktar su içmelisiniz. Uzmanlar bu bilgilere ek olarak günlük 20 dakika yürüyüşün kalp ve akciğerleri güçlendirdiğini ve yapılan yürüyüşlerle doğumun daha kolay olacağını öne sürüyor. Ayrıca kan basıncınız da dengede kalıyor. Bu bilgilere bağlı olarak hamile kalmadan önce kalp atışınızı ölçen testlere girerek normal kalp atış değerlerinizi öğrenin. Dışarıda olduğunuz zaman kalp atışlarınızı sık sık kontrol edin. Baktınız kalp atışınız normal üstü seyrediyor hemen ufak mola verip dinlenin.

SİNDİRİM SİSTEMİNİZ

Neler oluyor?
Mideniz kötü ama sebebi sadece sabah bulantıları değil. Mide yanmaları, sindirim güçlüğü ve kabızlık da çekiyorsunuz. İşte bu tür şikayetler sindirim sisteminizin yavaşladığını gösterir. Hamilelikte etkili olan progesteron hormonu ise tüm bu sıkıntılarınızın ortak nedeni. Bağırsakların yavaş işlemesine neden olur, midenizdeki yemeklerin öğütülme süresini uzatır. Böylece öğütülen yemekler bağırsaklarınızdan çok yavaş geçmeye başlar. Doğal olarak sonrasında midenizde yanma, hazımsızlık ve kabızlık gibi yukarıda saydığımız rahatsızlıklar baş gösterir. Tamam biraz can sıkıcı ama bu anlattıklarımızın güzel bir tarafı var. Midenizde uzun süre kalan besinler sayesinde bebeğinize daha çok besin alarak gelişmesine katkıda bulunuyorsunuz!

Ne yapmanız gerek?
Mideniz bulandığında bastırması için peksimet, galeta türü yiyecekler atıştırın. Dayanılmayacak kadar çok bulantınız olursa doktorunuza danışıp ilaç kullanmanız gerekebilir. Çünkü aşırı derecede kusma varsa midenizi ve yemek borunuzu tahriş edebilirsiniz.

ELLERİNİZ

Neler oluyor?
Kol bileğinizde ağrı, parmaklarınızda karıncalanma ve hissizlik varsa, ağrılar kolunuzdan başlayıp elinize kadar vuruyorsa sizde Karpal Tünel Sendromu olabilir. Hastalık ele giden sinirin el bileği çevresinde geçtiği bir kanalda çevre kılıf tarafından sıkışması olarak tanımlanabilir. Hamile kadınların %45’inde bu hastalık gelişmesine rağmen doğum sonrası bütün şikayetler son bulur.

Ne yapmanız gerek?
Sürekli aynı pozisyonda kalmak hastalık riskini artırır. Ofiste masa başı çalışanıysanız el pozisyonunuzu değiştirmeniz ve kısa molalar vererek bileğinizi dinlendirmeniz gerekir. Önceden de bu hastalığınız varsa doktorunuzi, tedavi için kortizonlu iğne ve bilek bağı verebilir.

GENİTAL BÖLGENİZ

Neler oluyor?
Ostrojen, progesteron ve androjen (Fetusta her iki cinsiyette bulunan erkeklik hormonu) seviyeniz cinsel isteğinizi artırmada etken. Artan kan akışı genital bölgenize pompalanarak vajina salgınızı yoğunlaştırır. Yani şanslısınız, hamileliğinizin 2. trimesterında sizi çok özel ve hoş dakikalar bekliyor. (Dip not olarak belirtelim. Hamileliğin erken dönemlerinde bazı kadınlarda cinsel isteksizlik görülürken bazılarında da istek artabiliyor).
Uzmanların görüşüne göre genital bölgelere fazla kan akışı vulva varislerine ve hemoroit (basur) problemlerine yol açıyor. Hormonal değişiklikler sayesinde vajinada tüylenme artar ve üreme sistemi ile ilgili çeşitli hastalıklar meydana gelebilir.

Neler yapmanız gerek?
Hamileliğiniz riskli olmadığı sürece seksten mümkün olduğu kadar zevk almaya bakın. Bebeğiniz doğduğunda cinsel hayatınızı bir süre erteleyebilirsiniz. Malum tatlı uykusuzluklara alışmak zaman alabilir. Hemoroitve vulva varis ağrılarını hafifletmek için bilinen buz torbasına oturma tekniğini kullanın. Doğumdan sonra ağrılarınız devam ederse doktora başvurun. Eğer vajinal bir enfeksiyon durumundan şüpheleniyorsanız kadın doğum uzmanınıza danışmanız gerekir. Kadınlarda sık rastlanan vajinal hastalıklar yoğurt ve kalsiyum takviyesi ile biraz olsun önlenebilir.

BACAKLARINIZ

Neler oluyor?
Kasıklarınızdaki fazla kan hacmi ve genişleyen rahmin damarlara yaptığı baskı, kanın ve vücuttaki sıvıların vücudunuzun alt tarafında birikmesine neden olur. Buna bağlı olarak damar ve ayak bileklerinizde şişmeler görülür. Dahası günden güne büyüyen rahminizin sinirlere yaptığı baskı ve kalsiyum eksikliği geceleyin bacağınıza kramp girmesine neden olur.

Ne yapmanız gerek?
Ayaktaki şişmeyi ve varisleri önlemek için varis çorapları giyin. Uzun süre oturmayın ya da ayakta kalmayın. Gün içerisinde bacaklarınızı birkaç kez mümkün olduğu kadar yukarı kaldırın. Vücudunuzdaki şişliklerin, bir anda elinizde ve yüzünüzde oluşan kabartıların normal olup olmadığını doktorunuza sorarak öğrenin. Çünkü tüm bu belirtiler yüksek kan basıncının işareti olabilir.
Bacağınıza giren krampları en aza indirgemek için yatmadan önce baldır kaslarını güçlendirici hareketler yapın ve muhakkak günde 1000mg kalsiyum almayı unutmayın.

AYAKLARINIZ

Neler oluyor?
Hamilelikte ayak şişmeleri çok sık rastlanan bir durum. Sabah giydiğiniz ayakkabı bir bakıyorsunuz öğlen ayağınızı sıkmaya başlıyor. Hatta kimi zaman çıkardığınız ayakkabıyı tekrar giyemiyorsunuz bile.
Hamilelikte alınan kilolar ve su kaybı ayak bileğinizin kalınlaşmasına neden olarak gösterilebilir. Eskiden beri söylenen ‘hamilelikte ayak numarası bir numara büyür’ sözü bir bakıma doğru. Relaksin adlı hormon, pelvis kaslarını doğuma hazırlayarak vücudunuzun diğer kısımlarının gevşemesini sağlar. Ayaklardaki lifler esnediği zaman, kemikler gevşer ve ayakta şişlikler meydana gelir.

Ne yapmanız gerek?
Şişmeleri indirmek için ayaklarınızı sık sık soğuk suda bekletin. Baktınız işe yaramadı yarım ya da bir beden büyük rahat ayakkabılar almaya başlayın. İlk başlarda büyük ayakkabı giymeyi garipseniz de ayaklarınız şiştiğinde bu yöntemin çok işe yarayacağını göreceksiniz.

Haberin Devamı