Gazete Vatan Logo

Darwin’i sansür eden istifa etmezse, AİHM’e giderim

Celal Şengör, yakında evrim konusunda yaptığı araştırmanın kitabını yurt dışında baskıya sürecek...

Türkiye’nin yetiştirdiği sayılı bilim adamlarından, İTÜ Avrasya Bilimleri Öğretim Üyesi ve Türkiye Bilimler Akademisi Asli Üyesi Celal Şengör, yakında evrim konusunda yaptığı araştırmanın kitabını yurt dışında baskıya sürecek... Prof. Dr. Şengör, TÜBİTAK’ın dergisi “Bilim ve Teknik”e yapılan sansürün peşini bırakmayacağını ve gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğini anlattı.

Türkiye’nin en saygın popüler bilim dergisi Bilim ve Teknik, Mart sayısında Darwin’in 200’üncü doğum yıldönümü nedeniyle, tüm dünyadaki benzer bilim dergileri “Nature” ve “New Scientist” gibi, “Darwin” kapağıyla çıkmaya hazırlanıyordu. Fakat son anda, ne olduysa oldu; kapak ve 15 sayfalık Darwin yazısı imha edildi. Yerine “Küresel iklim değişikliği” dosyası konuldu. Dergi bu yüzden bir hafta geç çıktığı gibi yayın yönetmeni de görevden alındı. Çok geçmeden TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Ömer Cebeci’nin dergideki bu konuyu veto ettiği ortaya çıkınca, 21’inci yüzyılda, Türkiye’nin en saygın bilim kurumlarından birinde, “sansür” tartışmaları alevlendi. Prof. Dr. Celal Şengör, yapılan tartışmanın Türkiye için bir utanç kaynağı olacağı görüşünde... Şengör, son olarak yaptığı “Geological Society of America” kitap serisinden çıkacak “Permiyen Yok Oluşu ve Tetis Bir Global Jeoloji Denemesi” adlı araştırmasının, 250 milyon yıl önceki ile bugün arasında insanın geçirdiği evrimi gösterdiğini söylüyor.



Bu tartışmayı sadece yobazlar yapıyor

“250 milyon yıl önce dünyadaki yaşamın yüzde 95’i ortadan kalkıyor. Niçin kalktığı, 200 yıldır jeolojide bir sorun. Bu soruna bugüne kadar verilen en iyi cevap, yakında kitap olarak ABD’de yayınlanıyor. Güney Afrika’daki bir öğrencim ile birlikte bu kitabı hazırladık” diyen Prof. Şengör, evrim konusundaki tartışmalara güldüğünü vurguluyor ve ekliyor: “Ben evrim konusunda doğrudan tarafım. Ama benim taraf olmam yetmiyor, aklı başında her insan bu işe taraf. Birisi çıkıp derse ki ‘Dünya düzdür’, siz de bu işe taraf olur, ‘Böyle bir zırvalık olmaz’ derseniz. ‘Efendim, Darwin haklı mı, değil mi?’ sorusunu sormakla, ‘Yahu dünya düz müdür?’ sorusunu sormak aynı derecede abestir. Bugün bilim dünyasında böyle bir tartışma yok. Bu tartışmayı sadece yobazlar yapıyor.”

Darwin’e karşı çıkmak tıbba karşı çıkmaktır

Celal Şengör, yaptığı araştırmayla, 250 milyon yıl önce, “tetis” denilen okyanusun, zehirlendiğini ortaya çıkarmış. Şengör, bu deniz içinde biriken hidrojen sülfürün patlayarak içindeki gazın dışarı çıkmasının, içinde dinazorların da olduğu türleri öldürdüğünü anlatıyor: “Bütün okyanus gazoz gibi patlıyor. İçindeki gaz dışarı çıkınca, hem denizin içindekileri öldürüyor, hem de 2 bin kilometre çevresindeki her şeyi. Dolayısıyla, o zaman da bütün karalar bir arada olduğu için yaşamın yüzde 95’ini ortadan kaldırıyor. Bu araştırmam da ABD’deki jeoloji cemiyetinde bir kitap olarak yayınlanacak.”
Prof. Dr. Şengör, Türkiye’yi yöneten iktidarın, bilim ve modern yaşam için bir tehlike olduğu görüşünde: “Darwin’e karşı çıkmak, insan emniyeti için de tehlikedir. Çünkü Darwin’e karşı olduğunuz zaman, tıbba da karşısınız demektir. Çünkü modern tıbbi araştırmalar tamamen evrime dayanır. Eğer evrime güvenmiyorsanız, modern tıbbi araştırma yapamazsınız.”

Türkiye’de ve Amerika’da cahiller yığını var


Celal Şengör, Devlet Bakanı Mehmet Aydın’ın “Darwin yanlış yaptı ama sansür hataydı” sözlerini şöyle yorumluyor: “Denecek tek şey: ‘Cahil.’ Darwin’in yanlış yaptığı çok şey var. Ama ‘doğal seçme’ teorisi, yanlış değil. En azından bugüne kadar yanlışlanabilmiş değil. Bilimde her teori tartışılır. Şimdiye kadar yanlışlayamadıysak, bunun üzerine gider yanlışlamaya çalışırız. Hepimiz veri topluyoruz. Daha iyi bir teori olabilir mi? Yok. Her şeyi en iyi açıklayan Darwin’in teorisi. Ama Darwin’in teorisi eksikti. Bunun üzerine Mendel’in genetiği geldi. Daha sonra da, Hugo De Vries’in mutasyonu geldi. Bunlar bir araya gelerek 20’nci yüzyılda yeni bir sentez oluşturuldu. Bütün bunları kucaklayan yeni bir evrim teorisi çıktı.”
Prof. Şengör, Türkiye’nin Darwin’e inanmayan ülkeler sıralamasında ABD’den sonra ikinci sırada gelmesini cehalet düzeyi ile ilişkilendirerek açıklıyor: “Bu, Türk cehalet düzeyini gösteriyor. Türkiye’deki eğitim, 1946’dan sonraki nüfus patlamasıyla birlikte iflas etmiştir. Türkiye korkunç bir cahiller yığınıdır. Amerika’daki halk da öyle. 15-20 yıl önce bu tartışma Türkiye’de yokken, bugün var. Çünkü cehalet artmıştır. Türkiye’de din temelli politika gemi azıya alınmıştır. Hiçbir uygar toplumda dinin toplumu yöneltmesine izin verilemez. Çünkü din tamamıyla subjektif bir şeydir.”

Bu sansürle alanen suç işlendi

Darwin’in bütün konularının ve kapağının olduğu gibi dergiden atılmasının Türkiye’de bilim dünyasına ve insanlığa yapılan bir ihanet olarak gördüğünü vurgulayan Şengör: “Bu sizin gençliğinize ihanettir. Bir insanlık suçudur. Bu yazıyı her kim çıkartmışsa, Ömer Cebeci’yse, tek başına Ömer Cebeci; bilim kuruluysa top yekun bilim kurulu suç işlemiştir. TÜBİTAK’ın yasa ile kendine göre bir sürü ilkeleri var. Bu görevin yapılmasına engel olmuşlardır. İkincisi; ‘Bilgi Edinme Serbestisi’ diye bir kanunumuz var. Buna engel olmuşlardır. Dolayısıyla, alenen suç işlemişlerdir.”
Şengör, eğer savcılar bu konuda harekete geçmezlerse, yapacağı hareketi şöyle anlatıyor: “Savcıların bu konuda harekete geçip sansürcüleri mahkemeye verip görevlerinden aldırmazsa, ben bizzat Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne müracaat ederim. İşin peşini bırakmam. Gerekçem de açık, TÜBİTAK, benim ve çocuklarımın bilgi edinme hürriyetini engelliyor.”

TÜBİTAK rezilliklerle uğraşıyor


Celal Hoca, TÜBİTAK’ı kıyasıya eleştiriyor: “TÜBİTAK, rezilliklerle uğraşan bir kurum. Bu olay, ilk ve tek değil. Bütün mesleki dergilerde 30 kişi istifa etti. Kimse kalmadı TÜBİTAK’ta. Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Yücel Kanbolat da daha önce bir mesleki dergiden istifa etmiş.
TÜBİTAK’taki kötü gidişat, Namık Kemal Pak’ın görev süresinin bitmesiyle başladı. O zamanki bilim kurulu Namık Kemal Pak’ın görev süresinin uzatılmasını başbakanlığa teklif etti. Başbakan kanunu çiğneyerek bunu onaylamadı. Başbakan’ın uzatmak zaten elinde değildi, Başbakanın yapacağı şuydu: Cumhurbaşkanı’na arz edecekti. Başbakan bunu beğenmeyebilir, şerh düşer. Der ki; ‘Efendim ben bu atamaya karşıyım’ Fakat kanun gereği Cumhurbaşkanı’na arz etmesi lazımdı, etmedi. Ondan sonra hatırlayacaksınız dedi ki, ‘Efendim bir kere de biz atarsak ne olurdu?’ Alenen kanunu çiğnedi. Yerine birisini atadı tabii ama Cumhurbaşkanı da onaylamadı”

Yaratılış teorisi ABD desteğiyle empoze edildi

Celal Hoca’ya ilkokulda hâlâ evrim teorisinin ders kitaplarında ve müfredetta olduğunu hatırlatınca, ilginç bir cevap alıyoruz: “Okutuluyor mu, bilmiyorum ben. Yalnız ben lise biyoloji kitabında, yaratılış fikrinin ders kitabında olduğunu gördüm; tüylerim diken diken oldu. Yaratılışın en küçük bir verisi yok. Bugün bilimde böyle bir şeyin mevzusu yok. Hani derler ya, bilimsel teorilerin doğruluğu ispat edilemez ama yanlışlığı ispat edilir. Bu yaratılışın yanlışlığı ispat edilmiş vaziyette ve halen bizim ders kitabımızda. Ne zaman kondu, Vehbi Dinçerler zamanında mı? Hangi destekle kondu, Amerika’dan gelen kitaplar desteğiyle. Amerika’da bu konuda makale yayınlandı, ’Türkiye’de yaratılış nasıl hortladı?’ diye. ’Hortladı’ değil ‘Nasıl oluştu?’ denmeli, yoktu ki bizde böyle bir şey...”


Sıkıyorsa beni üniversiteden atsınlar

Celal Şengör, YÖK tarafından üniversiteden atılmak üzere mahkemeye verilme aşamasındaki belirsizliği şöyle yorumluyor: “YÖK tarafından ele alındım. Daha ne diyeyim? Neticesi belli değil, bir senedir sürüyor. Hadi atsınlar beni, onu bekliyorum ya. Niye atmıyorlar beni?
Ben diyorum ki ‘Ben böyle bir suç işlemedim.’ YÖK’ün gönderdiği inceleme ekibi diyor ki, ‘Suç oluşmamış’. YÖK Başkanı bana mektup yazıyor, diyor ki; ‘Onlar öyle diyor ama ben senin atılmanı teklif edeceğim.’ İyi atsın hadi. Değil mi? Bütün dünya ayağa kalktı biliyorsunuz. Amerikan Bilimler Akademisi bunlara mektup yazdı. Cumhurbaşkanı’na ve Başbakan’a da yazdı.”

Haberin Devamı