Da Vinci’nin Türkiyeli güzeli
'Irkçılığı bırakmalıyız'
İsveç doğumlu Dilan Gwyn, tüm dünyada ilgiyle izlenen, en son İstanbul sahneleriyle gündeme gelen ‘Da Vinci’nin Şeytanları’nda rol alıyor. Dilan, dizideki çok konuşulan tecavüz sahnesi için “Filmler gerçeği yansıtmalı, Yana’nın başına gelenler yanında o sahne devede kulak” derken, Türkiye’de her hafta iki saatlik dizilerin çekilmesine inanamadığını söylüyor.
İsveç doğumlusunuz. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Annem, babam ve iki ablam 1981 yılında İsveç’e geldiler. Şair, yazar ve politikacı bir babanın kızı olmanın ve onun sinema ve filmle olan yakın ilgisinin beni biçimlendirdiği söylenir. Ve ben sevgili babamı 11 yaşındayken kaybettim. Onunla çok iyi arkadaştık. Hayatta olup başarılarımı görmesini çok isterdim.
Çocukluk hayali oyunculuk olanlardan mısınız?
Aynen öyle, çocukluğumdan bu yana filmler benim en fazla ilgi duyduğum konu olmuştur. Benim gibi çocukluk yıllarında film izleyen başka birini tanımıyorum.
Da Vinci’nin Şeytanları’na nasıl dahil oldunuz?
İsveç’teki ajansım isteği üzerine bir seçme sonrası bu dizideki rolü aldım. O sırada Türkiye’deydim, seçmeler için Londra’ya gittim hemen. Ama sanırım seçmeler için bile olsa Londra’ya gelmeseydim bu rolü de alamazdım.
Bu dizi nasıl bir deneyim oldu?
Genel olarak böyle büyük bir projede oynamak çok muazzam bir şey. Çok güzel bir doğa, çok büyük bir stüdyo ve Wales çok güzel bir yer.
İçinde olduğunuz tecavüz sahnesi Türkiye’de çok konuşuldu. Sahne sizi zorladı mı?
Filmler hayatın gerçeklerini göstermekten çekinmemelidir. Dizide yer alan tecavüz sahnesi karakterin (Yana) başından geçenler içinde çok küçük bir bölüm. Fakat çok üzücüdür ki Türkiye’de medya tüm dikkatleri bu noktaya topladı. Yana’nın başına gelenler kıyaslanırsa bu tecavüz olayı devede kulak kalır.
‘Aşkta özgürlük alanları olmalı’
“Sağlıklı bir ilişki karşılıklı güven olmadan yürümez diye düşünüyorum. Aynı zamanda taraflar birbirlerine gerekli özgürlüğü tanımalılar. Ortak bir yaşamda da olsa insan kendi özelini yaşayabilmelidir ve aynı zamanda birbirlerine gerekli desteği ellerinden geldikçe verebilmelidirler.”
‘Yılmaz Erdoğan’ı beğeniyorum’
Dizide tutkulu karakterler var, sadece aşk değil, hayatta da... Siz nasıl bir insansınız?
Hem iş hayatımda hem özel yaşamımda oldukça tutkulu bir insanımdır. Yaptığım işi çok ciddiye alırım. Detaylar önemlidir bence. Çünkü o küçücük detaylar bütünü oluşturur. Mükemmeliyetçiyimdir.
Türkiye’deki diziler ve filmler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Her hafta sanki yeni bir film yapılır gibi iki saatlik bölümlerin çekilebilmesi beni hayrete düşürüyor doğrusu. Fakat çok kalite serilerin olduğunu da biliyorum.Yılmaz Erdoğan’ı çok beğeniyorum. Semih Kaplanoğlu, Çağan Irmak, Yeşim Ustaoğlu çok iyi...
Türkiye’de oynamak ister misiniz?
Proje önemlidir hangi ülkede yapıldığı değil. İyi bir proje olursa...